Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündemdeki gelişmelere dair konuştu.
Özel, DEVA Partisi'nden istifa eden Manisa Milletvekili ve eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selma Aliye Kavaf'a rozet taktı.
78 yurttaşın hayatını kaybettiği Grand Otel Katliamı ile ilgili açıklamalarda bulunan Özgür Özel, servis edilen yanlış belgelerle yangına dair algı operasyonu yapılmak istendiğini belirtti. Özel ayrıca otelde inceleme yapan bilirkişilerin raporda değişiklik yapmadığı için görevden alındığını vurguladı.
Bilirkişilerden Bolu Belediye Başkanının sorumlu yazılmasının, bakanlığın sorumlular arasından çıkarılmasının, yangının hangi lokantadan çıktığının yazılmamasının istendiğini açıkladı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un yangının yaşandığı gün telefonunu açmadığını belirten Özel, Tunç'a "korsan" dediği bilirkişi raporu üstünden seslenerek; "Telefonlara çıkmayan bakan rapora korsan demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor. Yetkilendirilmemiş birisi korsan rapor olur. Öyle mi adalet bakanı? Al sana korsanlar!" diyerek tepki gösterdi.
Ekrem İmamoğlu'na açılan soruşturmaya dair konuşan Özel, "Cuma günü İmamoğlu değil, tüm demokratlar ifadeye çağırıldı" diyerek destek çağrısında bulundu.
Partisinin yeni yol haritasını açıklayan Özel, "Bu kötülüğe adaletsizliğe karşı yeni yürüyüşün ilk günüdür. Sandık görevlilerinin tespiti, parti programını iktidar programına dönüştürme ve cumhurbaşkanı adayımızı belirleme sürecinin ilk günündeyiz. Önümüzdeki süreç içinde Şubat, Mart ve Nisan aylarında tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak 2025 yılında sandık geliyor biz hazırız demek için örgütümüzle sandık görevlilerimizle propaganda malzemelerimizle ve adayımızla birlikte biz hazırız demek için bugün başlıyoruz. "Partiye kaydolan herkes 'cumhurbaşkanı belirleme seçimi'nde oy kullanabilecektir, Türkiye'yi davet ediyoruz!" dedi.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
GRAND OTEL KATLİAMI
"Rakam 78... 36'sı çocuk ve beklediğimiz bir partinin Ankara kongresi. Bir partinin kongresinin bir ülkenin yasının önüne geçebildiğini öğrendik. Can kaybını bilerek saatler sonra açıkladılar."
"Bir telaş vardı. Ellerindeki karayı, kiri başkalarına bulaştırmaya, iftirayla hakaretle ellerini temizlemeye çalışanların telaşı... Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz sorumlular kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, görevi, makamı, mevkii ne olursa olsun, kimin nesi olursa olsun hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma yürütülerek cezalandırılmasına taraftık, halen daha tarafız.
Meseleye başından beri böyle bakıyorduk, böyle bakmaya da devam edeceğiz. Ama bir yandan algı operasyonu yapmaya çalışanlar, yangından 36 saat sonra belediyemizi zan altında bırakmak için 2007 tarihli, AK Parti döneminde verilen bir belgeyi servis ettiler.
Ve yukarıda Bolu Belediyesi trolleriyle yangına dayanıklıdır, yangın tedbirleri alınmıştır olur raporunu veren Bolu Belediyesi diye kendi dönemlerinden, AK Parti Belediyesi'nin verdiği belgeyi bizim belediyemizi zan altında bırakmak için servis ettiler.
ANADOLU AJANSI VE TRT'TE TEPKİ
Bu rezillikleri ortaya çıkınca bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi'nin kurdurduğu Anadolu Ajansı'nı hepimizin maaşlarını vergileriyle ödediğimiz TRT'mizi alet ederek yangın, otelin dışında, otelle bağlantısı olmayan 70 metrekarelik kafeteryayı yangının çıktığı ve Bolu Belediyesi'nin ruhsat verdiği lokanta diye anlatarak, servis ederek yeni bir algı operasyonuna giriştiler. Anadolu Ajansı'nı tekzip etmek, TRT'yi kanununa göre doğru bilgiyle bilgilendirmek, düzeltme istemek zorunda kaldık. Bize kapalı zarf içinde mahcup ifadelerle savunmalar yollayan genel müdürlere şunu söylüyorum: Dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın."
