Kısa Dalga yazarı Sedat Bozkurt, "YPG’nin yer aldığı silahlı güçlerin komutanının bir Türk subayı olma ihtimali hayli kuvvetli" dedi.
Bozkurt, bugünkü yazısında, "DAİŞ’in Suriye’deki varlığı ülke istikrarının bozulması için en önemli etken. İsrail’in de saldırılarına uluslararası bir meşruiyet kazandırıyor. Türkiye bunun için de plan hazırlığında" ifadelerini kullandı.
Şam ile YPG’nin tam olarak anlaşmasının bu planın da önünü açtığını belirten Bozkurt, şunları kaydetti:
"Türkiye, Irak ve Ürdün güçlerinden oluşan bir koalisyon ile Suriye’deki DAİŞ varlığına son vermek istiyor. Üsler dışında da Suriye’de Türk ordusu yer alacak yani. Böylece İsrail’in Suriye’ye abanmasının gerekçesi de oradan kaldırılacak.
YPG için bu bir sıkıntı olabilir mi? ABD’nin de İsrail’in de Avrupa’nın da kaygısı bu yönde. İşte Bahçeli’nin 'paradigma' ile başlayan sürecinin anlamı da burada ortaya çıkıyor. Bu güvencenin verilmesi Türkiye’deki Kürt meselesindeki aşama ile karşılanacak."
"TÜRKİYE’NİN SURİYE’DEKİ ASKERİ GÜCÜNÜN PSİKOLOJİK BASKISINI EN ÇOK İSRAİL HİSSEDECEK"
"YPG’nin Suriye’nin meşru silahlı güçlerine katılmasıyla hayli ilginç ve hatta fantastik bir manzara da önümüze çıkabilir" diyen Bozkurt, şöyle devam etti:
"Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’deki askeri üsler ile Suriye ordusuna hem eğitim verecek hem de kurumsallaşana kadar komuta edecek. Yani içinde YPG’nin yer aldığı silahlı güçlerin komutanının bir Türk subayı olma ihtimali hayli kuvvetli. Öcalan’ın bırakılmasını isteyen Bahçeli’nin açıklaması kadar fantastik bir tablo önümüzde duruyor.
Türkiye’nin Suriye’deki bu askeri gücünün psikolojik baskısını en çok İsrail hissedecek. İsrail’in saldırganlığının kontrol altına alınması Ortadoğu için bir mecburiyet. Bunu Türkiye sağlayabilir mi? Ya da buna teşebbüs etmenin maliyeti Türkiye’ye ağır olabilir mi? Burada Trump’a bakmak lazım Trump, Erdoğan ve Putin dışındaki her lidere “Zelensky” muamelesi yapıyor, İsrail Başbakanı Netanyahu dahil.
HTŞ Lideri Colani hem söylem hem eylemleri ile İsrail’e “sıkıntı yaratmayacaklarına” ilişkin çok açık mesajlar veriyor. Ama buna karşın İsrail’e göre HTŞ halen “mücadele edilmesi gereken terör örgütü.” Bu da İsrail açısından Suriye’deki her türlü askeri varlığı meşru hedef haline getiriyor.
ABD cephesinden görünen bu tablo hayli iyi. ABD kendisiyle uyumlu ama birbiri ile mücadele halinde olan İran’ın oyun dışı kaldığı bu ikili denklemden niye hoşlanmasın?"