"Kesin bir dille restleşmek için yazdığımı düşünüyorum. Fiyakalı olduğu kadar saçmalıklarla dolu bir hayatın özneleriyiz. Eşitsiz ve oportünist bir kuşatmada olduğumuzu kimse yadsıyamaz. Grevlerin devlet eliyle yasaklandığı ve hükümet edenlerin bundan övündüğü gerçeği karşımızda dururken, sınıf çelişkileri şairin gündemi değilse onunla da restleşmeli şiir."

C.Hakkı Zariç

Henüz görmedim, elime almadım,  okumadım ama ilanını gördüm.

 C. Hakkı Zariç'in yeni şiir kitabı "Raspa" Orlando Art etiketiyle yayımlandı.

Şiirini, yazılarını, söyleşilerini mümkün olduğunca takip ederim. Çok farklı dergi ve mecralarda yazdığı için mümkün olduğunca diyorum. Keza hepsine ulaşmak ve haberdar olmak kolay değil.

Üretken biri yazmayı ve çokça okumayı sever kendisi. İlk şiir kitabı mayıs 1999‘da çıkmış. İnternet çağında bilgiye ve arşive ulaşmak kolay.  "Raspa " son kitabı illaki birileri yazacak, değerlendirecek, eleştirisini yapacak.

20240104_140708

Ben ilk kitabıyla ilgili 29 Haziran 1999‘da Evrensel'e yazmışım:

"Görülmüştür" damgalı bir zarf içindeydi, "Ağzımızın Yanmışlığıyla." Bu bir ilk kitap. Gerçek sanat Yayınları arasına Mayıs 1999'da katıldı. (...)

Bu ilk kitapta; toplumsal çatışmanın insan üzerindeki etkilerine rastlamak olanaklıyken kişinin kendisini anlatmasına ve hatta belirgin bir parçasının yani duygularının yoğunluklu olarak dile getirilişine de rastlamak olanaklı.

"ÖNSÖZÜN Önsözünün Bitmemiş son sözleri Özgürlük dünyasına giden yolda Mermer işlemeli kaç kapı olursa olsun Susku salgınından çıkıp YAKINLARIMIZDA Kendimizi bulmak istiyorsak Yıldızlara sevdalı bir yürek yeter Yeter ki Yarınlara U/MUTsuz bakılmasın!..."

C.Hakkı Zariç, kendisini anlatmıştır birçok şiirinde. Anlatmadıkları var; Daha yirmisine değmeden başı işkenceye, acılara, ayrılığa, özleme, duvara değdi. 12 Eylül 1991'de Kars'ta düzenlenen bir operasyonda "ele geçti"

Atılı "suç'un işlendiği tarihlerde başka bir kentte bir resmi kurumun misafirhanesindeydi. Adı geçen belge mahkemeye sunulmuş. Mahkemede, "okundu dosyaya kondu" demişti. Sonra "Gereği düşünüldü, 12 yıl 6 ay ağır hapis." C.Hakkı Zariç hapishaneyi yazmış şiirlerinde, seksen sayfalık kitapta toplam 31 şiir bulunmakta.

"Hiçbir (kapalı) mekânın yüzölçümü Yeterince geniş değildir. (hayvanlara bile)"

Yaşadığı yer demir ve betondur. Hücreleri, küçücük pencereleri, yüksek ve soğuk duvarları vardır.

Şair Edip Cansever, "mendilimde kan sesleri" şiirin bir yerinde; "insan yaşadığı yere benzer/ o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer/ suyunda yüzen balığa/ Toprağı iten çiçeğe" diyordu.

sair_hakki_zaric_edebiyatci_avcunda_murekkep_nasirlariyla_itirazini_yukseltebilmeli_h142295_1600d

(Hakkı Zariç)

C.Hakkı Zariç yaşadığı yere benzememek için mücadele verenlerden biri.

Onun şiiri erişilmeyecek kadar yüksek ve soğuk değil. Şiirleri aydınlık ve yüzü geleceğe dönük. Öyleki, gerek şair gerekse şiirleri sanki geleceğe fırlatılmış bir ok.

Romantik ve toplumcu, gerçekçi olduğu kadar "fütürist"

Yalın sözcüklerle ve belirli bir dize biçimi olmadan aktarılan duygular dikkat çekicidir. Sözle, görselliğin kaynaştırılması çabası ve soyut sanatın ilk adımlarını atma çabası içerisinde olduğu görülüyor. Yine şiirlerinde uyak ve ölçü görülmez.

