31 Mart yerel seçimlerine yaklaşırken, siyasi partilerin gözü İstanbul'da. 2019'da seçimi kazanan ve tekrar aday olan Ekrem İmamoğlu ile İstanbul'u geri almak isteyen AKP'nin adayı Murat Kurum arasında kıyasıya bir yarış var.

İYİ Parti ve Saadet'in de aday çıkarması ve DEM Parti'nin yüksek profilli bir aday aday göstermesi bekleniyor. Bu durumun seçim sonuçlarını doğrudan etkilemesi öngörülüyor.

TBMM'de Metin Kıratlı tartışması: Yemeğe 168 bin lira veren AYM üyesi TBMM'de Metin Kıratlı tartışması: Yemeğe 168 bin lira veren AYM üyesi

Araştırmacı Bekir Ağırdır, iki ay önce yaptığı araştırmaya göre İmamoğlu'nun avantajlı olduğunu, ancak son gelişmelerle bu avantajın risk altında olduğunu ifade ediyor.

‘CHP OYUNUN ARTMASINI BEKLEMEK GERÇEKÇİ DEĞİL'

Ağırdır, İstanbul’daki seçimleri değerlendirdiği Oksijen’deki yazısında, “İmamoğlu yarışa önde ve neredeyse CHP oyundan 10-12 puan daha yüksekten başlıyor gibi görünüyordu. Fakat şimdi İyi Parti adayı Buğra Kavuncu, Zafer Partisi adayı Azmi Karamahmutoğlu, Saadet Partisi adayı Birol Aydın’ın partilerinin oylarından İmamoğlu’na gidecek oyları en aza indireceği muhakkak. DEM Parti’nin de oldukça yüksek profilli bir aday çıkarması bekleniyor. CHP’nin adaylık sürecindeki umutsuzluk çoğaltan tutumu ve tercihleri de dikkate alındığında CHP oyunun artmasını beklemek gerçekçi değil” analizi yaptı.

'İMAMOĞLU-KURUM YARIŞI BAŞA BAŞ'

Ağırdır, “Muhalefetteki bu dağılmaya ve yıkıcı karşılıklı söylemlere bakılınca İmamoğlu’nun iki ay önceki kağıt üzerindeki avantajının kaybolduğunu ve İmamoğlu-Kurum yarışının baş başa yakın bir noktadan başladığını söyleyebiliriz” dedi.

'AKP, TÜM GÜCÜYLE İSTANBUL SEÇİMLERİNE YÜKSELECEK'

Ağırdır buna karşılık AKP kanadındaki durumu da şöyle değerlendirdi:

"Erdoğan ve iktidar blokunun oyun planı net. İktidarın, devletin, kamu bütçesinin, medyanın ve teknolojiyi kullanma maharetinin tüm gücüyle seçimlere ve özellikle de İstanbul seçimlerine yüklenecek. Bu uğurda yapabileceği her şeyi, hukuka uygun-değil, ahlaka uygun-değil bakmaksızın yapmaktan kaçınmayacak. İktidar ülke genelindeki yüzde 52-48’lik dengeyi kendi lehine daha da açmak istiyor. Bunu başarırsa hem Can Atalay kararında görüldüğü gibi önündeki tüm kurumsal ve toplumsal barajları aşmak konusunda daha cüretkâr davranacak hem de arzuladığı büyük sağ koalisyonu-konsolidasyonu sağlamak için bugünün muhalefette görünen sağ partilerine karşı psikolojik baskı gücünü elde edecek."

Yazının tamamı burada.

Editör: Selda Manduz