Güncel

Çorlu Tren Katliamı Davası | Sanık Avukatı: Ne yazık ki evlatlarımız telef olmuştur

7’si çocuk, 25 kişinin öldüğü Çorlu Tren Katliamı Davasının 18'inci duruşması görülmeye devam ediyor. Geçtiğimiz duruşmada savcının mütalaasını sunmasının ardından, bu duruşmada karar verilmesi bekleniyor.

Abone Ol

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin 13 sanığın “taksirle bir veya birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan yargılandığı davanın 18’inci duruşması bugün yapılıyor.

Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya taraf avukatları ve kazada ölenlerin yakınları ve sanıklar katıldı.

Bir önceki duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, 3 sanığın "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan cezalandırılarak tutuklanmalarını; diğer sanıklar hakkında ise "basit taksir" suçundan cezalandırılmalarını talep etmişti.

Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını tekrar okudu. Katılanların beyanlarından sonra katılan vekillerinin beyanlarına geçildi. 12.15'te verilen bir saat aranın ardından katılan vekillerinin beyanlarıyla duruşmaya devam ediliyor.

SANIK NİHAT ASLAN AVUKATI: YOL BEKÇİSİ OLSA DA KAZAYI ENGELLEMEYEZDİ

Sanık Nihat Aslan esas hakkında verilen mütalaaya karşı savunmasında, "Balas tutuculuk ne işe yarıyor bilmiyorum' demedim. Yapılması için teknik elemanların karar vermesi gerekiyor demiştim" dedi.

Nihat Aslan'ın avukatı Akın Baş ise şunları söyledi:

"Savunmamızı yazılı olarak sunduk. Celsede gelişen beyanlara ilişkin, dava konusu menfeze dahil herhangi bir ihaleye dolayısıyla ihalelerin feshine dair bir şey yoktur. Olayın meydana geldiği yerle ilgili herhangi bir ihale yapılmasına ya da ihale feshine dair bir yazı yoktur. Bazen güzel bir havada öyle bir yağmur yağar ki önüne ne alsa götürür. Birkaç dakikada olur bu, hayatımızda yaşadığımız bir şeydir bu. Yani Yol bekçisi olsa bile kazanın meydana gelmesini engelleyemeceği aşikardır. Müvekkilin gerekli teknik bilgi ve donanıma sahip olması yani mühendis olması gerekir. Müvekkilim idari konusunda uzmandır. Yani müvekkilimin yapılması gereken işlemlerde yetkisi olamaz. Sadece Genel Müdürlük ile gerekli yazışmaları yapar. Bu edenle müvekkilimin beraatını talep ediyorum."

SANIK MUAMMER MERİÇLİ: YAĞIŞ NEDENİYLE MEYDANA GELMİŞ BİR KAZADIR

Sanık Muammer Meriçli, "Yazılı olarak savunmamızı sunduk, yağış edeniyle meydana gelen bir kazadır. Beraatımı talep ediyorum" diye konuştu.

SANIK AVUKATI: NE YAZIK Kİ EVLATLARIMIZ TELEF OLMUŞTUR

Sanık Mümin Karasu mütalaaya karşı savunmasında şunları söyledi:

"Tanık olarak dinlendiğim bugüne kadar iyi niyetli açıklamalarda bulundum. Mahkeme heyetinin mağdurların ve yakınların gerçeği bilmesi gerektiğini düşündüğüm için, iş arkadaşlarımı karşıma alarak sorulara cevap verdim. Kendimi veya başkasını korumak için susmadım. Doğruları söylemenin adı düşmanlık oldu."

Mümin Karasu'nun avukatı esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasında, "Makinist o yağmuru gördüğü zaman yola çıkmayabilirdi. 500 metreden o menfezdeki suyu görebiliyor. Gördüğü halde oradan geçmiştir. Kendisi geçtikten sonra frene basmıştır. Ve sonrasında vagonlar devrilmiştir. Ne yazık ki evlatlarımız telef olmuştur. Teknik olarak o suyun üzerinden o vagonlar geçerdi. Geçtikten sonra belki de korktuğu için frene basıyor. Makinist bir numaralı sanıktır benim gözümde. Müvekkilimin hiçbir kusuru yoktur. Tamamen beraatını talep ediyorum" dedi.

Ölenlerin yakınlarından biri avukatın evlatlarımız "telef olmuştur" sözüne tepki gösterdi. Sanık avukatı özür diledi.

Sanık Nizamettin Aras savunmasında, "Daha önceki beyanlarımı tekrar ediyorum. Beraatımı talep ediyorum" dedi.

Sanık Levent Kaytan ise, "Yazılı beyanımı tekrar ediyorum" diye konuştu.

SANIK BURHAN ORTANCIL: BU YOL YAPILIRKEN BENİM BİR GÖREVİM YOKTU

Sanık Burhan Ortancıl, "Makine teknikeriyim. Mevcut kontrolün emekli olması ve personel eksikliği nedeniyle vekaleten yol kontrolörlüğü görevine getirildim. Bu yol yapılırken benim herhangi bir görevim yoktu. Dolayısıyla bir kusurum yoktur, beraatımı talep ediyorum" dedi.

Tevfik Baran Önder, "Köprü mühendisi olmadığımı, görev tanımım olmadığını ispat etmiştim" diyerek beraatını talep etti.

NE OLMUŞTU?

Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek için hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. Kazada 7'si çocuk 25 kişi öldü, 328 kişi de yaralandı.

Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde çalışan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak' suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

23 Kasım 2023'te görülen 17'nci duruşmada savcı mütalaasını sundu. Savcı mütalaasında, sanıklar TCDD 1. Bölge Demiryolu Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt ve Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat’ın kaza tarihindeki bulunduğu görev ve sorumlulukları bakımından 30 Mayıs 2018 tarihli "sel, heyelan ve taş düşmesi" konulu yazıyı düzenleyip imzalamaları, yazıya istinaden denetleme görevlerini yerine getirmediğine işaret etti. Kaza günü hava durumunun takip edilerek gerekli kontrollerin yapılması halinde ray altındaki boşalmanın öngörülebileceği belirtilen esas hakkındaki mütalaada savcı, bu üç sanığın bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmaları nedeniyle cezalandırılmalarını istedi.

Aralarında dört mühendisin de bulunduğu diğer 10 sanığın ise "taksirle birden fazla kişinin ölümüne veya yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılmalarını talep edildi.