Rusya Federasyonu Komünist Partisi (RFKP), 1990’lı yılların başında Sovyetler Birliği'ni savunan bir halk partisi olarak kurulmuş ve eylemlerini de bu doğrultuda şekillendirmişti. Peki, bu noktadan bugünkü "yerli ve milli" sola nasıl dönüştü?
Bu süreci üç başlıkta değerlendirebiliz: Hâlâ atlatılamayan 1996 travması, yerli ve milli olunan 2004 seçimleri, oligark adaylı 2018 seçimleri.
(Gennadiy Zyuganov 1996 seçim çalışması.)
1) 1996 BAŞKANLIK SEÇİMLERİ
1995 yılındaki parlamento seçimlerinde, hem sağın henüz birleşip, tek parti olmamasından hem de seçim sisteminden (Parlamento seçimlerinde 450 sandalyenin 225'i dar bölge sistemi ile partilere dağıtılır.) faydalanarak %22 oy alan RFKP, 450 sandalyeli Duma'da 157 koltuk kazanmış ve Rusya'da yeniden sol rüzgarlar esmeye başlamıştı. Bu sol rüzgar Ukrayna ve Moldova'daki seçimlere de yansımıştı.
Henüz kapitalizmin ne olduğunu anlayamamış, sosyalizmin kıymetini kısmen de olsa anlamış, zor dönemler geçiren Rusya'da 1996 yılındaki başkanlık seçimlerinde RFKP, Rusya'nın mevcut başkanı, ABD'nin çok sevdiği Boris Yeltsin'in karşısına Gennadiy Zyuganov ile çıkıyordu. Zyuganov'un medya tarafından sansürlendiği anti-demokratik bir seçim süreci yaşanmasına rağmen, ilk turda Yeltsin %35 oy alırken, Zyuganov ise %32 oy alarak ikinci tura kaldı. Ancak ikinci turda %53 oy alan Yeltsin seçimi kazandı.
RFKP taraftarları bu seçimle ilgili oy çalındığı iddiaları sıkça dile getirdi. Ancak bu yenilginin RFKP’nin geleceğini de etkileyecek "biz kendi başımıza seçim kazanamayız" tavrını doğurduğu da yadsınamaz bir gerçek. Parti örgütlerinin, sosyalizmin Rusya'da yenildiğine neredeyse tamamen ikna olmasında bu seçim mağlubiyetinin ciddi rolü var.
(Haritonov ve Zyuganov 2004)
2) 2004 BAŞKANLIK SEÇİMLERİ
2000 yılındaki Başkanlık Seçimleri'nde %53 oyla seçilen Putin'e karşı %29 oy alan Zyuganov'un partisi, 2003 Duma seçimlerinde çakılmış, oyları yarı yarıya düşerek %12'ye gerilemişti. RFKP, 2004 başkanlık seçimlerinde KGB kökenli sağ popülist Putin'e karşı orta yolcu, emekli bir istihbarat albayı ve Tarım Partisi milletvekili Nikolay Haritonov'u aday göstererek sol ilkelerden taviz verdiği bir seçim süreci yaşadı.
Seçim sonuçları hezimet oldu: RFKP tüm kalelerini kaybetmiş, sadece %13 oy almış ve 57 puan fark yemişti.
Bu mağlubiyetteki tek sebep RFKP'nin yanlış aday ve kampanyası değildi elbette. Milenyumdan sonra yeniden güçlenen ve kapitalizmin kurallarına göre dizayn edilen Rusya'da Putin disiplinli ve sert yapısıyla parlak bir figür olarak halktaki desteğini 4 yıl öncesine göre arttırmıştı.
Bu dönemde Rusya siyasetindeki birçok devrimci özne, RFKP'yi reformist, revizyonist bularak ya RFKP ile ilişkisini tamamen kopardı (Rusya Komünistleri Partisi'nin RFKP'den kopması bu dönemde yaşandı) ya da bağımsız örgütler kurup (Sol Cephe, ROT FRONT) RFKP ile ittifak yapar hâle geldi. Bu ittifak ve ilişkilerin de etkisiyle 2004 yılından 2018 yılına kadar yapılan iki başkanlık seçimde RFKP Zyuganov'un adaylığı ile en güçlü dönemini yaşayan Putin'e karşı oyunu %17'ye kadar yükseltebildi.
(Grudinin ve Zyuganov 2018)
3) 2018 BAŞKANLIK SEÇİMLERİ
Emeklilik yaşının yükseltilmesine karşı yapılan protesto eylemleri ve mitingler ile Soçi'de düzenlenen Dünya Gençlik Festivali'nin yarattığı rüzgarla RFKP uzun bir aradan sonra Putin'e karşı iddialı bir başkanlık seçimine giriyordu.
Zyuganov'un adaylığına kesin gözüyle bakılırken RFKP, 2007'den 2010'a kadar Putin'in partisi Birleşik Rusya'da siyaset yapan, tarım baronu ve milyarder Pavel Grudinin'i aday gösterdi. Zyuganov Grudinin'in adaylığını önermeden önce Komünist Parti'lilerin bile tanımadığı Grudinin tepeden inme bir biçimde aday oldu. Seçim sonuçları yine hüsran oldu. Putin'in %77 oy aldığı seçimlerde RFKP'nin adayı Grudinin %12 oy alabildi.
(Bu seçimde RFKP'den kopan Rusya Komünistleri Partisi de kendi adayı Maksim Suraykin ile %0,7 oy aldı.)
Şu anda RFKP, yönettiği bir kaç şehir ve eyalet ile meclisteki 57 milletvekili ile Putin'i rahatsız etmeyecek solculuğu ile başta gençler arasında olmak üzere zayıflayarak varlığına devam ediyor.
Sözün özü RFKP'nin hikâyesi, asla bitmeyecek sanılan devasa bir mirasın tüketilme hikâyesidir...