Güncel

Narin Güran davasında üçüncü gün: Mahkeme başkanı cübbesini çıkardı

Narin Güran cinayeti davasının 3. gününde, mahkeme başkanı cübbesini çıkararak "Nevzat Bahtiyar, dön etrafına bak. Bu kadar insan burada, kaç gündür buradayız. Sakladığın bir şey var mı?" diye sordu.

Abone Ol

Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan, cansız bedeni 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davasının ilk duruşması 7 Kasım Perşembe günü başladı. İlk olarak sanıkların dinlendiği duruşma ikinci gününde de tanıkların dinlenmesiyle devam etti.

Davanın ilk iki gününde 4 sanık ve 26 tanık dinlendi. Güran ailesinin avukatlarının talebi üzerine bugün yeni tanık ve avukat savunmaları dinleniyor.

Bugün ise özel izinle devam edecek olan duruşma öncesi tutuklu sanık ve tanıklar, yoğun güvenlik önemleriyle adliyeye getirildi.

Duruşmanın 3’üncü gününde, Güran ailesinin avukatları talebiyle 9 yeni tanık dinlenmek üzere adliye geldi.

JANDARMA KARAKOLUNUN KAMERA KAYITLARI MAHKEMEYE SUNULDU

Mahkeme başkanı, Güran ailesi avukatlarının mahkemeden talep ettiği Dara bölgesine (Şehit Jandarma Uzman Onbaşı Bilal Dicle Gözetleme Noktası) ait görüntülerin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlandığı ve mahkemeye sunulduğunu belirtti.

TANIKLAR ARAÇ SATIŞINI ANLATTI

Duruşmada 3. gün tanık ifadeleriyle başladı. Tanık Cahit Kaya, Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında satışı yapılan arabaya dair tartışmayı anlattı. Kaya, "Arif Güran beni çağırdı. Nevzat ile Arif arasında bir araba meselesi vardı. Araba meselesini anlattılar. Önce Nevzat sonra Arif Güran anlattı. Araba Nevzat’ındı. Biz ikisini de dinledik. ‘Nevzat araba senindir. Arif 10 bin TL sen ödeyeceksin, 50 bin TL de Nevzat ödeyecek' dedim. Olayın ne zaman olduğunu hatırlamıyorum. Bu olayla ilgili bir daha görüşmedik” dedi.

Nevzat Bahtiyar’ın söylenilen miktarı kabul ettiğini söyleyen Kaya, mahkeme başkanının "Yani çıkarken, 'ben bu paranın hesabını sorarım' dedi mi” sorusunu yanıtladı. Kaya, "Ben görmedim, günahını alamam, gördüğümü anlatıyorum” dedi.

Tanık Veysel Subatan, olaya dair şunları söyledi: "Nevzat'ı çağırdılar, o da geldi. 'Arif'e haksızlık yapıyorsun' dedik. ‘80 bini ödemezsen mahkemede avukat masrafı daha fazla olacak’ dedim. ‘Aranızda anlaşın’ dedim. Nevzat Bahtiyar yanaşmadı. ‘Ben bu parayı ödemiyorum’ dedi. Soy isimleri Kaya olan kişileri de çağırdı. Nevzat Bahtiyar kabul etmedi. 'Ben arabayı satmışım, gitmiş' dedi. Nevzat’a da bir haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da ‘Madem bizim evde toplanmışsınız, bu meseleyi çözelim' dedi. Nevzat ödemesi gerekeni kabul etmişti. Nasıl etti bilmiyorum" diye kaydetti.

'ZOR BELA KABUL ETTİ'

Mahkeme başkanının “Nevzat’ın üzerine 50 bin TL kaldı, kabul etti ama nasıl kabul etti” sorusuna Subatan, “Zor bela kabul etti” karşılığını verdi. Subatan, Nevzat Bahtiyar’ın ondan sonra herhangi bir tehditte bulunmadığını belirtti.

Tanık Rubbettin Kaya ise, Güran ile Bahtiyar arasındaki "araba meselesini" anlattı. Diğer tanıklarla benzer ifadeler kullanan Kaya, "Bizim evimize gelebilir misin' dedi. Gittim, Nevzat, Salim ve Arif oradaydı. Dava nedir dedim. Araba konusunun nedenini sordum. Arif Güran, Nevzat Bahtiyar kendisine araba getirdiğini söyledi. 80 bin liralık bir araba meselesinden bahsettiler. Orada biraz ağız dalaşı oldu. 10 bin lira Salim, 10 bin lira Arif verecek dendi. Nevzat, 'Bizim aramızda dava olmaz' dedi."

