1970'li yıllarda Türkiye, ekonomik ve siyasi krizlerle boğuşuyordu. Bu krizler, siyasi istikrarsızlığa ve toplumsal kutuplaşmaya yol açtı.
24 Ocak 1980 tarihinde, dönemin başbakanı Turgut Özal tarafından açıklanan 24 Ocak kararları, Türkiye ekonomisinde önemli bir dönüm noktası oldu.
Bu kararlar, 1970'lerden itibaren uygulanan ithal ikameci politikadan vazgeçilerek, dışa açık bir ekonomiye geçilmesi hedefleniyordu.
24 Ocak kararları, Türkiye ekonomisinde önemli bir dönüşüme yol açtı. Kararlar doğrultusunda, Türkiye ekonomisi, serbest piyasa ekonomisi ilkelerine göre yapılandırıldı.
Bu durumun, Türkiye'nin küresel ekonomiye entegrasyonunu sağlayacağı ve ekonominin büyümesine katkıda bulunacağı iddia edildi.
Ancak vaatler iddiada kaldı. 24 Ocak kararları yoksulların ve işçilerin yaşam ve çalışma koşulları oldukça ağırlaştı, yoksulluk derinleşti.
12 Eylül 1980 askeri darbesi, Türkiye'nin yakın tarihinin en önemli olaylarından biridir. Darbe, siyasi istikrarı sağlamak ve ekonomik krizi çözmek amacıyla gerçekleştirildiğini iddia etti.
Ancak, darbenin ekonomik nedenlerle yapıldığı da iddia edildi. Bu iddiaya göre, 24 Ocak kararları, Türkiye ekonomisinde önemli bir dönüşüme yol açmış ve bu dönüşüm, bazı kesimlerin çıkarlarını zedelemiştir.
Bu kesimler, darbenin, 24 Ocak kararlarının hayata geçirilmesini kolaylaştırmak için gerçekleştirildiğini savunmaktadır.
Bu iddiayı destekleyen bazı kanıtlar vardır. Örneğin, darbeden sonra 24 Ocak kararları daha da radikal bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca, darbenin ardından, 24 Ocak kararlarının uygulanmasına karşı çıkan bazı siyasiler ve iş adamları tutuklanmıştır.
Ancak, 24 Ocak kararlarının 12 Eylül darbesinin doğrudan nedeni olduğu iddiasını destekleyen kesin bir kanıt yoktur. Bu iddia, hala tartışma konusudur.