Ülkemiz dünyanın en aktif deprem bölgelerinden birinde bulunmaktadır. Sadece en çok konuştuğumuz Kuzey Anadolu fayı değil, Ege bölgesi, ve Doğu Anadolu’da faklı aktif faylar da bulunmaktadır. Geçmişte bu bölgede birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de şiddetli depremler olması beklenmektedir. Türkiye'de yıllara göre deprem sayıları son onyıllarda artış göstermektedir.

Ülkemizde 2023’te büyük bir afet olarak ortaya çıkan 6 Şubat depremleri dışarıda bırakılarak yapılan hesaplamalarda depremlerden her yıl ortalama 1000 kişi ölmekte ve 7000 bina yıkılmaktadır.

Deprem olduğunda ne yapmalıyız?

Dış ortamda iseniz oldukça düşük riskler olduğundan bu yazıda özetle geçilecektir.

·         Önce kendi güvenliğinizden emin olun.

·         Enerji hatları ve direklerinden, ağaçlardan, diğer binalardan ve duvar diplerinden uzak durun. Açık arazide çömelerek etraftan gelen tehlikelere karşı hazırlıklı olunmalıdır.

·         Çevrenizde yardım edebileceğiniz/yardım alabileceğiniz kimse olup olmadığına bakın.

·         Acil durum çantanızı yanınıza alın

·         Toprak kayması olabilecek, taş veya kaya düşebilecek yamaç altlarında durmayın.

·         Deniz kıyısından da kaçının.

·         Cadde ve sokakları acil yardım araçları için boş bırakın.

·         Bir tünelin içinde veya otoparkta iseniz ve çıkışa çok yakın değilseniz, aracınızı durdurup aşağıya inin ve aracınızın yanına yan yatarak cenin pozisyonu alın.

·         Önce yakın çevrenizde acil yardıma gerek duyanlara yardım edin.

·         Sonra mahalle toplanma noktasına gidebilirsiniz.

Bina içindeyseniz riskler daha fazladır.

1.   Kesinlikle panik yapmayın.

2.   Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durun.

3.   Deprem sırasında sarsıntı durana kadar olduğunuz yerde kalın.

4.   Yaşam üçgeni: Sağlam ve vücudunuza koruma sağlayabilecek eşya yanına çökerek veya uzanarak oluşturulur. Başınızı iki elinizin arasına alarak veya bir koruyucu (yastık gibi) malzeme ile koruyun. Sarsıntı geçene dek bekleyin. Güvenli bir yer bulup, diz üstü “çök”, baş ve enseyi koruyacak şekilde “kapan”, düşmemek için sabit bir yere “tutun” hareketini yapın. Benzeri diz üstü çökmek yerine yerde cenin pozisyonu ile de yapılabilir 

4-1

5

5.   Cam, pencere, duvar ve kapılardan, aydınlatma tesisatı gibi üzerinize düşebilecek her tür eşyadan uzak durun.

6.   Sarsıntı başladığında yataktaysanız kalkmayın, orada kalın. Üzerinize düşecek ağır bir eşya yoksa bir yastıkla başınızı koruyun; tehlike varsa daha güvenli alana geçin.

7.   112 veya 155’e yıkılan binaları yangınları bildirmek dışında telefonların kullanılmaması gerekir.

8.   Çok sağlam ve yüke dayanıklı (örn. çelik) kapılar dışında, kapı kullanmayın.

9.   Depremlerden sonra çıkan yangınlar en sık görülen ikincil afetlerdir. Bu nedenle eğer gaz kokusu alırsanız, gaz vanasını kapatın. Ocak, fırın vb. cihazları kapatın. Camları ve kapıları açın. Açığa çıkan gazların patlamasına yol açabileceğinden kibrit ve çakmak yakılmaması da önemlidir. Binayı hızlıca terk edin.

10.  Sarsıntı sırasında binayı terk etmeye çalışmanın pratikte bir değeri olmamakla birlikte bazı riskleri daha fazladır. .

11.  Balkona çıkmayın ve yüksekten atlamayın.

12.  Asansör kullanmayın.

13. Sarsıntı geçtikten sonra elektrik, gaz ve su vanalarını kapatın; soba ve ısıtıcıları söndürün.

14.  Acil durum çantası: Bagajınızda bulundurabilirsiniz. Çakı, mendil, diş fırçası, kağıt, kalem, meyve suyu, kuruyemiş vb. işe yaramıyor. Bunların yerine; tiz ses çalan düdük, komando bıçağı, kanamayı durdurmak için bacak ya da kollara uygulayabileceğiniz lastik turnikeler, elastik yara sargıları, pasaport ve su. Kış aylarında ise, polar içlik, yün başlık, su geçirmez kaban gerekli olabilir.

