21 Ocak'tan beri "halkı zincirleme biçimde, basın yoluyla kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" suçlamasıyla Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, dosyanın ayrılması üzerine 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' suçlamasıyla yargılandığı davada ilk kez hâkim karşısına çıktı.
Özdağ, savunmasında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik "AK Parti Genel Başkanı" hitabını kullanırken, "Ben, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etmedim. Ben, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün politikalarının milletin inancı tarihi ve kültürünü yıprattığı ifadelerini reddederek Erdoğan’ın izlediği politikaların Türk Milleti’nin inancı, tarihi ve kültürünü yıprattığını ifade ettim" dedi. Özdağ, savunmasında beraatini istedi. Duruşma, 10 Eylül'e ertelendi.
19 Ocak'ta Antalya'da partisinin İl Başkanları İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçunu işlediği iddiasıyla 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle hakkında dava açılan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Çağlayan adliyesinde hâkim karşısına çıktı. Avukatların salona alınmamasının ardından çıkan tartışmalarda polis barikatı yıkıldı, salona girişte izdiham yaşandı.
Kapasite sorunu sebebiyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülen duruşmayı; Ankara'daki programını iptal eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Zafer Partisi Başkanvekili Ali Şehirlioğlu, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş da takip etti. Ankara'da silahlı saldırıda öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş de duruşmayı takip edenler arasında yer aldı.
Özdağ, 30 sayfalık savunmasında sözlerinin hakaret niteliği taşımadığını söylerken, durumu "siyasi parti genel başkanları arasında gerçekleşen bir polemik" olarak nitelendirdi.
Savunmasını; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı zaman AKP Genel Başkanı olduğu vurgusu üzerinden oluşturan Özdağ, "Cumhurbaşkanı'nın ne zaman siyasi parti genel başkanı, ne zaman cumhurbaşkanı olduğuna kendisinin karar verdiği bir ortamda, demokratik siyaset ortadan kalkmaktadır" dedi.
Özdağ, davaya konu olan konuşmasının iki yerinde “Erdoğan ve AKP” ifadelerinin birlikte geçtiğini söyleyerek, "Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı kimliğine değil, AKP Genel Başkanı kimliğine yönelik bir cevap olduğu ortadadır" dedi.
Özdağ, şöyle devam etti:
"Konuşma Antalya’da yapılmış olmasına rağmen; İstanbul Başsavcılığı, 20 Ocak sabahı, Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile hakkımda soruşturma başlattı. Aynı gün Ankara’da, saat 18.30 sularında, 100’e yakın polis memurunun, bulunduğumun lokantanın çevresini kuşatması sonrasında gözaltına alındım.
Aynı akşam polis ve PÖH ekipleri tarafından, ortalama 150 km hızla bir konvoy eşliğinde İstanbul’a getirildim. Geceyi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 2 metrelik bir kalasın üstünde geçirdim
21 Ocak sabahı, Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile ifadeye getirildiğim savcılık tarafından, Kayseri’de 30 Haziran 2024'te çıkan Suriyeli sığınmacılar ile ilgili olayları kışkırtma iddiası ile tutuklamaya sevk edildim. Bundan anladığım, Kayseri Başsavcılığı’nın ve Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nün; Kayseri’de gerçekleşen olayları benim kışkırttığım kanısına, ya 7 aydır varamamışlar ya da bu kanıya varmışlar ancak görev ihmali yapıp gereken soruşturmayı açmamışlardır.
Bugün yargılanmakta olduğum, Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile ilgili, savcılık daha sonra iddianame hazırlamış ancak suç unsuru olduğu iddia edilen konuşmamda hangi ifadelerimin ve neden hakaret olduğunu ifade etmemiştir."
"Ben, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etmedim. Ben, Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün politikalarının milletin inancı tarihi ve kültürünü yıprattığı ifadelerini reddederek Erdoğan’ın izlediği politikaların Türk Milleti’nin inancı, tarihi ve kültürünü yıprattığını ifade ettim." diyen Özdağ, beraatini istedi.
Mahkeme, duruşmayı 10 Eylül 2025 tarihine erteledi.