SANIKLARDAN 'BİLMİYORUM, HATIRLAMIYORUM' YANITLARI

İlk gün dinlenen tutuklu sanıklar, ifadelerinde çoğunlukla "bilmiyorum, hatırlamıyorum" yanıtları verirken mahkeme başkanı ve avukatlar çok sayıda çelişkili noktayı ortaya çıkardı. İlk gün baba Arif Güran da tanık olarak dinlendi.

Duruşmanın ikinci gününde ise tanıkların dinlenmesine devam edilirken ağabey Baran Güran da tanık olarak dinlendi. Güran ailesinden çocuklar da dünkü duruşmada tanıklık yaptı. Duruşma sırasında fenalaşan baba Arif Güran ise ambulansla hastaneye kaldırıldı.

ZİHİNSEL ENGELLİ KİŞİ TANIK OLARAK DİNLENDİ

İddianamede kapalı olduğu iddia edilen bakkalla ilgili Salim Güran’ın kardeşi İbrahim Halil Güran tanık olarak dinlendi. Güran, saat 18.00’a doğru bakkala gittiğini, bakkalın açık olduğunu ve buzlaç alarak, çocuklara dağıttığını söyledi. Güran, "Sofi, gece yarısı 50 kuruş için bakkalı açan biri. Bir gün boyunca bakkalı açmadığına hiç şahit olmadım. Bakkala 18.00’a doğru gittim, açıktı” dedi.

Ardından sanık avukatlarının talebi üzerine zihinsel engelli Süleyman Kaya tanık olarak dinlendi. Kaya, Enes Güran ile birlikte Narin’in kaybolduğu gün bakkala giderek, enerji içeceği aldığını söyledi.

YİNE 'HATIRLAMIYORUM' YANITLARI

Narin Güran'ın kaybolduğu gün Enes Güran’ın yanında olan M.Y. (çocuk tanıklardan), saat 16.30-17.00 arası Enes Güran’ın yanına geldiğini söyledi. Muhammet ve Süleyman Kaya ile birlikte Enes Güran ile evlerinin önünde sohbet ettiklerini belirten M.Y., 10-15 dakika sonra Enes Güran’ı caminin oraya bırakıp, geri döndüğünü kaydetti. M.Y., Enes Güran ile o gün başka sohbetlerinin olmadığını dile getirdi.

Sanık avukatları, Nahit Eren’in M.Y.’ye sorduğu sorulara tepki göstererek, soruların soruşturmayla alakası olmadığını iddia etti. Nahit Eren, çapraz sorgulama yapıldığını söyleyerek, müdahale edilmemesini istedi. M.Y., Eren’in sorduğu bir çok soruya “Hatırlamıyorum” yanıtı verdi.

Tanık Muhammet Kaya, Narin Güran kaybolduğu günün akşamı arkadaşı Enes Güran’ı gördüğünü söyleyerek, "Enes ve M.Y. beraberdi. Enes, şehir dışından gelmişti, biraz sohbet ettik. Sonra M.Y., Enes’i evine bıraktı. Sonra ben de kimseyi görmedim, eve gittim" dedi.

ELEKTRİKÇİLER DİNLENDİ

Narin’in kaybolduğu gün Salim Güran ile birlikte oldukları iddia edilen elektrikçiler de dinlendi. Hasan Özdel, saat 16.00 civarı Salim Güran ile tarlada görüştüğünü söyledi. Özdel, "Trafo işleri vardı, o işleri yaptık. Orada 2 tane işçi vardı. 10-15 dakika oturduk. Sonra işimizi yapacağımız bölgeye gittik. 18.40’da oradan çıkmışız, bir daha görmedim” diye kaydetti. Bir diğer elektrikçi Abdulsamed Yeşildağlı, benzer beyanlarda bulundu.

ARİF GÜRAN DURUŞMAYA GELDİ

Dün fenalaşarak hastaneye kaldırılan Narin Güran'ın babası Arif Güran, mahkeme salonuna geldi.