"Gerçek Bolu Belediyesi'nin geçen ay, bir ay önce dokuz kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir. Gerçek alanın milli park olması nedeniyle yangın söndürmenin bile izne tabi olmasıdır. Sorumluluk bizzat Kültür ve Turizm Bakanlığıdır."
"Gerçek bir sorun tespit edildiğinde otelin faaliyetini durduracak olanın da bizzat Turizm ve Kültür Bakanlığı olmasıdır."
"Varsa ihmali olan, eksiği olan, kanunen suçu olan diyemiyoruz ama açıkça düzenlenen her şeyi gözümüzün önünde görüyoruz."
"BİLİRKİŞİLERDEN ÜÇ DEĞİŞİKLİK İSTEDİLER"
"İşte 7 kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. 2,5 gün gece gündüz çalıştılar. Ellerinde resmi görevlendirme belgesi, jandarma tutanağıyla otele girdiler, otelde çalıştılar. Jandarma'nın gözetiminde otelin güvenlik kayıtlarını incelediler. Yangının 4. kattan çıktığını, nasıl yayıldığını, eksiklikleri her şeyi not ettiler. Çıkan raporu kabul etmemişler."
"Bilirkişilerden raporda üç değişiklik istediler; bir, Bolu Belediye Başkanını sorumlu yazın. İki bakanlığı sorumlular arasından çıkarın. Üç, yangının hangi lokantadan çıktığını yazmayın. Bilirkişiler, bu değişiklikleri yapmayınca görevden alındı."
ADALET BAKANI'NA "KORSAN RAPOR" YANITI
"Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir. Telefonlara çıkmayan bakan rapora korsan demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor. Yetkilendirilmemiş birisi korsan rapor olur. Öyle mi adalet bakanı? Al sana korsanlar! Bu rapor kimsenin malı değildir ki ele geçirişimiz korsanlık olsun. Bu milletin malıdır, adaletin çalınmasına izin vermedik vermeyeceğiz."
"SAĞLIK BAKANINI İSTİFA ETTİRDİ Mİ Kİ..."
"Kültür ve Turizm Bakanı bir tv programına katıldı ve 21 kez 'Ben bunları bilmiyorum' yanıtını vermiş sonra Valiliğe bağlı olan Özel İdare'ye topu atmıştır. Cumhuriyet tarihinde ilk kez Özel İdare Sekreteri, Turizm Bakanlığı'na cevap vermiştir. İl Özel İdaresi'nin denetleme yetkisi yok, yetkili olan Turizm Bakanlığı'dır yanıtını vermiştir. Sayın Erdoğan hepimiz üzüldük ama bu iki bakanı da atayan sizsiniz. Yetkilendirdikleri şirketin 15 Aralık'ta denetlettiğiniz, yetki belgesi alınan otel cayır cayır yanıyorsa neyi bekliyorsunuz?
Normalde istifa etmesi lazım. Bütün ülke bunu bekliyor ama istifa etmiyor. Neden, 'Sağlık Bakanını istifa ettirdi mi bana istifa ettirecek' diyor. Bakın ağzından aktarıyorum. Siz de diyormuşsunuz ki 'Önümüzde büyük kongre var. Ondan sonra değiştiririz bu yangının yükü üzerimize kalmaz'. Yani şubatın sonunda bunu yapacakmışsınız. Lanet olsun çıkarınıza, düzeninize, sarayınıza."
"CHP, yine Türkiye'nin 1. partisi olarak çıktı. Tuzak kuran, silkele diyen, yürüyen işe çomak sokan bir anlayış söz konusudur. Silkelemeye çalıştığı doğalgaz desteğidir, süt desteğidir, yeni doğan paketimizdir. AKP milletin iradesinin yok saydı. Anketlerde hala birinciyiz. Bu saldırılar o yüzden."
GEZİ PARKI SORUŞTURMASI
"Gezi'de kahramanlık hikayeleri anlatan Tamer Karadağlı, DT Müdürü oldu. O gün Gezi'de olan ama bugün Saray'a yanlayan kimseden hesap sorulmuyor. Tamer Karadağlı'ya, Yavuz Bingöl'e kimse hesap sormuyor. Gezi'ye gidenlerin o günkü tavrı değil bugünkü tavrı sorgulanıyor. Bunlar ortada dururken diğer taraftan Gezi'de bulunanlara siz devleti yıkmaya kalktınız diyenlere açıkça hatırlatıyorum; Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Can da Sayın Kavala da hepimizin yerine yatmaktadır."
