Politika

Mansur Yavaş'tan Meral Akşener'e 'korkak' yanıtı

ABB Başkanı Yavaş, cumhurbaşkanı adayı olmadıkları gerekçesiyle kendisi ve İBB Başkanı İmamoğlu'nu korkak olmakla suçlayan Akşener'e yanıt verdi.

Abone Ol

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kendisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu kastederek 'korkaklıkla' suçlayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e yanıt verdi.

"Korkaklıkla suçlanmak açıkçası zoruma gidiyor" ifadesini kullanan Yavaş, "(Akşener) Benim aday olmamı istiyorsa önümü açabilirdi" diye konuştu.

İYİ Parti lideri Akşener, dün (19 Aralık) partisinin bir otelde düzenlenen Uşak Teşkilat Buluşması ve Aday Tanıtımı Toplantısı'na katıldı, açıklamalarda bulundu.

Kaybedilen Cumhurbaşkanlığı seçimini anımsatan Akşener, Yavaş ve İmamoğlu'nu korkaklıkla suçlayarak, "Millet bu arkadaşları istiyor diye o masaya götürdüm, o masadan kovuldum. İkisi de korktu, kabul etmedi" diye konuştu.

"AKŞENER ÖNÜMÜ AÇABİLİRDİ"

Bugün düzenlenen Tarihi Ulus Hali’nin Açılış Töreni'nin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yavaş ise Akşener'in sözlerini, "Benim aday olmamı istiyorsa belki o şekilde önümü açabilirdi" şeklinde değerlendirdi.

Yerel seçimlere vurgu yaparak önceliğinin Ankara olduğunu söyleyen Yavaş, özetle şöyle konuştu:

"Akşener'in, Kılıçdaroğlu'nun aday olacağına dair çok söylemi oldu. Keşke bunu son ana bırakmadan farklı bir karar alınsaydı, benim aday olmamı istiyorsa belki o şekilde önümü açabilirdi. Korkaklıkla suçlanmak açıkçası zoruma gidiyor. Korkak falan değilim. Önceliğimiz kesinlikle ama kesinlikle Ankara'dır."

AKŞENER NE DEMİŞTİ?

İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin İYİ Parti işbirliğiyle kazanıldığını savunan Akşener,  bugün gelinen noktada hür ve müstakil olarak seçimlere girmeye kararı verdiklerini belirtmiş ve bu kararı aldıktan sonra hakaret ve iftiralarla karşı karşıya kaldıklarını söylemişti.

Cumhurbaşkanı Seçimi öncesi altılı masaya iki isim önerdiğini ancak masadan kovulduğunu savunan Akşener, sözlerini şöyle sürdürmüştü:

"Saraçhane'ye ikinci kere gittim. Bugün sövenler o gün rahmetli anama kadar götürdüler işi. Ne yaptım, boynumu eğdim, kazanalım diye ağzımı açmadım. Millet bu arkadaşları istiyor diye o masaya götürdüm, o masadan kovuldum. İkisi de korktu, kabul etmedi. Ben değil milletin istediğini kabul etmediler. Dün benim için bir milattır. Bugüne kadar hiçbir siyasi partinin iç işlerine ahlaki olarak karışmadık. 30 yıllık siyasi hayatımda hiç bunu yapmadım. Kongre yaptılar, üstümüze kaldı. Bana ne kardeşim sizin kongrenizden. Kim kazanırsa kazansın. Çünkü biz onların müstemlekesi olmuşuz onların kafalarında, öyle bir dünya yok.

Dün anlatılanlara baktığımda sözler veriliyor, insanlar istifa ettiriliyor... Bu bir savaş ilanıysa kabulümdür, can baş üstüne. Çok küçümsemişler bizi. Şimdi sağdan soldan herkesi birleştirmişiz. Ezeli düşman olanları bile kanka olmuş durumda. Onlar hep, biz tek. Canımız sağ olsun, bakalım, görelim ne yapacağız. Ben de şu masanın üstüne kellemi koydum, ister tekme atın yere düşsün ister tekrar buraya koyun sizin elinizde, siz bilirsiniz."