28 Aralık 2011 tarihinde, Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu (Roboski) ve Gülyazı (Bujeh) köylerinden 34 kişi savaş uçaklarının bombardımanıyla öldürüldü.
Katliamdan üç kişi ise yaralı olarak kurtuldu. Katliamın üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen failler yargı önüne çıkarılmadı.
Artı Gerçek’ten Remzi Budancır’ın haberine göre, Katliamla ilgili dava açılmadığı gibi, sorumlular dahi tespit edilmedi. Açılan soruşturmalar ise teker teker kapatıldı.
KATLİAMDAN SAĞ KURTULDU
Roboski’de yakınlarını kaybeden ailelerin adalet arayışı sürerken, katliamdan şans eseri sağ kurtulanlar da yaşama tutunmaya çalışıyor. Bunlardan biri yaralı kurtulan Hasan Ürek’ti.
Hasan Ürek Roboski katliamı sırasında unutulan kişiydi. Sınırda savaş uçaklarının bombardımanın ardından basın yaklaşık bir hafta ölenlerin sayısını 35 olarak verdi. Çünkü hastanede tedavi gören Hasan Ürek ‘ölü’ sayılmıştı.
Soruşturmayı yürüten savcılık ta Hasan Ürek’i es geçmişti. Uzun süre hastanede tedavi gören Hasan Ürek, hafıza kaybı yaşadı, olay anına ilişkin birçok şeyi unuttu. Zaman ilerledikçe katliamı hatırlamaya başladı ancak vücuduna kalıcı hasar oluştu.
Hasan Ürek, bombardıman etkisi ile vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. Patlamanın basıncından dolayı duyma yetisini kaybetmiş, psikolojik sağlığı ise bozulmuştu. Gece kâbuslar gördüğünü belirten Hasan Ürek “O anı unutmuyorum. Her gözümü kapattığımda üzerime toprak geliyor” sözleri ile yaşadığı ruh halini anlatmıştı.
DUYMA KAYBI YAŞIYOR
Tedavisi yıllarca süren Hasan Ürek’in Şırnak Devlet Hastanesinden alığı rapor, vücudunda yaşanan tahribatı anlatmaya yeterli. Rapora göre Hasan Ürek’in Sol Kulak özür oranı yüzde 14. Raporda ayrıca Ürek’in psikiyatri alanıyla ilgili tespitte yer aldı. Ürek’in son 10 yıldır psikiyatrik takip ve tedavisinin devam ettiğinin belirtildiği raporda, “Travma sonrası stres bozukluğu” teşhisi yer aldı. Raporda Ürek’in kalıcı vücut engelinin yüzde 48 olduğu tespiti yer aldı.
JANDARMA: HAVA HAREKARI NETİCESİNDE YARALANDI
Roboski’de yaşanan katliamın ardından mağdurların başvurusunu Şırnak Valiliği almaya başladı. Başvuruları başkanlığını Vali yardımcısının olduğu “Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu” tarafından alınıyordu. O sırada tedavisi süren Hasan Ürek’ten de mağduriyetinin giderilmesi için komisyona başvurması istendi.
Bombardımanda yaralanan Ürek’te Valiliğe başvurarak, vücudunda kalıcı engelin oluştuğunu, mağduriyetinin giderilmesini istedi. Bunun üzerinde Şırnak Valiliği, Jandarma’ya 06 Ağustos 2020 tarihli yazı yazarak Ürek’in “örgüte yardım ve yataklık” ile ilgili herhangi bir kaydının olup olmadığının araştırılmasını istedi. Valilik talebi üzerine inceleme yapan Jandarma, “Hasan Ürek isimli şahsın suç tarihinde arkadaşları ile birlikte kaçak mazot getirmek amacı ile Irak topraklarına geçti. Yanındaki kişilerle birlikte Ortasu Köyü Şirit Yaylası mevkiinden ülkemize giriş yapacağı esnada Irak Ülkesi topraklarında icra edilen hava harekatı neticesinde yaralandı” cevabını verdi.