15.Çanta ve gerekli olan eşya ve malzemeyi yanınıza alarak binayı daha önce belirlediğiniz yoldan terk edip toplanma bölgesine gidin.

16.   Sarsıntı sırasında bir tünelin içindeyseniz ve çıkışa yakın değilseniz; araç durdurulup aşağıya inilmeli ve yanına yan yatarak ayaklar karına çekilip, ellerle baş ve boyun korunmalıdır. (ÇÖK-KAPAN-TUTUN)

17. Kapalı bir otoparkta iseniz; araç dışına çıkılıp, yanına yan yatarak, ellerle baş ve boyun korunmalıdır. Aracın yanında olmanız yaşam üçgeni oluşturarak yaşamda kalmanızı sağlayacaktır. Araç içinde olursanız aracın üzerine düşen bir parça ile ezilebilirsiniz.

YIKINTI ALTINDA KALANLAR İÇİN;

  • Paniklemeden durumunuzu kontrol edin.
  • Kibrit ve çakmak yakmayın.
  • Gereksiz hareket etmeyin ve toz kaldırmayın.
  • Ağzınızı ve burnunuzu mendil ya da temiz bir bez ile kapatın.
  • Borulara ya da duvarlara vurarak yerinizi arama kurtarma ekiplerine bildirmeye çalışın ve ıslık çalın. Bağırmak toz yutmaya yol açacağından son çare olarak kullanın.

·         Enerjinizi en tasarruflu şekilde kullanmak için hareketlerinizi kontrol altında tutun. Hareketiniz kısıtlanmışsa çıkış için riskli hareketlere kalkışmayın. Kurtarma ekipleri en kısa zamanda size ulaşmak için çaba gösterecektir.

·         Organlarınızı kullanabiliyorsanız su, kalorifer, gaz tesisatlarına, zemine vurmak suretiyle varlığınızı duyurmaya çalışın. Kurtarma ekiplerinin seslerini duymaya ve onlara seslenmeye çalışın. Ancak enerjinizi kontrollü kullanın.

·         Kol veya bacağınız ağır bir blok altında kaldıysa: kendi olanaklarınızla yapabileceğiniz şeyler sınırlıdır. Önemli noktalardan biri, uzun süre beton blok vb altında kalan ekstremite birden rahatlatıldığında, kurtarıldığında bölgeye kan hücum etmekte ve bu ani değişiklik diğer yaşamsal organların kansız kalmasına yol açarak ölüme neden olabilmektedir. Bunun yanında uzun süre kansız kalan organa kan dolaşımının sağlanması reperfüzyon hasarı dediğimiz istenmeyen duruma yol açarak da hasarla sonuçlanmaktadır. Sonuç olarak kurtarma ekibi o organı kurtarmadan önce damar yolu açarak kişiye serum vermeli, bu yolla sonra oluşacak dolaşım bozukluğuna karşı önlem almalıdır. Bu daha sonra oluşabilecek ezilme (crush) sendromu için de önemli bir tedavidir.

Göğüs üzerinde ağır blok varsa: yukarıdaki maddedekiler aynen geçerli olmakla birlikte solunum ve dolaşım ayrıca yük altında kalacağından daha kötü bir senaryodur. Kurtarma ekibinin daha acil müdahale edeceği (kırmızı triaj kodlu) hasta grubundadır. Havalandırma sağlanmalı, ek oksijen verilmeli ve sıvı dengesi düzeltilmelidir.

Enkaz altındaki kişinin dayanma süresi nasıl uzatılabilir? Enkaza ulaşılmış ancak henüz kişi kurtarılamıyorsa öncelikle oksijenasyon ve sıvı dengesine müdahale önceliklidir. Uzun süre susuz kalma tek başına önemli bir ölüm nedeni olduğundan kişiye su verilmeli, yapılabiliyorsa damar yolundan serum uygulanmalıdır. Bu tür durumlarda potasyum içeren sıvı verilmesinden kaçınılmalıdır. Potasyum yüksekliği dışlanmadan (bilinci açık olgularda) taze meyve yenmesi de tehlikelidir.

Nefes alışverişi nasıl düzene sokulur? Gereğinden fazla veya az soluk almak her durumda zararlıdır. Vücutta oluşan hasar her durumda kendi uyaranlarıyla kişinin nefesini ayarlamasını sağlayacaktır. Örneğin oksijen azaldığında nefesimiz sıklaşır, istirahatte ve yeterli oksijen varlığında nefesimiz normale döner.