Eski adıyla Cilavuz olan Susuz'da doğmuş. Kars, Erzincan, Gümüşhane, Nevşehir, Amasya, Bartın, Çanakkale ve nihayet Gebze Özel Tip cezaevleri son sekiz yılını geçirdiği yerler. Ağzı mı yanmıştı da "Ağzımızın Yanmışlığıyla" koydu kitabının adını? O, yoğurdu üfleyerek yiyenlerden olmadı. Susmadı. "İdam edilenlerimizin duvarı yıkan sloganlarını" söylemektedir yaptığı ve yapmaya devam ettiği.

Zariç'in şiirinde esas olan ne söylediğidir ancak, imge sevdiği de görülüyor. İtinayla seçtiği anlaşılan kimi sözcükler için ise, sözlüğe bakma gereksinimi duymasak daha iyi olurdu. Sözcüklerle hele harflerle oynamayı sevdiği de görülüyor. Yukarıdan aşağıya dökülen harfler, heceler bunun işareti. Gerek sözcüklerle oynaması, gerekse dökülen harfler şiirlerinin bütününde bir aykırılık oluşturmuyor.

C.Hakkı Zariç, içeride olduğu halde dışarıda biri. Şiir onun tutkusu. Öyle ki, kapatılan Emek gazetesi ve Evrensel gazetelerinde zaman zaman çıkan yazıları da şiir tadında.

"Birazdan sokağa çıkabilirim. TEKEL'i ve tekel bayilerini -Evet yalnızca bunları-mutlu eden 'Devrim tiryakilerinin' hırpani hüzünlerine Fazla yanmadan Grevdeki işçilere Kavel'i okuyabilirim Ya da Külden köyleri yeniden doğurmak için Kıvılcıma canımı K/atabilirim."

 İlk kitap için benim o zaman yazdığım böyle.

Kitapları: Ağzımızın Yanmışlığıyla (Gerçek Sanat Yayınları, Mayıs 1999), Keşke Hiç… (Hera Şiir Kitaplığı, Mayıs 2001), Şairlere Mektuplar (Bizbize Yayınları, Ekim 2006), Senli (Bizbize Yayınları, Ekim 2006), Sıfır (Yasakmeyve Yayınları, Aralık 2014), Utanç ve Onur (Ortak kitap-Evrensel Basım Yayın, Nisan 2015), Toz Kadınları (NotaBene Yayınları, 2015),Zona (Manos  Kitap 2018),İhtar (Manos Kitap 2019).Raspa (Orlando Art,2024)

Yazmayı seven şair-yazar boş durmadı gazetede köşe yazıları dergilerde söyleşiler yaptı. Bir ara arkadaşlarıyla Ağır Ol Bay Düzyazı adlı şiir dergisini yayınladı. Ancak şiirlerin yanında düzyazı hep oldu.

Rivayet sanılır belki ama değil, tanıklarını tanırım bizzat. Nevşehir hapishanesinde tutukluyken bir yandan da harıl harıl tünel kazılmaktadır. 18-20 yaşlarındaki Zariç o vakitlerde hem şiir yazar hem de sevgilisine mektuplar. Zulasında daha postaya verilmemiş sırasını bekleyen mektuplar varken yazmaya devam eder. Rivayet odur ki, tünelden çıkarılan topraklar koğuştaki çelik dolaplarda gizlenmiş.

Her 15 günde bir jandarma genel arama yapar. Arama öncesi Zariç'in şiir ve  aşk mektupları toprak zulalanmış dolaplara "yem" olarak bırakılır. Mahpuslardan birinin gözetiminde arama yapar askerler. Dolaplar üst kattaki yatakhane bölümünde olduğundan burada tünel yerine "yasak" şeyler, "mesajlar" aranıyor. Koğuştaki gözlemci mahpus komutanı gündemde olan bir konuda oyalar. Yok şu gün falan arkadaşımıza kötü muamele yapıldı, yok bugün şu kitap sırf kapağı kırmızı diye verilmedi derken, Zariç'in mektubunu "ele geçiren" jandarma erleri ise kendisine sevgilisinden gelmiş gibi okumaya başlamasıyla sorunsuz bir şekilde genel arama sonlandırılır.

C.Hakkı Zariç'in mektup ve şiirleri taa o günden beri yüreklere "Raspa" işlevi görüyor.