Hrant Dink Vakfı’ndan belirli süreli sözleşmeyle çalışan Caner Gönder, sözleşme süresi dolmadan “hukuksuz ve haksız bir kodla” işten çıkarıldığını belirterek vakfın önünde “İşçi Hakları Nöbeti” başlattı.

Caner Gönder sabah saatlerinde,  Türk Ceza Kanununun 123. maddesine göre "Sırf huzur ve sükûnunu bozmak” iddiasıyla gözaltına alındı.

Şişli Harbiye Karakolu’na götürülen Gönder hakkında hem cezai soruşturma başlatıldı, hem de Kabahatler Kanunu uyarınca 1406 idari para cezası verildi.

DİSK Başkanı Çerkezoğlu Taksim Meydanı’nda konuştu: 'Halktan daha büyük bir güç yoktur' DİSK Başkanı Çerkezoğlu Taksim Meydanı’nda konuştu: 'Halktan daha büyük bir güç yoktur'

Gazete Münevver’e konuşan Gönder, polislerin kendisine akşam öğrenciler eylem yapacak “burada duramazsın” dediğini söyledi.

Gönder, “Polisler akşam Şişli’de öğrencilerin eylem yapacağını, esnafın ile bölgedekilerin rahatsız olduğunu ve şikayet ettiklerini öne sürerek beni gözaltına aldılar. Rahatsız olduğunu iddia ettikleri insanlar gözaltına alındığım sırada “hak hukuk adalet” sloganları ile bana destek oldular” dedi.

“Öğrencilerin bana destek olmasından korktukları için gözaltına alınmış olabilirim” diyen Gönder, “Dayanışma büyüyor, insanlar yanımda duruyor. Bu da birilerini rahatsız etmiş olmalı. Gözaltılarla, para cezalarıyla beni susturmak istiyorlar ama ben hakkımı aramaktan asla vazgeçmeyeceğim,” dedi.

Öte yandan Gönder, gözaltından çıktıktan Avukatı Serkan Kılıç, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Caner Gönder, Hrant Dink Vakfı’nda belirli süreli iş sözleşmesiyle işe giriyor. İş sözleşmesinin 6. ayında haksız bir şekilde sözleşmesi feshediliyor. Biz buna ilişkin dava açtık ve davanın sonucunda müvekkilimin sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği tespit edildiği için, bakiye süre ücreti alacağına ve haksız fesih tazminatına hükmedildi. Hrant Dink Vakfı bu süreci istinafa taşıdı.

İstinaf sürecinin işçiler aleyhine büyük mağduriyetlere yol açtığı kamuoyunca bilinmektedir. Maalesef, uzun süren yargılamalar nedeniyle işçiler mağdur edilmektedir. Müvekkilim burada tek başına bir eylem yürütüyor, direniş sergiliyor. Ancak tek başına olması, yalnız olduğu anlamına gelmiyor. Müvekkilim aslında burada, Hrant Dink Vakfı’nda ve diğer STK’larda çalışan işçilere yönelik haksızlıklara ve sendikasızlaştırmaya karşı ses çıkarıyor.

Süreçte gördük ki Hrant Dink Vakfı’nda ve diğer STK’larda benzer pek çok durum söz konusu. Birçok işçi bize buna benzer bildirimlerde bulunuyor.

Buradan Hrant Dink Vakfı’na ve diğer STK’lara şu çağrıda bulunuyoruz: Onları sorumluluk almaya davet ediyoruz. İşçilere yönelik bu tavırlarından vazgeçmelerini bekliyoruz.”

Caner Gönder, Hrant Dink Vakfı önündeki eylemine devam ediyor. Gözaltının ardından Gönder’i çok sayıda kişi dayanışmak için ziyaret etti.

HABER MERKEZİ