İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, geçici ateşkesin sona ermesinin ardından devam ederken, Reuters haber ajansına konuşan Mısırlı ve bölge ülkelerinden kaynaklar, İsrail’in pek çok Arap ülkesine çatışmaların bitmesinin ardından Gazze sınırının Filistin tarafında tampon bir bölge oluşturmak istediğini bildirdiğini söyledi.

Kayyım atanan Dersim Belediyesi girişi beton bariyerlerle kapatıldı Kayyım atanan Dersim Belediyesi girişi beton bariyerlerle kapatıldı

Kaynakların aktardığına göre, İsrail, planlarını komşu Mısır ve Ürdün’ün yanı sıra 2020 yılında ilişkilerin normalleştiği Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) de iletti. Bu bilginin İsrail ile normalleşme sürecini 7 Ekim’den sonra askıya alan Suudi Arabistan’a da iletildiği, Arap ülkesi olmayan Türkiye’nin de konuyla ilgili bilgilendirildi kaydedildi.

‘İSRAİL, KUZEYDEN GÜNEYE BİR TAMPON BÖLGE İSTİYOR’

Reuters’a göre, bu gelişme İsrail’in saldırısının sona yaklaştığı anlamına gelmiyor. Aksine, İsrail, çatışma sonrası Gazze’yi ‘şekillendirmek’ için Mısır ve Katar gibi arabuluculuk yapan Arap ülkelerinin ‘ötesine’ geçme niyetinde.

Bölgesel bir üst düzey güvenlik yetkilisi, “İsrail, tampon bölgenin Hamas’ın ya da başka militanların İsrail’e sızmasını ya da saldırmasını engellemek için kuzeyden güneye, Gazze ve İsrail arasında olmasını istiyor” diye konuştu.

Mısır, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye hükümetleri yorum taleplerine henüz yanıt vermezken, Reuters, Ürdünlü yetkililere ulaşamadığını bildirdi. Bir BAE yetkilisi ise tampon bölge ile ilgili doğrudan bilgilendirilip bilgilendirilmediklerine ilişkin soruya yanıt vermeden, istikrarı ve bir Filistin devletini sağlamak için ‘tüm ilgili taraflarca uzlaşmaya varılan savaş sonrası düzenlemeleri destekleyeceğini’ söyledi.

İSRAİL: PLAN, BUNDAN DAHA DETAYLI

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Dış Politika Danışmanı Ophir Falk ise konuya ilişkin olarak Reuters’a yaptığı açıklamada, “Plan, bundan daha detaylı. Bu, Hamas sonrası için üç katlı bir sürece dayanıyor” diye konuştu. ‘Tampon bölgenin bir silahsızlandırma sürecinin parçası olabileceğini’ belirten Falk, bu durumun Arap ülkeleri dahil başka ülkelerle paylaşılıp paylaşılmadığı hakkında yorum yapmadı.

İsminin verilmesini istemeyen ABD’li bir yetkili de İsrail’in tampon bölge fikrini ‘ortaya attığını’ söyledi. Yetkili, Washington yönetiminin Filistin topraklarının küçülmesini öngören herhangi bir plana karşı olduğunu yineledi.

‘NE KADAR DERİN OLACAĞI BELLİ DEĞİL’

Üst düzey bir İsrailli güvenlik kaynağı ise tampon bölge fikrinin ‘incelendiğini’ belirterek, “Ne kadar derin olacağı, (Gazze’nin içinde) 1-2 kilometre ya da yüzlerce metre mi olacağı şu anda belli değil” ifadelerini kullandı.

Mısırlı bir güvenlik kaynağı, İsrail’in Gazze’nin kuzeyini silahsızlandırma ve burada uluslararası gözetim altında bir tampon bölge oluşturma fikrini Katar’ın da katıldığı arabuluculuk görüşmeleri sırasında dile getirdiğini belirtti.

Kaynaklar, pek çok Arap ülkesinin bu fikre karşı çıktığını anlattı. Arap ülkelerinin iki taraf arasında bir güvenlik bariyerine karşı gelmeyebileceğini söyleyen kaynaklar, bunun yeri konusunda anlaşmazlık olduğunu sözlerine ekledi.

‘İSRAİL, TAM ATEŞKES İÇİN HAMAS LİDERLERİNİN YARGILANMASINI İSTEDİ’

Mısırlı kaynakların söylediğine göre, İsrail kasım ayında başkent Kahire’de yapılan bir toplantıda, Gazze’de tam ateşkes sağlanabilmesi için Hamas liderlerinin uluslararası bir yargı sürecine tabi tutulmasın talep etmişti. Arabulucular ise rehinelerin serbest bırakılmasıyla ilgili görüşmeleri sekteye uğratmamak için bu konunun ele alınmasının çatışma sonrası döneme ertelenmesi gerektiğini söylemişti. 

Öte yandan, bölgesel kaynaklar, Gazze’de oluşturulması önerilen tampon bölgeyi bir zamanlar Lübnan’ın güneyinde bulunan ‘güvenlik bölgesi’ne benzetti. İsrail, yıllarca süren çatışmaların ve Lübnan Hizbullahı’nın saldırılarının ardından, 2000 yılında yaklaşık 15 kilometrelik bu bölgeyi tahliye etmişti. Kaynaklar, İsrail’in planlarının Hamas liderlerini Gazze’den sınır dışı etmeyi de öngördüğünü anlattı. Benzer bir iddia, ABD'nin The Wall Street Journal (WSJ) gazetesi tarafından da dile getirilmişti.

Editör: Selda Manduz