AKP ve MHP'nin oylarıyla, en düşük emekli aylığı 7 bin 500 TL'de kaldı. Milyonlarca emekli, resmi enflasyonun yüzde 13 altında zam alarak, hayat pahalılığı karşısında zor durumda kaldı.
Açlık sınırının 10 bin 500 TL, yoksulluk sınırının ise 34 bin TL olduğu ülkede, emekliler en düşük maaşıyla ev kirası ödeyemez duruma geldi.
Gebzeli EYT emeklisi 3 kişi, hükümetin emekli maaşlarına layık gördüğü yüzde 25'lik sefalet zammını kabul etmediklerini belirtti.
Emekliler, "Bizim hayatımız pahalılığa kurban gitti. Artık geçinemez hale geldik. Hükümet, emeklilerin sefalet içinde yaşamasına göz yumuyor" dedi.
Emekliler, hükümete çağrıda bulunarak, emekli maaşlarına daha yüksek zam yapılmasını istedi.
Cumartesi günü yapacakları basın açıklamasının ardından seslerini duyurabilmek için Ankara’ya yürüyeceklerini açıklayan Gebze EYT ve Emeklileri Platformu üyeleri Özgür Kotan, Ramazan Töngel ve Selçuk Süzen Evrensel'den Hasret Gültekin Kozan’a konuştu.
"ÜÇ, BEŞ MAAŞ ALMAK DEĞİL AMACIMIZ"
Emeklilerin itibarsızlaştırıldığını belirten Özgür Kotan, "Bizler ülkemizin kalkınması için yıllarca çalıştık, alın terimizle emek harcadık, bir çoğumuz sağlığımızdan olduk, birçok arkadaşımızı iş cinayetlerine kurban verdik, yıllarca prim ödedikten sonra kazanılmış hakkımızın karşılığında emekli olduk. Gelin görün ki 15 milyonu aşkın, sosyal güvenlik alanında yer alan emekli, dul ve yetim haklarına sahip bizleri açlık ve yoksulluk sınırı altında maaşlarla sefalet yaşamına mahkum edilmiş durumdayız. Memuruna ayrı maaş artışı, işçisine ayrı maaş artışı, emeklisine ayrı maaş artışı yapan iktidarımız tüm emeklileri ülke vatandaşları arasında ayrıştırarak bizleri itibarsızlaştırmıştır. Bu uygulamayla emekliler yok sayılmıştır. Sanki bu ülkede yaşamıyor, yok sayılıyoruz. Biz emekliler olarak mevcut iktidarın eli ve desteğiyle bu soygun düzeninde üçer, beşer maaş ve huzur hakkı alalım diye değil, insanca ve onurumuzla yaşamımızı sürdüreceğimiz bir maaş ve haklarımızı korumak istiyoruz. Yaşanabilir bir maaş alabilmek için bu kutlu yürüyüşümüzü başlatıyoruz. Bu yürüyüşümüzün amacı, ömrümüzün kalan 3-5 yılında çocuklarımız ve torunlarımızın hayallerinden endişe duymayacakları, umutlarını yitirmedikleri mutlu ve güvenceli bir gelecek sağlayan ülke yaratabilmek için" dedi.
"AÇIZ, YOKSULUZ, GEÇİNEMİYORUZ"
Emekliye verilen zam ile açlık, yoksulluk ve sefalet içerisine itildiklerinin söyleyen Ramazan Töngel, "Her ay çeşitli kurumlarca tespit edilip, açıklanmakta olan yaşamsal geçim endekslerine göre, 4 kişilik bir ailenin mutfak gideri, yani sadece beslenmeyi ifade eden açlık sınırı harcaması 10 bin 500 lira, yoksulluk sınırı ise 34 bin liraya ulaşmış durumda. Sadece mütevazı sayılacak bir ev veya dairenin aylık kirası bile 10 bin lira olduğu ülkemizde en düşük emekli maaşıyla ev kirası bile ödeyemez duruma geldik. Bu hayat şartlarında yaşama şansımız kalmadı. Haykırmak istiyoruz. Güzel ülkemizde açız, yoksuluz, geçinemiyoruz. Çocuklarımızın eline bakar duruma geldik, torunlarımızın yüzüne bakamıyoruz. Bu yüzden hükümetin emekli maaşlarına layık gördüğü yüzde 25'lik sefalet zammını kabul etmiyoruz" diye konuştu.
"İNSANCA YAŞAM İSTİYORUZ"
"Ayrıcalıklı bir lütuf beklemiyor ve istemiyoruz" diyen Selçuk Süzen, "Vatandaş olarak en doğal hakkımız olan insanca yaşam şartlarının yerine getirilmesini istiyoruz" dedi. Taleplerini de ifade eden Süzen, "En düşük emekli maaşının çalışan memurlara dair yürürlüğe sokulan en düşük maaş oranına endekslenmesini talep ediyoruz. Maaşlarımıza vakit geçmeden seyyanen ek zam istiyoruz. Geçmişte seçim vaadi olarak verilen 3600 göstergesinin kamuda çalışan tüm personele ve emeklilere ödenmesini bekliyoruz. Emekli maaşlarındaki adaletsiz ve ayrışan maaş farklılıklarını giderici ve geniş kapsamlı intibak düzenlenmesinin yapılmasını talep ediyoruz. Sağlığımızla ilgili her türlü tedavilerimiz sonucunda maaşlarımızdan kesilen ödemelere son verilmesi bekliyor ve istiyoruz" diye konuştu.
Talepleri için harekete geçen 3 emekli, 22 Temmuz (yarın) saat 10'da Gebze Kent Meydanı'nda gerçekleştirecekleri basın açıklamasının ardından Ankara'ya doğru yola çıkacak.