TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu hastaneye kaldırıldı, ameliyata alındı.
Ameliyatın ardından hastaneden Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumu hakkında yazılı açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada Önder'in, 12 saat süren ameliyatın ardından tedavisinin yoğun bakımda sürdüğü ve hayati tehlikesinin devam ettiği belirtildi. Doktorlarının yaptığı açıklamada Sırrı Süreyya Önder'in hem aort yırtılması hem kalp durmasıyla hastaneye geldiği ve ölüm riski yüksek bir ameliyat gerçekleştirildiği belirtildi.
Sırrı Süreyya Önder’in Meclis’te hastalığını anlattığı anlar sosyal medyada gündem oldu.
🔴Sırrı Süreyya Önder’in duygulandıran konuşması
— Gazete Pencere (@gazetepencere) April 16, 2025
🔴‘Bunu söylemek istemezdim ama Genel Kurulu yönetirken pıhtı attı’https://t.co/tdcm9ETNPk pic.twitter.com/3yUOV0K3wW
Önder, 16 Mayıs 2024'te, TBMM Başkanvekilliği görevini yürüttüğü sırada yaşadığı rahatsızlıkları şu sözlerle anlatmıştı:
"Bunu söylemek istemezdim ama benim beyime Genel Kurulu yönetirken pıhtı attı. Gittik, işte her şer bir hayra gebedir. Pankreasta tümör çıktı. Aort anevrizması, beyine pıhtı atmasıyla beraber yaşandı. Ağır da bir tedavi görüyorum. Ona rağmen ben bu kadar tahammüllü, bu kadar saygılı ve bu kadar, ayıp bir şey insanın kendisi için bu tanımı kullanması, zarafetle yürütmeye çalışırken bu hoyratlık kabul edebileceğim bir şey değil. Acaba zarafetimizi, nezaketimizi, edebimizi başka bir şey olarak mı yorumluyorlar duygusuna kapılıyorum. İncindiğim bir şey bu, ikinci bir dakikada giremeyen bütün arkadaşlar beni demokrasi dışı davranmakla itham ettiler.
Muhalefetten de vekiller geldi. Efendim kırk yılda bir aldık o da sizin keyfiyetiniz yüzünden. Şimdi tabii ki ben de bütün bunlardan kendime bir ibret, ders çıkarmazsam ayıp olacak. Bundan sonra yirmi kişiden başka hiçbir arkadaşıma söz vermeyeceğim. Muhalefetten gelip burada çemkirmeselelerdi diyecektim ki 'yine ben eski tutumuma devam edeyim.' İç tüzükse, iç tüzük nasıl uygulanır hepsini göreceğiz. Ama asgari bir konsorsiyum, asgari bir zarafet, asgari bir nezaket, anlayış, hem hal olma, empati, adına ne derseniz deyin burada hepimizin dert ettiğimiz memleketin halidir. Bir şekilde bir yol bulmaya, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Onun için herhangi bir iç tüzüğün bana yüklediği o saygısızlıkla ilgili herhangi bir şey yapmayacağım. Onu bile ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriyorum. Saygı sınırlılarını zorlasa da ben bir sayın vekile bu konuda herhangi bir disiplin işlemi yapmak gibi bir tutum, kırk yıllık ilkelerimi çiğnemek olur. Hiçbir saygısızlık prensiplerimi çiğnetemez, ifade edebilmesi bunda aşırıya bile gitse, kabalaşsa bile buna tahammül etmek şeklinde gelişiyor. Vaktiniz aldım. Özür dilerim, bağışlayın beni."