Fenerbahçe Üniversitesi Ekonomi Bölümünde iki; İletişim Fakültesinde ise 4 akademisyen işten çıkarıldı.

Üniversiteye bağlı Meslek Yüksek Okulunda görev yapan 13 öğretim görevlisinin sözleşmelerinin de feshedildiği iddia edildi. Sözleşmesi feshedilen akademisyenler arasında Ekonomi Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çiğdem Boz da bulunuyor. Akademisyenlere fesih bildirimi 2 Mayıs’ta yapıldı, fesih tarihi ise 30 Haziran olarak belirtildi.

Üniversite yönetimi akademisyenlerin hukuki itirazda bulunulmaması durumunda kıdem tazminatları ve kullanılmayan izin günü ücretlerini ödeyeceğini söyledi. İşe iade ve tazminat davaları açacaklarını söyleyen akademisyenler ise haklarından vazgeçmeyeceklerini belirtiyor.

"DAVA AÇARSAN TAZMİNAT YOK" TEHDİDİ

Sürece ilişkin gazetemize bilgi veren Prof. Dr. Çiğdem Boz, “Fenerbahçe Üniversitesi İİBF’de mart 2020 tarihinde göreve başladım, haziran 2021’de profesör kadromu aldım. 4 yıl 3 aydır Ekonomi Finans Bölümünde görev yapıyorum ayrıca 3 yıldır da bölüm başkanlığı görevini yürütüyorum. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu gereğince sözleşmemizin süresiz olması gerekiyor” dedi. Ancak Boz ve dört akademisyenin sözleşmeleri 4857 sayılı İş Kanunu üzerinden yapılmış.

Çalıştığı süre boyunca ne dekanlıktan ne de rektörlükten görevini aksattığına dair herhangi bir uyarı almadığını ve hatta övgüler aldığını ifade eden Boz, “Çalıştığım süre boyunca akademik yönden üretken bir öğretim üyesi oldum. Üniversiteyi sayısız bilim etkinliklerinde temsil ettim” dedi.

YÖNETİM DEĞİŞTİ, MESAİLER SORUN OLDU

Ocak 2024’te üniversiteye yeni rektör atandığını ve atama sonrası yönetim kadrosunun da kısmen değiştiğini anlatan Prof. Dr. Boz, “Yeni yönetimin ilk icraatı mesai saatlerine uyma uyarısı yapmak olmuştur. Sonrasında sözlü olarak sık sık kart basma saatlerimizle ilgili şifahi uyarılar yapılmıştır. Fakülte yönetim kurulu üyesi olarak hemen her toplantıda dekanımız rektörlüğün mesai uyarısını yinelemiş, ben ve diğer kurul üyeleri akademisyenin kamu hizmeti yaptığını, mesai saati uygulamasının hukuki olmadığını dile getirdik. Dekanımız ise itirazlarımızı onaylayarak fikirlerimin doğru olduğunu belirtmiş ama üniversite yönetimine söz geçiremediğini söylemiştir” dedi.

İşten çıkarma gerekçelerinin yazılı belirtilmediğine dikkat çeken Boz, “Herkese şifahen söylenmiştir. Örneğin benim işten çıkarılma gerekçem ‘Düzensiz işe gelme, 9-17 mesaisine uymama’ ve ‘rektörlüğün uygulamalarına muhalefet’ olarak gösteriliyor. İşten çıkartılan hocalarımız arasında mesai saatlerine uyanlar da var. Yönetimin fesih kriterleri tutarsızlık arz etmektedir” diyerek tepki gösterdi.

"SÖZLEŞME GÜVENCESİ DE AKADEMİK ÖZGÜRLÜK DE YOK"

12 Haziran 2024’te rektörlük temsilcisinin kendisini görüşme için çağırdığını söyleyen Boz, bu görüşmeyi şöyle anlattı:

“Üniversite ile aramda belirli süreli iş sözleşmesi olduğu için kıdem tazminatı hakkımın olmadığını ama yönetimin bizlere bir jest yaparak 180 bin TL ödemeye hazır olduğunu belirtti. Mahkeme yoluna gidersem bu ödemeyi yapmayacaklarını beyan etti.”

EMEP’li Karaca: Yoksul halka açıklama yapabilir misiniz? EMEP’li Karaca: Yoksul halka açıklama yapabilir misiniz?

Kıdem tazminatı hakkı ile tehdit edilmelerine tepki gösteren Boz, yasal haklarının üzerinde tazminat teklif edilmediğine dikkat çekerek “Vakıf üniversiteleri işine geldiğinde iş hukukuna, işine geldiğinde de Yükseköğretim Kanunu’na göre davranıyor. Akademisyenler kamu hizmeti veriyor. Sözleşme güvenliği ve akademik özgürlükten yoksun bir ortamda bilim üretmek ve öğrenci yetiştirmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

MOBBİNG DE VARDI

İletişim Fakültesinde ayrıca bir mobbing sorunu yaşandığını da aktaran Boz, “İletişim Fakültesinde 3.5 yıldır öğretim üyelerine mobbing uygulamakta ve bu duruma neredeyse tüm fakülte üyeleri şahitlik etmektedir. Rektörlüğe mobbing duyurusu yapılmış olup dekan hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır” dedi.

VÜDAM: İŞTEN ÇIKARMALAR HUKUKSUZ

VAKIF Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM) ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Üyesi Araştırma Görevlisi Emir Aydoğan 80 vakıf üniversitesinde 29 bin akademisyenin güvencesiz ve baskı altında çalıştırıldığını hatırlattı. Kârı önceleyen vakıf üniversitelerinin daha az akademisyen ve personelle daha çok sayıda öğrenciyi hedeflediğini vurgulayan Aydoğan, rektör değişiminin ardından başlayan ücretsiz izin ve mesai uzatma uygulamaları dayatmasının başka akademisyenler tarafından da dillendirildiğini söyledi. Aydoğan “Kurumda daha önce görece iyi koşullarda çalışan akademisyenler artık aynı ücretlerle daha fazla çalışmaya zorlanıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Birçok akademisyenin güvencesiz şartlarda çalışmaya zorlandığını belirten Aydoğan, “Özel üniversiteler akademisyenleri 1-2 yıllık sözleşmelerle 10. iş kolu üzerinden hizmet sektöründe bir çalışan işe alırmış gibi gösteriyor. Aslında vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenler, çalışma ve özlük haklarını düzenleyen 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na tabi. İşverenler bu ‘gri’ alandan faydalanarak hukuksuz bir uygulama yapıyor” dedi.

Kaynak: Evrensel

Editör: Selda Manduz