Kültür-Sanat

Son hikâye anlatıcılarından Ayhan Erkmen: Sözlü edebiyatın izinde bir yaşam

Ayhan Erkmen, sözlü edebiyat geleneğinin son temsilcilerinden biri olarak, şehir şehir, köy köy dolaşıp derlediği hikayeleri büyük bir tutkuyla topluma aktarıyor ve bu kadim kültürün devam etmesi için özveriyle çalışıyor.

Abone Ol

Vefa ULUTAŞ

Ayhan Erkmen, sözlü edebiyat geleneğinin son temsilcilerinden biri olarak, şehir şehir, köy köy dolaşıp derlediği hikayeleri büyük bir tutkuyla topluma aktarıyor ve bu kadim kültürün devam etmesi için özveriyle çalışıyor.

Son hikaye anlatıcılarından Ayhan Erkmen Gazete Münevver’e açıklamalarda bulundu.

Erkmen, çocukluk yıllarını geçirdiği köydeki elektrik ve teknoloji eksikliğinin, insanların bir arada yaşadığı güveni ve dayanışmayı pekiştirdiğini belirterek, kendisine ilham veren o köy evinin sıcak ve samimi atmosferini şöyle anlattı:

"Çocukluğumun geçtiği köyde elektrik yoktu. Teknoloji o kadar gelişmemiş insana güven çok fazlaydı. İnsanlar kış mevsiminde bir evde toplanır. Sözlü edebiyat hikayeler masallar yaşanmışlıklar anlatırdı. Kış mevsiminde köy halkı bir evde toplanırdı. Hikaye ustaları da hikayelerini büyük bir heyecanla anlatırdı. Bu anlatımlar  bana büyülü rengarenk dünyaların kapılarını açtı. Benim hikaye anlatma ruhum burada ortaya çıktı."

"HİKAYELERİMİ ANLATIRKEN DE ESKİDEN HİKAYELERİ DİNLEDİĞİM O EVİN BÜYÜLÜ ATMOSFERİNİ YAŞARIM”

Çocukluğunda dinlediği hikâyelerden ve anlatıcılardan ilham alan Erkmen, hikayeleri anlatırken hala  o köy odasındaki atmosferi hissettiğini söyledi.

Erkmen, "Hikayelerimi anlatırken de eskiden hikayeleri dinlediğim o evin büyülü atmosferini yaşarım. Sanki o ustalardan birinin ruhu benim bedenimin içinde o ustanın sözleriyle jest ve mimikleriyle hikayelerimi canlı en etkili şekilde anlatmaya çalışırım. O an hikaye duyduğum ustalara karşı kendimi borçlu hissederim. Onların dili olup yeni hikayeleri topluma anlatmak bana duyguların en güzelini tattırıyor. Hikayeleri anlatırken aşkı, vefayı, merhamet gibi güzel duyguları en iyi şekilde topluma aşılamaya çalışıyorum" dedi.

“BU COĞRAFYADA SÖZLÜ EDEBİYAT HİKAYELERİ SON DEMLERİNİ YAŞIYOR”

Anlattığı hikayeleri kayıt altına alarak kaybolmalarına karşı da tedbir alan Erkmen, “Gelecek yıllarda birilerinden anlattığım hikayeleri duyarsam, o zaman ustalarıma karşı vefa borcumu ödemiş sayılırım. Bu coğrafyada sözlü edebiyat hikayeleri son demlerini yaşıyor. Hikayelerimi anlatırken onları aktarmak kayıt altına almak o hikayelerin kaybolmasını engelleyecektir” ifadelerini kullandı.

Hikâye anlatıcılığını bir yaşam biçimi haline getiren Ayhan Erkmen, yıllardır köyde dolaşarak derlediği hikâyeleri, toplumun büyük bir tutkuyla aktarıyor ve bu eşsiz geleneği geniş kitlelere ulaştırmak için çalışıyor.

Erkmen, “Toplum anlattığım hikayeleri masalları yaşanmışlıkları büyük bir merakla heyecanla dinliyor. Bir sahnede beş bin insana anlattığımda oldu, beş insana anlattığım da, aslolan kaç kişi olduğu değil o yüreklere taptığım yolculuk. Önemli olan hikayelerdi kahramanların etkisini o kitlelere hissettirmek o kahramanların dili olabilmek asıl anlatılmak istenen mesajları kitlelere ulaştırmak çok önemli. Yedi yıldır hikaye anlatımı dışında hiç bir iş yapmıyorum. Köy köyde dolaşarak hikayeleri derliyorum Derlediğim hikayeleri şehir şehir dolaşıp, en iyi şekilde halkı anlatıyorum. Toplum buna çok büyük bir ilgi gösteriyor. Bu da beni çok mutlu edip motive ediyor. Ve yeni hikaye arayışlarıma vesile oluyor." diye konuştu.