"O gün barışçıl çağrı yapan Tayfun'dan o gün Gezi'ye giden gençlerden, sanatçılardan hesap sorulacak öyle mi? Size teslim olan sizden beter olsun korkaklar!"
BAHÇELİ'YE TEPKİ
"Bahçeli dün Ekrem Başkan'ıma 4 sayfa yazmış. Dört sayfa. Bugün sayfalarca hakaret, istifa. Ben Bahçeli'nin söylediği, bana söylediği her şeyi yırtıp atarım.
Ama bugün iki şey söylemiş onu tarih önünde cevapsız bırakmam. Bir, 15 Temmuz'dan ders almayanlara sesleniyormuş Sayın Bahçeli.
Yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa da görelim. Ateşle oynama merakınız nüksettiyse deneyin ve boyunuzun ölçüsünü alalım. 15 Temmuz akşamı ders almayanlara yüreğiniz yetiyorsa yine çıkın sokağa diyor.
Bakın, birazcık utanmak, kurumsal hafıza hiç olmazsa bir ar olur, bu lafları etmez de unutulsun diye tarihe bırakırsın. 15 Temmuz akşamı hatta 16 Temmuz olmuş saat 2. Bu kardeşiniz meclis kürsüsüne çıkıp da millet yeni bir görev varana kadar ana muhalefetiz.
Seçilmiş parlamentonun arkasında, darbecilerin karşısındayız dedikten saatler sonra Bülent Tezcan, Bülent Tezcan CNN Türk canlı yayınına arkadaki genel kurul salonundan bağlanıp AK Partili Ayşe Keşir'in telefonundan şimdi demokrasiye sahip çıkmanın tankın üstüne çıkmanın, meydanlara çıkmanın zamanıdır dedikten saatler sonra o kürsüden Tekin Bingöl, Levent Gök her birisi ayrı ayrı sokağa çıkın darbeye karşı direnin dedikten saatler sonra 15 Temmuz'da sokaklarda 'ders almayanlar çıksın sokağa boyunun ölçüsünü yine alalım' diyen Bahçeli bakın hangi açıklamayı yaptı.
İnanmayan burada oturan bütün basın emekçilerine söylüyorum. An itibariyle MHP'nin internet sitesinde bu bildiri var. Bakın Devlet Bahçeli ne diyor?
'Halkın sokağa daveti, Türk askeri ile muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır.' Devlet Bahçeli söylüyor: 'Bilhassa milliyetçi ülkücü hareketin provokasyon ve ajitasyonlara karşı teyakkuzuyla birlikte sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesi düşünülemeyecektir. Hiçbir dava arkadaşım karanlık sürecin tarafı olmayacaktır.'
Ey Sayın Bahçeli! 15 Temmuz akşamı sokaklarda dersinizi verdik diyorsun ya. 15 Temmuz'da FETÖ'ye dersini veren kahramanlara saygıyla önünde eğiliyorum. O iradenin arkasında duran bir tanesi bile darbeci Fettullah'tan medet ummayan, en rahatsız olduğu Erdoğan'a bile darbe yapıldığında demokrasiyi savunan kahraman Cumhuriyet Halk Partililerin yediği yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Onların yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Sen mi sokakta hesap sormuştun?"
EKREM İMAMOĞLU'NA SORUŞTURMA
"Cuma günü İmamoğlu değil, tüm demokratlar ifadeye çağırıldı."
"CUMHURBAŞKANI ADAYINI BELİRLİYORUZ"
"Cumhurbaşkanı adayımızı belirlemeye kadar yeni bir sürecin ilk günündeyiz. Önümüzdeki süreç içinde Şubat, Mart ve Nisan aylarında tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak 2025 yılında sandık geliyor biz hazırız demek için örgütümüzle sandık görevlilerimizle propaganda malzemelerimizle ve adayımızla birlikte biz hazırız demek için bugün başlıyoruz."
"Partiye kaydolan herkes 'cumhurbaşkanı belirleme seçimi'nde oy kullanabilecektir, Türkiye'yi davet ediyoruz!"