TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın değişiklik sinyali verdiği ancak MHP lideri Devlet Bahçeli'nin karşı çıktığı 50+1 kuralına dair açıklamalarda bulundu.
Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Kürtler daha az eşit" çıkışına da yanıt verdi. Tahliye edilmeyen TİP Milletvekili Can Atalay ile ilgili de konuşan Kurtulmuş, "İnsan Hakları Komisyonu'na seçilmesi Meclis'in tavrını ortaya koyan bir şeydir" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Kürtler daha az eşittir” açıklamasına yanıt veren Kurtulmuş, “Bu söz Türkiye'deki gerçeği yansıtmıyor. Kürt kardeşlerimizin TC vatandaşı olarak gelemeyeceği hiçbir makam yoktur. Maliye Bakanımız (Mehmet Şimşek) Kürt bir arkadaşımızdır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kürt bir kardeşimizdir. Türkiye'nin gündeminde böyle bir şey yok. Siyasetçiler kullandıkları dile dikkat etmeli. Türk de Kürt de birdir. Alevi de Sünni de birdir. Ayrımcılık kimden geliyorsa kim tarafından yapılıyorsa kabul etmek mümkün değildir”dedi.
Meclis'te NTV'den Funda Görey ve Özgür Akbaş'ın sorularını yanıtlayan Kurtulmuş'un açıklamaları şöyle:
'SİSTEMDE GERİ DÖNÜŞÜN OLMAYACAĞI AŞİKAR'
Türkiye'de yapılan referandum ile bir sistem değişikliğine gidildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili 5 yıllık bir uygulama var. Türkiye'de önce gerçekten çok kapsamlı anayasa değişikliği ortamını oluşturmak. Bu anayasa değişikliği tartışmaları içerisinde bu ve benzeri konuların bir bütün olarak tartışılmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim.
Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüşün olmayacağı aşikar. Halkımız 3 kez bu sisteme olan güvenini teyit etti. Geri dönüş yok.
Şahsen tercih edeceğim yol, anayasa tartışmalarının içerisinde doğru zeminde doğru yöntemlerle bu konuların tartışılması. Yaptığımız tartışmalar ülkemizin geleceği ile ilgili. Bunun böyle sakın ve bilimsel verilerle bir anaysa tartışma platformu çerçevesinde ele alınacak konu olarak görürüm.
'YENİ ANAYASA BİR ZORUNLULUKTUR'
Partiler arasında müzakere ortamı oluşturulmalı. Medeni bir müzakere ortamı oluşturmaya çalışıyorum.
Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü idrak eden bir Meclis. Özgür ve hiçbir önyargı ortaya koymaksızın bizim dağarcığımızda ne varsa ortaya koymamız lazım. Medeni bir müzakere ortamı oluşturmaya çalışıyorum. Her partinin ayrıca çalışmaları var. Bunların hepsi ortaya konulur. Gönlümüz arz eder ki parlamentodan 400 oy alarak anayasa teklifi geçmiş olsun. Milletin anayasası olsun. Artık Türkiye'ye yeni anayasa yapmak yakışır. Hatta bir zorunluluktur.
Muhalefet partilerine büyük görev düşüyor. Millet eksenli değil, devlet eksenli anayasa yapılmış o dönemde. Bu ihtiyaç bugünün ihtiyacı değil. 12 Eylül Anayasası kabul edildiği gün tartışılmaya başladı. Meclis istediği anayasa değişikliğini yapmaya muktedir.
Seçime kadar ben bu konunun açılabileceğini zannetmiyorum.
CAN ATALAY YANITI: KİMSE TBMM'YE ÖDEV VERMEYE KALKMASI
Bu tartışmanın da mevcut anayasadan kaynaklandığını görüyoruz.
TBMM'nin tavrı belli. Milletvekili yeminin yapıldığı gün Meclis'te isminin okunması arkasından da partilerin ortak eğilimi ile birlikte İnsan Hakları Komisyonu'na seçilmesi Meclis'in tavrını ortaya koyan bir şeydir. Hiçbir gücün TBMM'ye görev verme hakkı yoktur. TBMM yasamanın merkezi olarak gerektiğinde yasaları, anayasayı değiştirecek güce sahiptir. TBMM'nin tartışmanın bir tarafı haline getirilmemesi için özel bir gayret gösteriyorum. Kimse TBMM'ye ödev vermeye kalkmasın.
ÖZEL'İN "KÜRTLER DAHA AZ EŞİT" AÇIKLAMASI
Bu söz Türkiye'deki gerçeği yansıtmıyor. Kürt kardeşlerimizin TC vatandaşı olarak gelemeyeceği hiçbir makam yoktur. Maliye Bakanımız (Mehmet Şimşek) Kürt bir arkadaşımızdır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kürt bir kardeşimizdir. Türkiye'nin gündeminde böyle bir şey yok. Siyasetçiler kullandıkları dile dikkat etmeli. Türk de Kürt de birdir. Alevi de Sünni de birdir. Ayrımcılık kimden geliyorsa kim tarafından yapılıyorsa kabul etmek mümkün değildir.
'NETANYAHU SAVAŞ SUÇLUSUDUR'
41 kişiyle birebir bu meseleyi konuştuk. 5 uluslararası toplantıya katıldık. Türkiye olarak üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyoruz. İnsani olarak sorumluluk. Batışı ülkelerin İsrail'e karşı borçları var. Küvezdeki bebekleri koruyamıyorsa canı çıksın böyle siyasetin.
Geldiğimiz noktada inşallah ateşkes kalıcı olur. Batı ülkelerinin hükümetlerine kalsaydı bu ateşkes olmazdı. Londra'da sokağa çıkan insanları tebrik ediyoruz.
Netanyahu savaş suçlusudur. Gereken yapılmalı. İsrail'in içerisinde büyük çatlaklar ortaya çıkmıştır.
Filistin direniş örgütlerini bir sonuç olarak görmemiz lazım. Ortadoğu'daki dağınıklığın sonucu olarak İsrail çok ileri adımlar atmıştır.
Bu sorunun kalıcı olarak çözüm için 3 temel siyasi mesele çözülmelidir. Tam bağımsız Filistin devleti, Yahudi yerleşimcilerin işgal ettikleri yerlerden sökülüp atılması, Müslüman ve Hristiyanların kutsal mekanlarının korunması. Bu 3 tane şart sağlanmadığı sürece Filistin meselesi hallolmayacaktır. Barışın anahtarı Filistin'in özgürleşmesidir.