Sinema TV

Kızıl Goncalar’ın akıbeti ne olacak?

Türkiye, tarikat ve cemaatlarin hedef aldığı Kızıl Goncaları konuşuyor.

Abone Ol

Oya Doğan, Kızıl Goncalar dizisi ile yeniden gündeme gelen sünni islami tarikat ve cemaatlerin sektöre baskısını ve  RTÜk’ün cezalarını kaleme aldı.

Oya Doğan’ın dizidoktoru.com’da yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

Yaklaşık bir aydır Kızıl Goncalar’la yatıp Kızıl Goncalar’la kalkıyoruz. Dizinin tanıtımı yayınlandığından beri “birileri” rahatsız oluyor ve RTÜK’e şikayet ediyor. Dizi yayınlandıktan sonra da aynı “birileri” yaptırım için baskı yapıyor: RTÜK’e, bakanlığa, kanala… Hatta Fox’un önünde eylemler yapılıyor. Afişlerin üstüne boyalar atılıyor. Peki, bu size de fazlasıyla tanıdık gelmiyor mu? 14 yıl öncesini hatırlatmıyor mu? Hadi gelin, tarihin nasıl tekerrür ettiğine beraber bakalım.

ÖLÜM TEHDİTLERİ SAVURDULAR

Tarih Aralık 2010. Show TV ekranında Muhteşem Yüzyıl’ın tanıtımı yayınlandı. Aynı dakika bundan rahatsız olan “birileri” RTÜK’e şikayet etmeye başladı. Ecdadımıza saygısızlık yapıldığını buyurdu o “birileri”… Tarih 5 Ocak 2011’i gösterdiğinde Muhteşem Yüzyıl’ın ilk bölümü yayınlandı. Show TV’nin önünde sansür için bağıran bir kitle eylem yaptı.

RTÜK’ü şikayet bombardımanına tuttular, dizinin senaristi rahmetli Meral Okay’a ölüm tehditleri savurdular. Bu baskılar dünyanın en önemli yayın kuruluşlarında haber oldu.

Kanal, yapımcı, senarist, yönetmenler, oyuncular korkmadılar, sapasağlam projelerinin arkasında durdular. Buraya kadar süreç Kızıl Goncalar’la aynı ilerledi. Peki, neden Muhteşem Yüzyıl baskılara, saldırılara rağmen yayın durdurma cezası almadı da, Kızıl Goncalar daha ilk bölümüyle 2 bölüm yayın durdurma cezası aldı?

HUKUK SAKLAMBAÇ OYNUYOR

İşte bu sorunun cevabı ülkenin yönetim sistemiyle örtüşüyor. 2011 yılında Türkiye parlamenter sistemle yönetiliyordu. İfade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, özgür yayıncılıktan bahsedebiliyorduk. RTÜK bir yayına para cezası veriyordu ama 80 milyonluk Türkiye’de sadece 39 bin kişi şikayet etti diye yayın durdurmuyordu. Cübbeli, sarıklı “birileri”yle siyasetçiler, bürokratlar yan yana pozlar vermiyordu. Peki, sonuç ne oldu? Muhteşem Yüzyıl Türkiye’nin dünyaya en çok sattığı iş oldu. Türkiye ekonomisine de müthiş katkı sağladı. Dünyaya satılan dönem dizilerinin de önünü açtı. Öyleyse, bugün neden cezalar hızlı, yasaklar mubah görülüyor? 2017’de yapılan referandumla Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş yaptı ve her şey değişti. İşte o nedenle 39 bin şikayet, 80 milyonun önüne geçti. Onlar istiyor diye yayın durdurma cezası verilip, çekim izinleri iptal edilebiliyor. Çünkü demokrasi artık yüzünü gücü elinde bulundurana gösteriyor, hukuk saklambaç oynuyor, ifade özgürlüğü lal oldu.

TARİKAT LİDERİ YÜZÜNÜ GÖSTERMEDİ

Peki, Kızıl Goncalar ne anlatıyor? Dizi aslında üstün zekalı kızını okutmak için mensubu olduğu “Faniler” tarikatına başkaldıran Meryem ve seküler bir psikiyatr olan Levent’in evlatları için yollarının kesişmesini konu ediniyor. Haliyle bunu yaparken Meryem’in içinde bulunduğu “Faniler” tarikatının iç yüzünü, nasıl beyin yıkandığını da gözler önüne seriyor. İnanç sömürüsü yaparak kendi sistemini kuran ve korkuyla müritler oluşturan bu hayali tarikatın liderinin kim olduğuysa bilinmiyor. Müritleriyle arasına mesafe koyan, sadece özel kişilerin yüzünü gördüğü bu lider henüz izleyiciye de yüzünü göstermedi.

Kızıl Goncalar derdini anlatabilirse gerçekten büyük bir farkındalık yaratır. Umarım RTÜK cezası uygulanmaz ve bu dizi gerçek derdini anlatır. Ve mutaassıp-seküler çatışmasından dizi yapma modasının üstüne çıkar.

Yazının tamamı burada.