Sekiz yaşındaki kızı Narin Güran'ın, Diyarbakır'ın Tavşantepe köyünde 21 Ağustos'ta 'kaybolduktan' 19 gün sonra dere yatağında, üzerine taşlar yerleştirilmiş şekilde ve çuval içinde bulunması sonrasında gözaltına alınıp dün serbest bırakılan baba Arif Güran, ilk kez açıklama yaptı.

Narin Güran davasında üçüncü gün: Mahkeme başkanı cübbesini çıkardı Narin Güran davasında üçüncü gün: Mahkeme başkanı cübbesini çıkardı

Arif Güran, kızını dere yatağına gömdüğünü 'itiraf' eden Nevzat Bahtiyar için "Her akşam namazda yanımızdaydı" dedi.

 Konuşmasında "Devletin olayı aydınlatacağı" vurgusunu tekrar tekrar yapması dikkat çeken Arif Güran, çok sayıda ferdi cinayet soruşturmasında gözaltına alınmış olan ailesi hakkında yapılan yorumlara da tepki gösterdi.

Güran, "Netice olarak ne olduğunu ben bilmiyorum, bilseydim zaten söylerdim. Türk halkı kızıma sahip çıkmıştır, Allah onlardan razı olsun" dedi.

Arif Güran'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"İlk günden beri demişiz, devlet zaten burada. Temennim kızımın sağ olmasıydı. Ölü bulunması bile.. Şu an kızımın bir mezarı bile olması... Bu da devletin bir çabasıdır illa ki.

Bu soruşturma ile ilgili zaten gizlilik kararı var. Zaten bu süreçte devlet elinden gelenin fazlasını yapıyor ve yapmaya da çalışıyor. Allah'ın izniyle, kim olursa olsun, kim yakalanmışsa, kim tutuklanmışsa, illa ki devlet bunların hepsini çıkaracak. Savcıya verdiğim ilk ifadem de, son ifadem de aynıdır."

'BEN DE HER ŞEYİ SİZDEN DUYUYORUM'

Arif Güran, "Ne tür sorulara muhatap kaldınız savcılıkta?" sorusuna yanıtında, "Şu an dosyayla ilgili ben bir şey söylemek istemiyorum. Şu an devletin savcıları onlar zaten" dedi. "Benimle herhangi bir şey paylaştıkları yok" diyen Arif Güran, "Ben de her şeyi sizden duyuyorum" açıklaması yaptı.

'KIZIMIN ACISINI YAŞAYAMIYORUM, FENOMENLER NEMALANMASIN'

Arif Güran, "Sizden ricam bu yalan haberlerle artık bu dedikodularla.. yani kızımın acısını yaşayamıyorum" ifadelerini kullandı. "Fenomenlerin" gelip kızının mezarında fotoğraf çektiğini söyleyen Arif Güran, "Rica ediyorum; nemalanmasınlar" dedi.

'MİSAFİRDİM, GÖZALTINDA DEĞİLDİM'

Dört gündür gözaltında değil 'misafir olduğunu' söyleyen Arif Güran, "elinden geleni yaptığını" belirttiği jandarmaya "Allah onlardan razı olsun" diye teşekkür etti. Arif Güran, soruşturmanın devam ettiğini de vurguladı.

'ALLAH KAHRI PERİŞAN ETSİN'

Arif Güran, "Bunu yapanlara ne söylemek istersiniz?" sorusuna ise "Allah kahrı perişan etsin. Rabbim onların evlerine de bu ateşi düşürsün. Kim bizden ne istedi? Çekirdek bir aileydik. Böyle lüks, şatafatlı bir hayatımız yok" yanıtını verdi.

ABİSİ SALİM GÜRAN SORULDU

Cinayetin baş şüphelisi olarak abisi Salim Güran'ın tutuklanmasına dair bir soruya ise "Devlet kimden şüpheleniyorsa, devlet onu da alabilir, beni de alabilir" demesi dikkat çekti.

Arif Güran, "Devlet, bu soruşturmanın selameti için herkesi alabilir ve bu soruşturma bitene kadar bütün köy de alınabilir. Devlet kızımın kanını yerde bırakmayacak" diye konuştu.

Şüphelendiği konuların tamamını jandarmayla paylaştığını savunan Arif Güran, peş peşe gelen soruları "Devlet her şeyi çıkaracak" diye yanıtladı.

'BU SÜREÇ NORMAL MİDİR KARDEŞİM?

Arif Güran, tutuklanan oğlu Enes sorulduğunda da "Devlet herkesi alabilir, Enes'i bir defa aldı bir defa bıraktı" deyince, bir gazeteci "Siz normal karşılıyorsunuz o zaman" dedi. Baba Güran bu yoruma, "Bu süreç normal midir kardeşim?" diye tepki gösterdi; "Kim yakalanıyorsa yakalansın, bu soruşturmanın sonuçlanması için herkes yakalanabilir" dedi.

'NEVZAT BAHTİYAR HER AKŞAM NAMAZDA YANIMIZDAYDI'

Nevzat Bahtiyar için de "O şahıs her akşam camide gelip yanıma oturan şahıs. İnsanların çirkin yüzü görünmüyor maalesef" demesi dikkat çeken Arif Güran, "Ailemle ilgili çok fazla yorum yapılıyor" tepkisini gösterdi; "İnanıyorum ki devlet ortaya çıkaracak" dedi.

'TÜRK HALKI KIZIMA SAHİP ÇIKTI'

Baba Güran, gazetecilerden şüpheliler ve köyle ilgili gelen ısrarlı sorulara "Netice olarak ne olduğunu ben bilmiyorum, bilseydim zaten söylerdim. Türk halkı kızıma sahip çıkmıştır, Allah onlardan razı olsun" cevabını verdi.

Editör: Selda Manduz