Narin Güran’ın kardeşi E.G.’nin pedagog eşliğinde kayda alınan ifadesi dinletildi. E.G., Hediye Güran’ın Narin’in kaybolduğu gün evlerine işi olduğu için geldiğini ve acele etmediğini söyledi.

E.G: “Ben annem ve Muhammet evdeydik. Sonra yengem geldi. Normaldi. Acele hareket etmiyordu. Yengem geldiğinde annemle ağabeyim uyuyordu. Çamaşırları bıraktı, gitti. Sonra yine geldi. Yengem geldiğinde ben annemin telefonunda oyun oynuyordum. Niye geldiğini bilmiyorum. İkinci geldiğinde Enes uyuyordu, annem uyanıktı. Sonra bizim eve gelen, giden olmadı. Sonra ben evden çıktım, teyzeme gittim. Biraz oyun oynadım, canım sıkıldı, eve gittim. Evde annem, Enes ve Muhammed ağabeyim vardı. Hediye yengem gitmişti. Narin gelmedi.

ARİF GÜRAN'IN 'GELMEZSE AÇLIK GREVİNE GİRECEĞİM' DEDİĞİ VİDEO İZLETİLDİ

Mahkeme başkanı Arif Güran'a seslenerek; "Arif bey, ısrarla üzerinde durduğunuz videolar Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından izlenmiş ve bir husus olmadığı için es geçilmişti" dedi. Arif Güran, "Dara-2 mi?" diye sordu. Mahkeme başkanı, "Evet dediğiniz bu değilse, başka kamera varsa onu da alırız” dedi. Görüntüler salonda izlendi.

Mahkeme başkanı, "Kamera görüntüleri ile ilgili bir değerlendirme yapacağız. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nı telefonla arayıp, hangi kayıt olduğunu soracağız. Yanlış anlaşılmasın" diyerek mahkeme heyeti ile birlikte dışarı çıktı.

KÜRTÇE SES KAYDININ ÇEVİRİSİ YAPILDI

Nahit Eren, tam olarak anlaşılmayan Kürtçe ses kaydının dinletilmesini istedi. Eren, ayrıca ses kaydına dair Salim ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar’a birer soru sorma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, Eren’in talebini kabul etti.

Çevirmen, Salim Güran ve işçisi Ramazan Atasoy arasındaki ses kaydını çevirdi;

Salim Güran: Sona doğru senin fıskiyen düşmüş.

Ramazan Atasoy: Ne?

Salim Güran: Sınırın orada taşın yanında. Yerde

Ramazan Atasoy: Tamam

Eren, kaydın dinlenmesinin ardından “Salim Bey bunun fıskiye olduğunu söyledi. Önceki gün yaptığı savunmada bunun bir alet olduğunu, elektrik kaçağıyla ilgili olduğunu söyledi. Bu çelişkiyi gidermesini istedi. O gün elektrikle ilgili aletti, şimdi fıskiye oldu. Daha uzman biriyle, sesi yavaşlatarak sesin tekrar dinletilmesini isteyeceğim, fıskiye olduğuna ikna olmadım” dedi.

Salim Güran, "Fıskiyeye pislik giriyor. Basınç vurduğu zaman fıskiye düştü. Elbisem müsait olmadığı için,  ‘Ramazan gel fıskiyen düşmüş’ diyorum. Taşın dibine de kaçak elektriklerimizi de koyuyorduk. Ama orada ‘fıskiye de orada düşmüş’ diyorum. O cihazla fıskiye aynı yerde. Aletle ilgili de telefonla konuşuyoruz. Bu konuşma fıskiyeyle ilgili” yanıtını verdi.

ENES GÜRAN KOLUNU NASIL ISIRDIĞINI GÖSTERDİ

Ardından Nahit Eren, Enes Güran'ı çağırıp kolunu nasıl ısırdığını göstermesini istedi. Enes Güran da canlandırmasını yaptı, kolunu nasıl ısırdığını uygulamalı şekilde gösterdi. Eren, "Diş ucuyla mı, diş bütünlüğüyle mi yapıldı göstermek istedim. ‘Panoramik grafikte niteleyici açıdan değerlendirme yapılamaz’ denildiği için ve mahkemenin değerlendirmesi ile kayda geçmesi için bu soruyu sordum” dedi. Sanık avukatları usule ilişkin itiraz etti. Mahkeme başkanı, CMK kurallarını hatırlattı.

