“Katili somut olarak görünmeyen, gizli ve kimsenin kendini koruyamayacağı bir şekilde gerçekleşen bu cinayet, belli bir emirle değil de ihmalkârlık sonucu ortaya çıktığından gerçekte bir cinayete benzememektedir. Ama yine de cinayettir.”

Engels

"İki Şafak Arasında” Selman Nacar'ın yazıp yönettiği 2021yapımı sinema filmi yaklaşık iki yıl önce MUBI de gösterilmişti. 28 Şubat Çarşamba günü TRT 2 de gösterildi. Anadolu kenti Uşak'ta yaşam mücadelesi veren, sıradan insanların günlük hayatlarını karşımıza getiren bir film. Adından da anlaşılacağı üzere bir güne, 24 saate sığacak bir hikayenin filmi.

Bir tekstil boya fabrikasında "talihsiz bir kazanın" ardından yaşananlara ayna tutuyor: "Kadir, akşam sevdiği kızın ailesiyle tanışacağı için oldukça heyecanlıdır. Ancak babasının tekstil fabrikasında iş kazasının meydana geldiğini öğrendiğinde planları değişir. Kazayı işçinin ailesine söylemek görevini üstlenen Kadir, işçinin ailesi için elinden geleni yapmaya hazırdır. Ancak, işyeri avukatının hazırladığı, sorumluluğu tamamen işçinin üzerine yıkan bir ifade imzalattırma görevini yerine getiremez. İşçinin eşi para teklifini de kabul etmez.

Ailesinin tutumu Kadir'in tüm değer yargılarını bir bir sarsmaya başlar. Hastanede bir işçi yaşam mücadelesi verirken daha doğrusu ölümü (işçinin ailesinden ve Kadir'den ) gizli tutularak fabrikanın vardiyası kısa ve "zoraki" bir "mola"dan sonra kaldığı yerden siparişleri üretmeye devam ediyor.

"İki Şafak Arasında " kazandığı milyonlara rağmen 10 bin liraya tamir edilebilecek bir makinenin kullanılmaya devam edilmesi sonucu bir işçinin ölümünün talihsiz bir kaza olmadığını bize gösteriyor.

Maksadım filmin hikayesini anlatmak değildi ama. Yapamadım, her şeyin kâr daha fazla kâr için olduğu kapitalist dünyada insanın ve insani değerlerin de bir öneminin olmadığı aşikar.

"Evlerine, sosyal statülerine ve paralarına hiçbir zarar gelmesin diye garip insanları harcıyorlar. Anlıyorsun beni değil mi anne? Halkın ruhunu kurutuyorlar ve hiçbir şey anlamaz hale getiriyorlar." (Ana, Maksim Gorki )

Her kazada önce işçi ,"kusurludur", "dikkatsizlik etmiştir". Aksi durumda ise, başa gelen çekilir(!) alt düzeyde bir başka çalışan sorumlu tutulur. "İhmal" varsa üzerine gidilecektir, buna ne şüphe...

Başka çare kalmadığı zamanda filmdeki gibi sorumluluğu olmayan ama diyetini ödeyecek biri bulunur hep.

Her şeyin bir bedeli vardır, ucuz işçinin, çaresiz sıradan yoksul bir işçinin canının bedelini az ya da "çok" ödersin, bu can sıkıcı olsa da böyle.(Bir insanın bedeli nasıl ölçülür var mı bunu ölçen bir cihaz! Ölenler geri getirilemez onun yerine "kan parası" cihazı devreye girer ve çaresiz insanları satın alıp susturur.)

Son İliç Anagold Çöpler Madeni'nde yaşanan iş kazası bir yana iş cinayeti bile hafif kaldığı için facia kelimesi yeterli olur mu bilmiyorum. Soma maden faciasında yaşamını yitiren 301 işçinin yanında 9 işçinin yaşamını kaybetmiş olması sadece rakamsal bir farktır. Sonuçları itibariyle siyanür gibi kimyasal maddeler kullanılan maden ocaklarının yıllara yayılan doğa ve çevreye verdikleri zararlar herhangi bir sayıyla izah edilemeyecek kadar büyük ve tehlikeli olduğunu söylemeye bile gerek yoktur. Aklını ve vicdanını kiraya vermemiş her insan bunu bilir.

Sözcü yazarlarından İsmail Saymaz yazdı. "Siyanürü durduran işçi de toprak altında" Anagold, Çöpler Altın Madeni'nde yaşanan faciayı ilk tespit edenlerden ve sızıntıyı durduranlardan bir işçi hala toprak altında bir diğeri ise tutuklu. Ya yabancı patronlar ya "yerli ve milli" işbirlikçi ortak nerede? Onların ifadesinin bile alın(a)maması tam bize göre.

Gazete Duvar yazarı Bahadır Özgür, Anagold şirketinin taşeron ağıyla nasıl bir "sus payı " yarattığı gerçeği de okunmalı: "Altın-siyaset-ticaret: İliç’teki yerel oligarşi"

"İki Şafak Arasında "filmini her gün yaşıyoruz. İki şafak arasına sığmayanlar da ha keza. Sistem devam ediyor çünkü, çark dönüyor bir yandan hak, hukuk, adalet, vicdan, ahlak ,aşk gibi insani değerler öğütülüyor işçinin canı/kanı pahasına bir yandan mal üretmeye devam ediyor...

"İki Şafak Arasında” filmi bozulduğu için duran bir makinenin görüntüleri ile başlıyor; durması/çalışmaması gerekirken çarkları dönmeye, çalışmaya devam eden bir makinenin görüntüsüyle sona eriyor.

İliç’teki Çöpler Altın Madeni'nin faaliyetleri şimdilik durduruldu. Uygun bir zaman ve ortamda yeniden açılacağına şüphe yok. Kaldı ki, memleketteki tek siyanür ile maden çıkaran şirket Anagold değil.

Fabrika, maden ocağı veya bir başka "ekmek teknesi" siparişleri yetiştirmek zorunda, çarklar dönmeli. Çarklar dönecek ki yeni yeni işçilere ekmek kapısı açılsın palavrası yerine patronların kasaları dolup taşsın. 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG)Meclisi verilerine göre ülkemizde 2023 yılında en az 1932 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Her gün 5 işçi. Her "İki Şafak Arasında" ortalama 5 işçi cinayeti vakayı adliyeden sayılıyor. İşçi cinayetleri elbette politiktir sinemanın da politik olduğuna dair Sovyet sinema yönetmeni ve kuramcısı Sergey Ayzenştayn'a sözü bırakalım;

“… her film politiktir. Eninde sonunda ya kurulu düzene hizmet eder ya da ona karşı çıkar. İlk bakışta apolitik gibi görünen filmler suya sabuna dokunmadıkları için düzenin işine yarar ve bu anlamda politik sonuçlar doğururlar.”