*“Ömründe açlığı görmemiş olanlar başkalarının gözünde açlığı görüp tanıdılar.”

Politikacıların mal varlıkları dudak uçuklatırken halkın yoksulluğunun görülmemesi veya görmezden gelinmesi acaba bizi de "Büyük Buhran"a doğru mu götürüyor!

Steinbeck'in Gazap Üzümleri romanını okuyanlar veya aynı adla sinema filmini izleyenler anımsayacaktır.

Gazap Üzümleri'ni okumayanlar filmini izlemeyenler veya unutanlar için anımsa(t)mak gerekirse;  yoksulların ve göçmenlerin ayakta kalmaya çalışmasının destansı bir şekilde gözler önüne serilmesi kitaba Pulitzer ödülünü kazandırmıştır.

Kapitalizmin 1929 "Büyük Buhran'ı Amerikada köylüleri mülksüzleştirilerek sefaleti derinleştirirken bankaların zorbalığıyla servetlerinin devasa artışıyla kapitalizmin acımasızlığını da gözler önüne sermektedir.

Yaklaşık yüzyıl öncesinden bugünlere 'Büyük Bunalım'ın bizde de gittikçe derinleşen bir yoksulluk olarak yaşanacağı ve bununla birlikte dolar milyarderlerinin sayısının artığı gerçeği bardağın dolu tarafını gösterse de bardağın boş tarafı işçi ve emekçilerin örgütlen(eme)me düzeyini göstermektedir.

Elbette bardağın dolu tarafında sermaye iktidarının tüm toplum üzerindeki baskı ve şiddeti de bulunmaktadır.

Şurada burada bir diğerinden bağımsız olarak süren zaman zaman başarılı zaman zaman yenilgiyle sonuçlanan işçi eylemlilikleri, sömürü, baskı ve şiddetin somutlaştığı devletin hemen hemen her alandaki adaletsizliğine karşı itirazların yetersizliği, sermayenin doğa ve çevreye karşı saldırılarına direnen emekçilerin mücadele birliğinin sağlanamaması, yaygınlaşamaması bizde ve her yerde varlığını sürdürmesi bir handikap olarak durmaktadır.

Bardağın dolu tarafını da boş tarafını da görmezden gelemeyiz.

Aylık 10 bin lira ile geçinmeye çalışan emeklinin çilesi bir yana bunca işsizliğin olduğu koşullarda 17 bin liraya çalışan asgari ücretli emekçilerin sayısının milyonlarla ifade edilmesinin yanında 22'sinin İstanbul'da yaşadığı toplam 25 dolar milyarderinin varlığı, bu yıl İstanbul'un ilk otuzda olmasının haberleştirilmesi bana Gazap Üzümleri'ni anımsattı.

Ömründe açlığı görmemiş bu 25 kişi emekçilerin gözlerindeki açlığı, yoksulluğu ve sefaleti görüyorlar mı acaba?

Hiç sanmıyorum. Belki de emekçilerin gözlerindeki sefaletin örgütlü bir öfke halini henüz almadığını görüp bildikleri için derinleşen sefaleti umursamaz görünüyorlar.

Bugün sömürü ve yoksulluğu kadermiş gibi gören milyonların gözlerindeki gazabın/öfkenin de birleşerek büyüyeceğini öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. Daha önce bu örgütlü gazap dünyayı saran  sömürü zincirini en zayıf halka olarak çeşitli ülkelerde parçalamış ve yolu göstermişti. Steinbeck'in Gazap Üzümleri'nde dediği gibi;

“ Sonra bir zaman gelir, insan değişir ve her şeyi bambaşka görmeye başlar..."

*(Steinbeck, Gazap Üzümleri)

Fotoğraf: Burak Yılmaz/Evrensel