Kötü koşullar altında kan kaybı varsa kişi ne yapabilir? Dışa kanama odağı görülebiliyorsa tek ve en önemli önlem kanama noktasına doğrudan bası uygulamaktır. Koşullar elveriyorsa temiz bir bez kullanıp elimize eldiven giydikten sonra yaranın durumuna göre yumruk veya parmakla bası uygulanır. Yaraya tek bir nokta şeklinde bası uygulanamıyorsa turnike yardımıyla da kanama durdurulabilir. Turnike için hastanelerde kullanılan lastik bulunamıyorsa uzun bir bez parçası aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi üst kol veya üst bacak bölgesine uygulanabilir.

6-1

Yine koltuk altı, kasık gibi büyük atardamarların geçtiği bölgelerde damar atımı hissedilip onun üzerine bası yapılarak da kanama durdurulabilir.

1-3

Enkaz altındaki kişi psikolojik olarak hızla kendini nasıl rahatlatabilir? Eğitimsiz ve deneyimsiz kişiler için oldukça zor olsa da, kendi kendine teskin yöntemleri ile rahatlamak olasıdır. Kötü şeyler düşünmeyip olumlu düşüncelerle meşgul olmak en basit ve etkili yol olacaktır. Kişinin sevdiklerini ve gelecekteki mutlu günleri hayal etmesi olumlu etki yapacaktır. Bu konu daha profesyonel ele alındığında yoga, meditasyon yöntemleri, “Benson Relaxation Method” gibi farklı tekniklerle daha öngörülebilir şekilde rahatlama sağlanabilmektedir.

Ağrı veya acıyı en minimuma indirgemenin hızlı yöntemleri nelerdir? Ağrıya yol açan yaralanmalardan biri kırıklardır. Kırık parçalarının oynaması ve birbirine değmesi ile ortaya çıkan sinir uyarımı şiddetli ağrıya yol çar. Bu kırık uçlarının sabitlenip yer değiştirmemesi için atelleme yapılmalıdır. Çok basit şekilde mukavva veya küçük tahta parçaları ile şekilde görüldüğü gibi atelleme yapılabilir. Bu kişiyi belirgin olarak rahatlatacaktır. Bunun dışında kişi enkaz altındayken erişimi varsa doku ezilmelerinden kaynaklanan ağrılar için nonsteroid antiinflamatuar ajanlar kullanabilir. Kurtarma ekipleri kişiye ulaştığında sağlam uzuvlarından, kol veya bacağından damar yolu açarak ağrı kesici uygulama yapabilir. 

2-4

Kişi kendi yapacağı müdahale sırasında neleri hızla dikkate almalıdır? (Yaş, sağlık durumu gibi...): Engelli bireyler burada özel bir grubu oluşturmaktadır. Kurtarma ekipleri açısından da öncelikle yardım edilmesi uygun olacaktır, çünkü bu bireyler kısıtlı algı ve hareketlilikleri nedeniyle daha kırılgan bir konumdadır. Çocuklar da benzer şekilde, yaşam beklentileri uzun ve yaralanmalarının iyileşme potansiyeli daha yüksek olduğundan öncelikle müdahale edilecek gruptur. Bunun yanında önceden kronik hastalıkları olanlar, diyalize girenler, belli aralıklarla insülin gibi ilaçlar kullanmak durumunda olan diyabet hastalarına özel dikkat harcanmalıdır. Antiepileptik kullanımı da benzer kapsamdadır. Kişinin erişimi varsa bu ajanları ihmal etmemeye çalışmalıdır, kurtarma ekipleri de bu bilgiye sahip olduklarında konuya uygun davranmalıdır.

Kazazede kendi nabız ölçümünü nasıl yapabilir? Normal değerler nelerdir? Sağlıklı yetişkin kişide dakikada 60 ila 100 arası evrensel normal kabul edilmekle birlikte birçok dışsal ve içsel faktör bu sayıyı etkilemektedir. Kişinin nabzını ölçmesi için kolayca ve sık kullanılan yöntem bir elinizin 2 ve 3. Parmaklarını kullanarak, diğer el bileğinin başparmak tarafındaki kemiğinin (Radius) üzerinde radial nabız alınabilir. Bu nabzın alınması sistolik kan basıncının 80 mmHg ve üzerinde olduğunu gösterir. Nabzın sayısı dışında ritmik olduğu da not edilmelidir. Küçük çocuklarda daha yüksek değerler de normalde alınabilmektedir. 60 ve altındaki nabız sayısı çocukta yaşamsal tehlikeli bir durumdur ve resusitasyon uygulanmalıdır. El bileği dışında koltuk altı, kasık ve boyun damarlarından da nabız alınabilmektedir.

3-3