Bugün, Türkiye’nin unutulmaz isimlerinden Deniz Gezmiş’in 78. doğum günü. Onun ismi, özgürlük, bağımsızlık ve mücadele ile anılıyor. Peki, Deniz Gezmiş kimdi? Onun fikirleri ve mirası bugün hâlâ neden bu kadar önemli?
1947 doğumlu Deniz Gezmiş, Türkiye’de 68 Kuşağı’nın en önemli devrimci önderlerinden biri olarak bilinir. Tam bağımsız Türkiye idealiyle yola çıkan Gezmiş, gençlik hareketlerinin öncülerindendi. 6 Mayıs 1972’de, 25 yaşındayken idam edilen Gezmiş’in mücadelesi, günümüzde hâlâ birçok kişi için özgürlüğün ve adaletin sembolü olarak görülüyor.
Deniz Gezmiş, emperyalizme ve sömürüye karşı mücadele verdi. Bugün gençler, farklı bir dünyada yaşasalar da onun verdiği mücadeledeki adalet arayışını sürdürüyorlar. Özgürlük, eşitlik ve bağımsızlık kavramları, günümüz dünyasında da gençlerin en çok savunduğu değerler arasında yer alıyor.
Deniz Gezmiş, 78 yaşında olsaydı, bugün hâlâ özgürlük ve adalet mücadelesi içinde olurdu. Onun idealleri, günümüz gençlerine, girişimcilerine ve liderlerine yol göstermeye devam ediyor.
İŞGALE ÖNDERLİK ETTİ
12 Haziran 1968’de İstanbul Üniversitesi’nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adı verilen grubun lideri olarak Baltalimanı’nda yapılan görüşmelere katılan Deniz Gezmiş, öğrenci haklarının kazanılmasında etkili oldu.
30 Temmuz’da ise 6. Filo’nun İstanbul’a girişini protesto etmek suçlamasıyla tutuklandı.
Deniz Gezmiş, 1968 yılında yapılan öğrenci eylemlerinde Cihan Alptekin, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Mustafa İlker Gürkan, Cevat Ercişli, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Erim Süerkan ile birlikte Devrimci Öğrenci Birliği’ni kurdu.
Ardından 1 Kasım 1968’de Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nın da içinde bulunduğu AÜTB, DÖB ve ODTÜÖB’nin de içinde bulunduğu “Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü”‘nü düzenledi. 28 Kasım 1968’de ABD büyükelçisinin İstanbul’a gelişini protesto etmek amacıyla düzenlenen eylemde tutuklandı.
Deniz Gezmiş bu dönemde 2-3 aylık tutuklanma süreçleri geçirdi. 16 Mart 1969’da İstanbul Üniversitesi’nde düzenlediği öğrenci eylemleri nedeniyle 19 Mart’ta tutuklandı ve 3 Nisan’a kadar tutukluluğu devam etti.
Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin düzenlediği protesto gösterilerine önderlik etti. Çıkan çatışmalarda yaralandı. 23 Haziran 1969’da TMGT’nin toplandığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı’nda FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir program hazırladıktan sonra hakkında tutuklama kararının olmasından dolayı Filistin’e geçti.
FİLİSTİN’DEYKEN OKULDAN ATILDI
1 Eylül 1969’a kadar Filistin’de kaldı. Bu dönemde üniversiteyi işgalden dolayı Hukuk Fakültesi’nden atıldı. 23 Eylül 1969’da hukuk fakültesinde olduğu bir sırada polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı, 25 Kasım’da serbest bırakıldı.
Ardından Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi’nde Battal Mehetoğlu’nun sağcılar tarafından öldürülmesi olayında okulda yapılan araştırmalarda Deniz Gezmiş’e ait olduğu iddia edilen silahların ele geçirilmesi üzerine hakkında tekrar tutuklama kararı çıkarıldı. 20 Aralık 1969’da tutuklanan Deniz Gezmiş, 18 Eylül 1970’e kadar hapis yattı.
Filistin'deki gerilla kamplarından dönen Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi bahçesinde gözaltına alındıktan sonra, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bulunduğu Sansaryan Han'a getirildi.
ARKADAŞLARIYLA THKO’YU KURDU
1970’li yılların başında Türkiye’de devrimci hareket büyümüş ve kitleselleşmişti. Buna karşılık devletin baskıları da artıyordu. Devrimciler halkı özgürleştirmek, emekçileri sömürüden kurtarmak, tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye istiyorlardı. Emperyalizme ve faşizme karşı militanca bir mücadele veriliyordu. Bu süreçte pek çok direniş örgütü kuruldu. Bunlardan biri de Deniz Gezmiş, THKO’ydu.
THKO, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Sinan Cemgil, Alparslan Özdoğan, Kadir Manga, Taylan Özgür, Cihan Alptekin ve Mustafa Yalçıner tarafından kuruldu. 4 Mart 1971’de yayınlanan bir bildiri ile örgüt kamuoyuna tanıtıldı.
Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan’ın Nurhak’ta; Cihan Alptekin ve Ömer Ayna ise THKP-C’nin lideri Mahir Çayan ve diğer 7 devrimciyle birlikte Kızıldere’de katledildi. Onurlu duruşlarıyla isimlerini tarihe yazdıran devrimciler, kendilerinden sonra daha da yükselecek olan devrimci mücadelenin yoluna ışık tuttu.
Egemen sınıflar Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya ve daha birçok devrimciyi katletse de özellikle 70’li yılların ikinci yarısında devrimci hareketin büyük bir kitleselliğe ulaşmasına engel olamadı.