Salim Güran'ın, Nevzat Bahtiyar'a bakarak, kafa sallaması dikkat çekti.

ADLİ TIP RAPORU: CESEDİN BAZI KISIMLARININ KARADA KALDIĞI DEĞERLENDİRİLMEKTEDİR

Yüksel Güran, Salim Güran, Enes Güran salondan çıkartıldı. Tutuklu sanıklardan sadece Nevzat Bahtiyar kaldı salonda. Nahit Eren konuşma yaptı.

Eren, "Babayı dün üzdüysem özür dilerim tekrardan. Sayın Başkan, Nevzat'ın yer göstermesi sırasındaki kaydı ekrana yansıtmanızı rica edeceğim. Üzülerek söylüyorum, vücut üzerindeki larvalar, canlılar İstanbul Adli Tıp’a gitti. Rapordan okuyorum: Bu haliyle cesedin bazı kısımlarının karada kaldığı değerlendirilmektedir" dedi.

Nahit Eren, "Su içinde olan ceset nasıl olur da karasal larvalar taşır?" diye sordu.

Nevzat Bahtiyar’ın jandarma eşliğinde yer gösterme ve keşif yaptığı görüntüler izletildi. Nevzat Bahtiyar ayakta kendi görüntülerini izledi.

Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre, görüntülerin izlenmesinin ardından;

Mahkeme Başkanı: Bu küçük alan, Narin kızımızın bırakıldığı yer. Buyrun Nahit Bey, sorunuzu alalım.

Nahit Eren: Bu raporu anladın mı?

Nevzat Bahtiyar: Anlamadım.

Nahit Eren: Bu rapor diyor ki; Narin’in naaşından, ceset diyemiyorum, Adli Tıp Kurumu dedi ki; bulunduktan 19 gün önce öldürülmüş. Bunu nereden elde ediyorlar? Böceklerden, larvalardan, Narin’in bedeninde bunlardan çok vardı ve buradan tarih çıkarıyorlar. Şimdi rapor diyor ki; bu naaş tamamen suyun içerisinde olsa bu böcekler yaşamaz. O yüzden sana bir kez daha soruyorum Nevzat Bahtiyar, sen daha önce başka yere gömdün mü?

Nevzat Bahtiyar: Kesinlikle hayır.

Mahkeme Başkanı: Çuvalın tamamı su altına girdi mi, taş ıslandı mı?

Nevzat Bahtiyar: Taş, hepsi ıslanmadı, ben de çok hatırlamıyorum.

Nahit Eren: Sen arama faaliyetlerinden dolayı DSİ suyunun oraya yönlendirildiğini biliyorsun değil mi?

Nevzat Bahtiyar: Evet.

Nahit Eren: Az önce bir kısmı dışarıda kaldı dedin, senin yol mesafen 7 dakika. Orada sen başka ne yaptın?

Nevzat Bahtiyar: Orada ip aradım.

Nahit Eren: Dışarıda kalan kısmı bildiğimiz kadarıyla bacağı..

Nevzat Bahtiyar: Bacağını hatırlamıyorum.

Nahit Eren: O kısmı toprakta mı, yoksa suyun üstünde mi kaldı?

Nevzat Bahtiyar: Suyun üstünde kaldı.

Nahit Eren: Sayın Başkan, ben alacağım cevabı aldım.

MAHKEME BAŞKANI CÜBBESİNİ ÇIKARDI: BİR BİREY OLARAK SORUYORUM

Mahkeme başkanı: Nevzat Bahtiyar, dön etrafına bak. Bu kadar insan burada, kaç gündür buradayız. Duygu sömürüsü yapmıyorum. Bir birey olarak soruyorum. (Bu sırada Mahkeme Başkanı üzerindeki cübbeyi çıkarttı.)

Mahkeme başkanı: Senin geçen celse verdiğin beyanlar doğru mu? İftira mı? Bak yeni kamera kayıtları çıkabilir

Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum hatırlamıyorum.

Mahkeme başkanı: Hatırlamıyorum değil, sakladığın bir şey var mı?

Nevzat Bahtiyar: Yok.

Duruşmaya 1 saat ara verildi. Arif Güran, duruşmaya verilen ara sırasında mahkeme başkanından izin alarak oğlu Enes Güran ve eşi Yüksel Güran ile duruşma salonunda görüştü.

Kaynak: Duvar