Politika

Metin Külünk: Doğrudan Erdoğan'ın kendisi tartışılıyor, görevi güzel anılarak devretmesini isterim

Erdoğan'ın sosyolojisinin erimeye başladığını belirten Metin Külünk "Üzülerek ifade ediyorum, sokak Cumhurbaşkanımızın kendisini tartışıyor" dedi.

Abone Ol

AKP'de üç dönem milletvekilliği yapan Metin Külünk, iç siyaset, ekonomi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a ilişkin açıklamalarda bulundu.

Ekonomik sıkıntılara ve AKP döneminde zenginleşen kesime işaret eden Külünk, Erdoğan'ın 'devletin liderliğini zirvede bırakması' çağrısı yaptı.

12punto'dan 'Özge Uzun ile Filtresiz' programına katılan Külünk'ün açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“SERVET SAHİPLERİN SERVETLERİNİ KATLADI”

Servet sahipleri servetlerini AKP'nin istikrar döneminde katladı. Ciddi anlamda büyük bir miktar. AKP sayesinde zenginleşmiş çevrelerin, dar-elit çevrelerin ki bunların diğer AKP öncesi zenginlerden hiçbir farkı yok. AKP öncesindeki servet transferinin olduğu kesimin şımarıklıklarıyla, kimi zaman küstahlıkla, tepeden bakmada AKP döneminde zengin olmuşların modellerinde bir fark yok ki. Bu modeller Hz. Ebubekir diyip milletin karşısında konuşanlar Hz. Ebubekirsiz bir şımarıklığı insanların önünde din psikolojisini kullanarak şımarıkları yine dindarlıkla örtmeye çalıştıkları için toplum aşırı haklı olarak irrite oluyor.

“CUMHURBAŞKANIMIZA GÜVEN DİKİNE AŞAĞI İNİYOR”

31 Mart'tan sonra sayın Erdoğan'ın sosyolojisi eriyor. Sokak artık, 'Cumhurbaşkanımız çok iyi etrafı çok kötü' cümlesini aştı. Doğrudan üzülerek ifade ediyorum Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisini tartışıyor. 3-4 sene evvelki Sayın Cumhurbaşkanımıza olan güveni dikine aşağı doğru iniyor. 'Bunların hiçbirinden Sayın Erdoğan'ın haberi yok' bu kalktı ortadan. Bu belki uzun süre öncesinde bir gerçek olarak kabul edilebilirdi ama bugün artık hayatın her alanında; her filmin haber hikayesinin başında bu kadar açık konuşuluyorsa Sayın Cumhurbaşkanımızın 31 Mart sandık sonuçlarını merkeze koymalı.

“MİLLET 31 MART'TA 'BIKTIK' DEDİ”

Aziz milletimiz sandıkta Sayın Cumhurbaşkanına o kadar açık bir mektup yazdı ki; Dedi ki, 'Biz yerel yönetimlerde ölçüsüz kuralsız modelden bıktık. Bunun din psikolojisi ve senin adının arkasına saklanarak yapılmasından bıktık. Sürekli karşımıza çıkan şu binayı, bu binayı yaptık sözlerinden bıktık. Siyasette de teşkilatların, senin isminin arkasına saklanarak, siyasetin halk için yapılmasından çıkıp, yerelde bir derebeylik inşa ederek, kamu üzerinden yaratılmış bir modelle çıkar ilişkisine dönüştürülmesi ve bulundukları noktada senin üzerinden despotizm üretilmesinden bıktık'. Muhalefetin bu kadar çürümüş, kendilerini Batı'ya endekslemiş bir muhalefetin bir ümit hale getirilmesine de bu millet kızıyor."

“BÖYLE GİDERE 2025'TE ERKEN SEÇİM KONUŞULUR”

Bu yılın sonuna kadar, mutfağın rahatlamasına sebep olacak adımlar atılmasında gecikilirse, şehirlerdeki siyasetin derebeyi haline gelmiş, yaptığı yanına kar kalıyor psikolojisine dönüştürecek hesap verme ve sorma mekanizmasını harekete geçirmezse çok net söylüyorum 2025'te erken seçimi bu ülke konuşur.

“SOKAK ÇARE ARAMADA ÖFKE BOYUTUNA GELİYOR”

Çünkü sokak artık eleştirel boyuttan çıkıyor, içine düştüğü çaresizlik için çare aramada öfke boyutuna geliyor.

“GAYRETİM, ERDOĞAN'IN GÖREVİ GÜZEL ANILARAK DEVRETMESİ”

Sayın Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanlığı gibi devletin liderliğini en nihayetinde devredecek. Güzel devretmesini isterim. Güzel anılarak devretmesini isterim. Zorlukların anısıyla devretmesini istemem. Bu dostluğun da hukukun da gereğidir. Biz bundan yanayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ülkeye kazandırdıkları, başarıları, bir başarı hikayesi var. Fakat başarıların yanında eksiklikler, hatalar, boşluklar var. Bu gayet makul. İstediğim şudur. Her şeyin en güzel zirvesinde devretmek vardır ya. Ben onun çabası içerisindeyim. Hiçbirimizin bulunduğu yer mülk değil. Bu devrin, 15 Temmuz gecesindeki gibi anılması, o tatta olmasının gayreti içerisindeyim. En nihayetinde kararları verecek olan kendisidir.