Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay ile ilgili 'hak ihlali' kararlarını tanımayarak, AYM üyelerini hedef almasına tepkiler sürerken, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca da tartışmaya katıldı.

AYM ile yaşadıkları sorunun yeni olmadığını söyleyen Akarca, iktidarın bu olay üzerinden "anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğu" argümanını da kullandı Akarca, "Yani aşağı yukarı 5-6 yıldır süregelen bireysel başvuru yolunun incelenmesindeki yorum farklılığından ve Anayasa'nın durumundan kaynaklanan ve ciddi anlamda derin görüş aykırılıklarımız olduğu bir gerçek" ifadelerini kullandı.

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, beraberindeki heyet ile birlikte Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı'ı ziyaret etti. Şeref defterini imzalayan Akarca, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Artı Gerçek'inn aktardığına göre, bir gazetecinin "Anayasa Mahkemesi'nin son kararıyla ilgili bir ikilem var, bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine, Akarca şunları söyledi:

"Anayasa Mahkemesiyle bu sadece son olayla ilgili olarak ortaya çıkmış bir problem değil. Yani aşağı yukarı 5-6 yıldır süregelen bireysel başvuru yolunun incelenmesindeki yorum farklılığından ve Anayasa'nın durumundan kaynaklanan ve ciddi anlamda derin görüş aykırılıklarımız olduğu bir gerçek."

NE OLMUŞTU?

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Atalay’ın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar vermişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulmuştu.

Atalay, 14 Mayıs'taki 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde TİP'ten Hatay milletvekili seçilmiş, bunun üzerine avukatları "milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle Yargıtaya başvuru yapmıştı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise talebin reddine hükmetmişti.

Atalay'ın avukatları da milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanan başvurucunun yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştu.

HÜDA-PAR: Anayasa'nın 4. maddesine karşıyız HÜDA-PAR: Anayasa'nın 4. maddesine karşıyız

Başvurunun ardından süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay'a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, ekim ayının sonunda aldığı kararla Atalay'ın bireysel başvurusunda, "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkı ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiği sonucuna varmış, ayrıca Atalay'a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Anayasa Mahkemesi tarafından, Atalay'ın yeniden yargılanması ve tahliyesi istemiyle yerel mahkemeye gönderilen dosya, yerel mahkemece karar verilmeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne iletilmiş, Daire ihlal kararına uymamıştı.

AYM Genel Kurulu 21 Aralık 2023 tarihinde oy çokluğu ile Can Atalay hakkında ikinci kez ‘hak ihlali’ kararı vermişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın yeniden Yargıtay'a gönderilmesine karar vermişti.

Yargıtay yine karara uymadı ve AYM’nin kararının ‘hukuki değerlerden yoksun’ olduğunu savundu.

Kararda, Pakistan Anayasa Mahkemesi'nin eski Başbakan İmran Han hakkındaki kararına da atıf yapılmıştı.

Editör: Selda Manduz