Diyarbakır'daki bir bulvara Şeyh Said'in adının verilmesi kararına ilişkin yaptığı "bölgemizin en önemli değerlerinden" açıklaması nedeniyle İYİ Parti tarafından hakkında disiplin süreci başlatılan İstanbul Milletvekili Salim Ensarioğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Şeyh Said, Said Nursi ve Seyid Rıza'nın bölgenin önemli değerlerinden olduğunu söyleyen Ensarioğlu, "Benim açıklamalarımı disipline sevk kararı İYİ Parti'nin merkez sağ iddiasını artık taşımadığının vesikasıdır. Bu tutum partinin kuruluş felsefesi olan milliyetçi, kalkınmacı ve demokratik kimliğinden saptığı ve farklı görüşlere ve demokratik kimliğine tahammülü kalmadığını göstermektedir. Bu nedenle İYİ Parti ile beni bir araya getiren siyasal gerekçeler ortadan kalkmıştır. Ben inandığım doğruları savunmaktan bedeli ne olursa olsun asla geri durmayacağım. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin de ifade ettiği üzere: ‘Haksızlığa karşı sükut etmek, hakka karşı bir hürmetsizliktir’" dedi.

Genel Başkan Meral Akşener’in davetiyle 2018 yılında İYİ Parti'ye katıldığını hatırlatan Ensarioğlu'nun açıklaması şöyle:

“BÖLÜCÜLÜĞÜN VE ŞİDDETTİN HER DAİM KARŞISINDA DURDUM”

Ülkede ciddi bir merkez sağ boşluğu olduğu gerçeğinden hareketle İYİ Parti ailesine katıldım. DYP iktidarlarında üç dönem bakanlık yaptığım süre zarfında; ülke tarihimizin kara lekelerinden biri olan 28 Şubat sürecinde ‘Baş örtüsü Allah’ın emridir’ ifadem dönemin gazetelerinde manşetlere taşınmış ve Çevik Bir’lerin hazırladığı meşhur Andıç belgesinde birinci sıraya konarak hedef haline getirilmiştim. Ancak askerin siyaseti dizayn ettiği ve birçok siyasinin ve bürokratın onlara el pençe durduğu süreçte asla geri adım atmadım. Bölgenin saygın ailelerinden birinin lideri ve bölgenin bir evladı olarak bölgeye dair sorunlarda ve yönelimlerde sorumluluk almaktan asla kaçınmadım. Bölücülüğün ve şiddettin her daim karşısında durdum.

“İSRAİL’E KARŞI NET BİR TAVIR GÖSTERİLEMEDİ”

Merkez sağ amacı doğrultusunda geçen 6 yıllık süre zarfında merkez sağ iddiamız için partide mücadele verdiğimiz süre içerisinde demokratik olmayan birçok aşırı söylemler, başta kendim olmak üzere, beni sevenler tarafından sineye çekildi. Ancak seçim sonrasında partinin 3. Olağan Kongresindeki omurga değişimi ve dönüşümü ile bir kan tazeleme değil merkez sağ iddiasından ve demokratik kimliğinden vazgeçtiğinin açık bir göstergesiydi. Oluşan yeni yönetim ile ufukta görünen görüş ayrılıklarımız çok geçmeden, Siyonist İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçuna karşı net bir tavır göstermemekle ortaya çıktı. İyi bilinmelidir ki Filistin, biz müslümanlar için bir onur meseledir.

Soylu’nun kayyım atamaları için referans gösterdiği Bilici'nin dolandırıcılıktan yargılanıyor Soylu’nun kayyım atamaları için referans gösterdiği Bilici'nin dolandırıcılıktan yargılanıyor

“SOSYAL MEDYADA LİNCE UĞRADIM”

Ancak görüş ayrılıklarımız bununla kalmamış olup, bölgenin önemli şahsiyetlerinden Şeyh Said’e dönük hadsiz çevrelerin hakaretlerine karşı verdiğim cevapta, İskilipli Atıf Hoca da olduğu gibi Naaşlarının ailelerine teslim edilmesini belirttiğim makul ve insani taleplerden sonra kendi partidaşlarım başta olmak faşizan odaklar tarafından sosyal medyada lince uğradım. Bu çevrelerin linç kampanyasına karşı partinin yetkilileri; şahsıma bırakın destek vermeyi, linç odaklarından daha fevri bir şekilde beni disiplin kuruluna sevk etmişlerdir. Bu konuda da iyi bilinmelidir ki Şeyh Said, Bediüzzaman Said Nursi ve Seyid Rıza bölgemin önemli değerlerindendir. Benim açıklamalarımı disipline sevk kararı İYİ Parti'nin merkez sağ iddiasını artık taşımadığının da vesikasıdır. Bu tutum partinin kuruluş felsefesi olan milliyetçi, kalkınmacı ve demokratik kimliğinden saptığı ve farklı görüşlere ve demokratik kimliğine tahammülü kalmadığını göstermektedir. Bu nedenle İYİ Parti ile beni bir araya getiren siyasal gerekçeler ortadan kalkmıştır. Ben inandığım doğruları savunmaktan bedeli ne olursa olsun asla geri durmayacağım. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin de ifade ettiği üzere: ‘Haksızlığa karşı sükut etmek, hakka karşı bir hürmetsizliktir.’ Hakka olan hürmetimden dolayı bugün itibarıyla İYİ Parti'den istifa ettiğimi kamuoyunun bilgisine sunarım.

NE OLMUŞTU?

Diyarbakır'da kayyım yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi, yapılacak yeni yola Şeyh Said Bulvarı adını vereceğini duyurmuştu.

Gazeteci Fatih Altaylı, kendi programında karara tepki göstererek, "Sözde yerli ve milli bir iktidarımız var. Türkiye’ye karşı İngilizlerle işbirliği yaparak daha Türkiye kuruluş aşamasındayken isyan etmiş, bu ülkeyi yıkmaya, bölmeye çalışmış bir haysiyetsiz, bir şerefsizin adını bir rezilin adını siz bir bulvara veriyorsunuz. Şeyh Said İsyanı diye bir isyan var. Yani o zaman yarın bir bulvara Öcalan bulvarı adını verecek misiniz?" ifadelerini kullanmıştı.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Altaylı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını bildirmişti.

Eren, şunları söylemişti: “Şeyh Said’e yönelik çirkin saldırıya karşı sessiz kalmayacağız. Kendilerini ülkenin tek sahibi olarak gören bu anlayış içinde bulunduğumuz durumun da müsebbipleridir. Diyarbakır Barosu gerekli suç duyurularını yapacaktır. Kürtlere ait değerlere saldırı bu kadar kolay değil."

Editör: Selda Manduz