Kültür-Sanat

Zeki Demirkubuz’dan Nuri Bilge Ceylan’a: Sen Cannes’ın muhtarı mısın?

Vizyondaki filmi “Hayat” ile ilgili konuşan yönetmen Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan ile aralarındaki gerilimin nedenini de anlattı.

Abone Ol

15 Aralık’ta vizyona giren son filmi “Hayat” ile ilgili konuşmak için dün akşam (26 Aralık) HaberTürk’teki “Meseleler Özel” programına konuk olan yönetmen Zeki Demirkubuz, yönetmen Nuri Bilge Ceylan ile ilgili açıklamalarda da bulundu.

Programdan kesitler, sosyal medyada çok konuşulan başlıklar arasına girdi.

Yönetmen Türkiye sineması, Nuri Bilge Ceylan’la arasındaki gerilimin yanı sıra Türkiye’nin politik durumu ve futbol takımı Beşiktaş ile ilgili de konuştu.

Demirkubuz, Ceylan ile olan küskünlüklerinin "Üç Maymun" filmi ve çalıntı senaryo iddiaları ile ilgisi olmadığını söyleyerek 2006 yılında “Kader” filminin, Ceylan'ın “İklimler” filmini geçerek "En İyi Film" ödülünü aldığı Antalya Film Festivali'ni işaret etti.

Nuri Bilge Ceylan, Doğan Kitap’ın yayımladığı günce formatındaki “Kış Uykusu” kitabında, "Üç Maymun" filmini Zeki Demirkubuz'un senaryosundan çektiği iddialarına yanıt verdi.

“YAKIN ARKADAŞ OLMADIK”

Çalıntı senaryo iddialarına da değinen Demirkubuz’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Her şeyden önce bu durum utanç verici. Ülkenin dünya çapında tanınan tek yönetmeninin bu duruma düşmesi… Yaklaşık 15 sene sonra neden böyle bir şey yaptı bilmiyorum. Günlük münlük tam anlamadım meseleyi. Benim tanıdığım Nuri Bilge’nin bunun arkasında bir hesabı ve çıkarı vardır. Mutlaka onun için yapmıştır.

“Ben yıllar önce en yakınındaki akrabasına, en yakın arkadaşına ‘Neden aranız bozuk’ dediğinde her şeyi anlattım. Ne düşünüyorsam her şeyi söyledim ve ‘Bunların hepsini ona anlatın’ dedim. Öyle imalarda falan bulunmadım. “Öncelikle öyle bize anlatıldığı gibi biz hiçbir zaman yakın arkadaş olmadık. Aç kalsam ekmek parası isteyeceğim birisi değildir.

“2006’nın başında, o zaman ‘İklimler’in kurgusunu yapıyordu, bana bir çiğlik yaptı. Bunun üzerine ilişkimize bir mesafe koydum. Ama ilişkimiz kopmadı. Ben de ‘Kader’ ile uğraşıyorum. O yıl Antalya Film Festivali’nde En İyi Film Ödülünü 300 bin TL’ye çıkardı. Bugünün parasıyla 230 bin dolar. O yıl ikimiz de filmlerimizle Antalya’dayız. Ödül gecesi günü otelin lobisinde otururken bu geldi. Geldi masamıza oturdu, sohbet ettik. Jüride de Cannes’dan bunun bir arkadaşı var. Herhalde bir sinyal aldı onun için keyfi yerinde diye konuştuk aramızda. Akşam ödül törenine gittik. Koltuğumuza oturduk.

“BAYILDI”

“Sonra tam önümüze bu, yapımcısı, karısı Ebru Ceylan geldi oturdu. Ne iki gün önce ‘Kader’i izleyip benimle konuşan Ebru, ne bu, ne de yapımcısı suratıma baktı. Seslendim de arkasından ‘Bir şey mi oldu?’ diye bakmadı bile. Neyse vardır bir derdi dedim.

İki tane ödül aldı. Zaten ödüller bir ‘Takva’ya bir ‘İklimler’e gidiyor, bizim pek bir beklentimiz de kalmadı.

“Bu, En İyi Film Ödülü öncesi pat diye bayıldı. Hemen müdahale edildi. Hatta ben de yardım etmeye çalıştım. Hastaneye götürdüler. İnanın o gece törenden sonra ‘İyi misin’ diye telefon ettim. Yapımcısı çıktı ‘İyi falan’ dedi o da çok konuşmak istemedi. Ne oluyor, dedim kendi kendime. İki gün sonra Mis Sokak’ta başka bir yönetmen arkadaşla oturuyordu, yanına gittim ‘İyi misin’ diye, başına çevirdi. O günden beri konuşmuyoruz.”

“KEŞKE SUSSAYDI”

“İnsan hayatında bunların hepsi olur. Dediğim gibi ta o zaman en yakın arkadaşına ‘Kor’la, ‘İklimler’le ilgili, başka ufak tefek şeyler de var anlattım. ‘Gidin ona anlatın’ dedim. ‘Eğer haksızlığa uğradığını düşünüyorsa, arasın, buluşalım ona da anlayayım’ dedim. Yani niye konuşmadığını ben de bilmiyorum. Güya ben Cannes’la ilgili ileri geri konuşuyormuşum onun için küsmüş. Yahu sen Cannes’ın muhtarı mısın?

“Keşke sussaydı, zaten belli bir yaşa geldik, bu mesele böyle kapanıp gitseydi. Zaten Türkiye’de bütün hakikatler, zamanla unutulur giderdi. Ama yapamadı. Çalışkanlığıyla, aklıyla ondan başka kimsenin yapamayacağı başarılar kazandı. Ne gerek vardı bunlara. Bir daha da bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum. Ama bir şartla. Eğer şu programdan sonra bugüne kadar yaptığı gibi dişini sıkıp evinde oturmazsa, çıt çıkarırsa her şeye yeniden başlarım. YouTube kanalı açar her gün düzenli yayın yaparım. Bu ülkenin en iyi yaptığı şey unutmak. Yarına unutulur gider. Ha içinde bir şeyler olur. O ayrı ona da katlanacak. Her yaptığımız yanımıza kar kalmıyor. Biraz düşüneceksin.”