YÜZDE 48’LİK ENGELE 46 BİN TL TAZMİNAT
Ürek’in başvurusunu değerlendiren Şırnak Valiliği, bedeninin yarısının engelli olduğu Ürek’e sadece 46 bin 704 TL tazminat ödenmesine karar verdi. Ürek’le ilgili Valilik komisyon kararı şöyle: “5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden doğan Zararların karşılanması hakkındaki Kanun kapsamında yapılan müracaatın incelenmesi sonucu; 04/20/2004 tarih ve 2004/7955 Sayılı Yönetmelik hükümlerinde belirtilen şartlara uygun olması nedeniyle, Dosya Komisyon Başkanlığımızca, 23.11.2022 tarih ve 2022/72 sayılı komisyon kararında değerlendirilmiştir. Hasan Ürek’in Şırnak İl Jandarma komutanlığının 20.08.2020 tarihli E.4551536/Ter. Suç. İşl. Ks sayılı tahkikat evraklarında bulunan araştırma tutanağında, hava harekatı neticesinde yaralandığı, Şırnak Devlet Hastanesinin 21.10.2022 tarihli Raporunda; yüzde 48 engel oranı olduğu belirtildiğinden bahse konu olayın 5233 sayılı kanunun kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Müracaatçıya sakatlanma için 46.704 TL sakatlanma nedeniyle oluşan. Toplam 46.704 TL ödenmesine ilişkin şahsa ‘Sulhname’ tasarısını imzalamak üzere (30) gün içerisinde komisyonumuza şahsın gelmesi veya yetkili temsilcisini göndermesi gerekmektedir. Aksi halde Sulhname tasarısını kabul etmemiş sayılacağı…”
'SGK REDDEDİYOR'
Hasan Ürek, olayın ardından neler yaşadığını da anlattı. Roboski olayının ardından sözleşmeli olarak bir şirket personeli olarak işe alındığını söyleyen Ürek, yıllardır kadro almak için mücadele ettiğini ancak bir sonuç alamadığını aktardı. Ürek, “Olaydan sonra beni bir şirkete iş için işe aldılar. Bende tedavim için kabul etim. Hem tedavi gördüm, hem çalıştım. 2019’da Roboskili ailelere kadro ve tazminat verilme kararının ardından bende gittim. Şırnak Zarar Tespit Komisyon’u benden evraklarımı istedi. İstedikleri evraklar olan engel raporu, adli muayene raporu, araştırma tutanağı gibi bütün evrakları teslim ettim. Şırnak Valiliği Zarar Tespit Komisyonu da dosyamı kabul etti. Bana 45 bin TL tazminat verildi. Kadro için evraklarımı Şırnak Valiliği Hukuk Servisine götürdüm. Onlarda evraklarımı Ankara SGK’ya gönderdiler. Red cevabı geldi. İkinci kez tekrar dosyamı gönderdim. 7 ay oldu daha cevap gelmedi” dedi.
'TAZMİNAT AL, KADRO VERECEĞİZ DEDİLER'
“Kadro vermeyeceklerini bilseydim hayata tazminat almazdım. Tazminatını al, sonrada kadro verilecek dediler. Onun için tazminat aldım” diyen Ürek, “Bu olayın mağduruyum. Sol kulakta yüzde 90, sağ kulakta yüzde 20 işitme kaybım var. Arada bir psikiyatri tedaviye gidiyorum. Vücudumun çeşitli yerlerinde halen şarapnel izleri duruyor. 2019’dan beri kadro için uğraşıyorum ama kadro vermiyorlar. Mağduriyetime ilişkin dosyam 8 ay önce komisyona girdi. Sadece 45 bin TL tazminat verildi. Başka bir şey verilmedi. Yüzde 48 engeli raporum olmasına rağmen kadro verilmedi” sözleri ile tepkisini dile getirdi.
ZARAR ZİYAN KOMİSYONU NEDİR?
Roboskili ailelerin yönlendirildiği Zarar Ziyan Komisyonu, AİHM’ne giden ve Türkiye’nin ağır tazminatla karşılaştığı davaların önüne geçilmesi amacıyla oluşturuldu. 1990’lı yıllarda gerçekleşen faili meçhul cinayetler, köy yakmaları ve hak ihalelerine ilişkin çok sayıda dosya AİHM’ne taşınıyordu. Türkiye, AİHM’ne gitmeden mağdur olanların zararlarını karşılanması için 2004 tarihli ve 5233 sayılı kanunla zarar görenlere tazminat ödemeye başladı. Başvurular Valilikler bünyesinde oluşturulan Zarar Ziyan Komisyonu tarafından alınıyordu.