AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplandı.

Toplantının ardından AKP Sözcüsü Çelik, açıklamalarda bulundu.

12 Eylül 1980 darbesi üzerinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenen Çelik, “CHP Lideri Kılıçdaroğlu darbeyi kınarken, seçim sonuçlarını kabul etmeyen tavrını sürdürüp, 20 Temmuz'dan bahsediyor. 20 Temmuz'da ne oldu? Darbe girişiminin sonuçlarını durdurmaya yönelik çok ciddi tedbirler alındı. Kılıçdaroğlu sivil darbe diyerek, darbecilerin dilini kullanıyor. Bu çirkin ve kirli yolu takip etmeye devam ediyorlar. Ülkenizde bir darbe girişimi gerçekleştirilmiş, bunun karşısında kanunlar ve Anayasa içinde tedbirler almışsınız ama CHP Genel Başkanı'nın hoşuna gitmiyor. Bu tedbirleri sürekli sivil darbe olarak nitelendirmeye devam ediyor. Darbelerin sonuçlarından yola çıkarak, meşru mazeretleri olduğuna ispat etmeye çalışırlar” dedi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamaları şöyle:

"12 Eylül'ün yıl dönümündeyiz. Darbenin iyisi kötüsü olmaz ama en kötüleri arasında. Hukuk dışı vatanseverlik olmaz. Tüm bunları yapanlar ülkeyi kurtarmaktan bahsederler. Ülke savunması ile ilgili olan bir kurumun ülke siyaseti ile ne gibi bir ilgisi olacağı hiç değerlendirilmez. Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir ilkesinin ayaklar altına alınmasıdır. Bunu hedef alan bir yaklaşım doğduran cumhuriyet düşmanı ve anti demokratiktir. Başka girişimler de oldu. Hepsi kötülük mekanizması olarak ülkemize zararlar verdi. Tabii 15 Temmuz'un bir farkı var, milletimizin iradesi ile karşılaşmış ve darmadağın edilmiştir. 15 Temmuz'a verilen cevap, ülkemizde darbelere karşı verilen net bir cevaptır.

"KILIÇDAROĞLU 'SİVİL DARBE' DİYEREK, DARBECİLERİN DİLİNİ KULLANIYOR"

CHP Lideri Kılıçdaroğlu darbeyi kınarken, seçim sonuçlarını kabul etmeyen tavrını sürdürüp, 20 Temmuz'dan bahsediyor. 20 Temmuz'da ne oldu? Darbe girişiminin sonuçlarını durdurmaya yönelik çok ciddi tedbirler alındı. Kılıçdaroğlu sivil darbe diyerek, darbecilerin dilini kullanıyor. Bu çirkin ve kirli yolu takip etmeye devam ediyorlar. Ülkenizde bir darbe girişimi gerçekleştirilmiş, bunun karşısında kanunlar ve Anayasa içinde tedbirler almışsınız ama CHP Genel Başkanı'nın hoşuna gitmiyor. Bu tedbirleri sürekli sivil darbe olarak nitelendirmeye devam ediyor. Darbelerin sonuçlarından yola çıkarak, meşru mazeretleri olduğuna ispat etmeye çalışırlar. Netice itibariyle darbe bir vatana ihanet ve insanlık suçudur. (KIlıçdaroğlu) 14 ve 28 Mayıs sonrası aldığı yenilgiye mazeret üretmek için şimdi de bunu kullanıyor. Kendi demokratlığını zedeleyen cumhuriyet karşıtı bir açıklama yapıyor. Seçim sonuçları, millet iradesi ile tecelli etti. Bunu kabul etmeyen CHP lideri Kılıçdaroğlu ve onun çevresindekiler. İlk defa bu derece darbecilerin kullandığı argümanın bir siyasi parti tarafından açıkça kullanıldığı görülüyor.

"CUMHURBAŞKANIMIZ TAHIL KRİZİNİN ÇÖZÜLMESİNDE KİLİT ROL OYNUYOR"

Dünyanın karşı karşıya kaldığı bu savaş durumu tüm dünyayı etkiledi. Barış konusunda ısrar edenin bir tek Cumhurbaşkanımız ve Türkiye olduğu görülüyor. Tahıl koridoru anlaşmasının yenilenmesi konusunda Cumhurbaşkanımız girişimlerini sürdürmeye devam ediyor. Rusya'nın ve Ukrayna'nın alternatif çözümleri söz konusu oldu. Ancak biz Karadeniz'in bir çatışma alanı olmamasını istiyoruz. Rusya'nın da Ukrayna'nın da alternatif planları var. Moskova mevcut koridor ile ilgili olarak sözlerin yerine getirilmesini istiyor. İki tarafın da batıdan beklentileri var. Cumhurbaşkanımızın bu krizin çözülmesinde yine kilit rol oynadığını görüyoruz...

G20 ZİRVESİ

Burada Türkiye'nin çabaları takdir edildi. Türkiye'nin de desteklediği Afrika Birliği'nin üyeliğe kabul edilmesi kıymetli olacak. Türkiye'nin öncülük ettiği pek çok şey zirve bildirgesine girdi. İstanbul anlaşmasının bildirgeye girmesi önemli olmuştur. Kutsal kitaplara saldırılar faşist darbe halini almıştır. Buna karşı biz duruşumuzu net şekilde ortaya koyuyoruz. Ama G20 bildirgesinde kınanmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Sıfır atık girişimlerinin de bildirgede yer alıyor Artık dünya sistemini temsil eden kurumların yetersizliği ortaya çıkmaktadır. Yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç vardır.

AB İLE VİZE SERBESTİSİ

Seçim sonrası AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin sıkılaşmaya başladığı gelişmelerle karşı karşıyayız. Vize serbesti ve gümrük birliği öne çıkmaktadır. AB ile değişik modeller hakkında çalışılıyor. 2016'da gümrük birliğinin güncellenmesi talep edildi. Dünya istikrarsızlaşırken, Türkiye AB ilişkilerinin istikrarlı yapıya kavuşması kıymetli olacaktır.

DEPREM BÖLGESİ

Deprem bölgesi sürekli gündemimizde. Adıyaman'da 4 noktada dönüşüm projesi temelleri atıldı. 2 Eylül'de Hatay'da 600 dükkanın temeli atılmıştır. Şehir merkezlerinin inşası bakanlığımız tarafından başlatılmış oldu. Bölgedeki hayat normale dönene kadar çalışma sürecek.

"ERMENİSTAN'IN BU TİP KORSAN SEÇİMLERDEN UZAK DURMALI"

Karabağ'daki sözde seçim meşru değildir. Hiçbir meşruiyeti yoktur. Oldu bittiyle seçim yapıp kendilerine cumhurbaşkanı seçiyorlar. Bir yanda sınıra silah yığılması diğer bir tarafta sözde seçim yapılması, yürüyen istikrar sürecine darbe vuran bir şeydir. Paşinyan, Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesiyle ilgili törene de gelmiştir. Ermenistan'ın bu tip korsan seçimlerden uzak durması gerekir. Türkiye kuşkusuz kardeş Azerbaycan'ı doğrudan desteklemektedir. Gerginliği yükseltmek Ermenistan'ın işine yaramaz.

SEZGİN TANRIKULU AÇIKLAMASI

CHP, terör örgütleriyle yan yana düşüyor. Bu faaliyetlerin arkasında TSK'nın terörle mücadelesinden duyulan rahatsızlık var..."

Editör: Selda Manduz