Selda Manduz- Kars
SES Partisi Genel Başkanı ve Kars Bağımsız Belediye Başkan adayı Ayhan Bilgen, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kars Belediyesine kayyım atanmaması için o dönem mensubu olduğu Halkların Demokratik Partisi Genel Merkezi ve Kars İl yönetimi ile görüşmeler yaptığını öne süren Bilgen, çabalarının sonuçsuz kaldığını söyledi.
Kars Belediyesine kayyım atanmaması için elinden geleni yaptığını söyleyen Bilgen, “Ben kayyum atanmaması için elimden gelen çabayı sarf ettim. Bunu belki kamuoyuna çok açıklamadık ama artık bunları konuşacağız bu bir ay boyunca. Kayyum atanacağı hemen hemen belli olunca yani HDP'li bütün belediyelere kayyum atanıp geriye sadece birkaç ilçe ve Kars kaldığında ben Kars'a kayyum atanmasın. Kars farklı bir sosyolojiye sahip. Türkiye Cumhuriyeti'nden önce cumhuriyet kurmuş. Neredeyse tek şehir. Şura ile yönetilmiş geçmişte. Dolayısıyla bir kimliğin diğer kimliğe baskı yaptığı, dışladığı bir şehir haline getirmeyelim. Buna izin vermeyelim diye görüşmeler yaptım. Partilerin meclis üyeleriyle görüşmeler yapmıştım. Bu meclis üyeleri hala hayatta” ifadelerini kullandı.
“KAYYIM ATANMASIN DİYE İSTİFA EDECEKTİM”
Dönemin HDP yöneticilerinin kayyım ile ilgili önerisine kulak tıkadığını öne süren Bilgen, “Dedim ki; belli ki her yere kayyum atanıyor. Muhtemelen bir süre sonra Kars’a da atanacak. Kars'a kayyum atanmamasının bir yolu var. Kanun çok açık, Kanun diyor ki; belediye başkanı istifa ederse belediye meclisi ilk toplantısında önce belediye başkanını seçer. Gündemin ilk maddesi bu olmak zorundadır. Ben feragat ederek gözaltına alınabileceğimi, tutuklanacağımı bile bile daha önce Grup Başkan Vekilliği'nden feragat edip nasıl bu şehre hizmet için bu göreve talip aynı şekilde belediye başkanlığını bırakmayı da bilirim. Yeter ki bu şehre kayyum atanmasın. Belediye başkanı evet en çok temsil edilen parti HDP işte meclis üyesi en çok HDP'de ise yine HDP'li olsun. Ama belediye başkan yardımcıları da aldıkları oy oranında kabul eden diğer partilerin meclis üyelerinden oluşsun. Dolayısıyla beş grup, her birisi bir şekilde belediyede temsil edilsin. Şehir birlikte yönetilmeye devam etsin. Benim bu çağrıma ne yazık ki bunun altını çizerek söylüyorum. O zaman mensubu olduğum parti dahil kulak tıkandı. Yani sanki kayyum atanırsa atansın modunda hareket edildi. Elbette ki kayyum atanmasının sorumlusu biz ya da mensup olduğumuz parti değil de ama belli ki Türkiye'de bir kayyum politikası varsa biz bunun önüne geçmek için çözüm üretmek zorundaydık” dedi.
Yerine kayyım atanan Bilgen’in açıklamaları şu şekilde:
31 Mart'ta Kars aslında bir yerel seçime gitmeyecek. 31 Mart'ta Kars'ta bir referandum yapılacak bize göre. Bir güven oylaması yapılacak. Çünkü 2019 Mart seçimlerinde halk bir tercih yaptı, bir irade ortaya koydu. Biz o seçim kampanyasında da Kars'ın nasıl yönetilmesi gerektiğini konuştuk.
Parti çıkarları, kişisel çıkarlar, Kars’ın çıkarlarının karşı Menfaatinin önünde, üzerinde olmamalı diye belirttik. Ve ısrarla bu şehrin parti, kimlik kutuplaşmasından kurtulup bir uzlaşmayla, bir ortaklaşmayla, bir ortak akılla yönetilmesi gerektiğini söyledik. Bir buçuk yıl boyunca da bundan taviz vermemeye çalıştık. Hiç kimsenin diğerine baskı kurmasını, bir grubun bir başka grubu dışlamasını, bir gruba ayrımcılık yapılmasını, asla fırsat vermeyerek şehri birlikte yönetmeye çalıştık.
Bu şehrin en büyük problemi elbette ki yol problemi var. Elbette ki su problemi var. Temizlik problemi var. Kentsel dönüşüm problemi var.
KİMLİK SİYASETİNE TEPKİ GÖSTERDİ
Kars’taki kimlik siyasetine tepki gösteren Bilgen, isim vermeden DEM Parti ve MHP’ye yüklendi.
Seçmenlerin kimsenin tekelinde olmadığını söyleyen Bilgen, “En büyük problemi siyasetin kendisi. Kolaya kaçan insanların doğuştan kazandığı etnik kimlik, inanç gibi alanları ne yazık ki siyasetin malzemesi haline getiriyoruz. Ve siyaseti bu polemikle yürütmeyi tercih ediyoruz. Ve bu kimlik farklılıklarını bir zenginlik olmaktan Kars için güzel bir örnek olmaktan çıkartıp seç kavgasının seçim kampanyasının malzemesi haline getiriyoruz. Kars'ın acil ihtiyaçlarının çözümü burada partizanlığa yer vermeden asla sayısal çoğunluk tahakkümüne izin vermeden birlikte yönetmeyi zorunlu kılıyor” dedi.
Kars’taki belediye başkan adaylarına çağrı yapan Bilgen, “Gelin bundan yüz yıl önceki fabrika ayarlarına Kars’ı döndürelim. Nasıl yüz yıl önce bu şehir farklı kimliklerin birlikte yönettiği bir Şura’yı, bir meclisi bütün Türkiye'ye, hatta Kafkasya'ya, Ortadoğu'ya örnek olacak biçimde koymuşsa bunu başarıyla gerçekleştirmişse bugün de en öncelikli ihtiyacımız bu. Bu nedenle değerli arkadaşlar biz bu seçim kampanyasında Kars halkının bir buçuk Yıllık örnek uygulamayı görerek bütün Türkiye'ye model olabilecek bir çalışma pratiğini dikkate alarak hareket edeceğini düşünüyoruz” dedi.
“ŞEHRE KÖTÜLÜK YAPILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Bilgen’in açıklamaları şu şekilde:
Bu şehirde hala nüfus sayarak seçim sonucu tahmini yapmanın ilkellik olduğunu, barbarlık olduğunu, çağ dışı ve gerilik olduğunu 31 Mart'ta karşı halkı bir kez daha gösterecek. Yani şunların şu kadar sayısı var. Bunların bu kadar sayısı var. Anlayışıyla artık bu şehre kötülük yapılmasına izin vermeyeceğiz değerli arkadaşlar.
Biz hizmet yarışı için varız. Bir buçuk yıllık belediyecilik dönemimizle bir eleştirisi olan varsa mevcut partilerden iddialı adaylardan. Buyursunlar bir buçuk yılımıza dair bir tek eleştiri yapsınlar. Desinler ki “bu şehirde geçmişte hiç rüşvet yoktu. Yolsuzluk yoktu. Belediyede her iş çok güzel yürüyordu. Ama siz geldiniz sizinle birlikte Belediyede işler, özellikle ruhsat işleri ancak rüşvetle yürümeye başladı” desinler. Birisi çıksın bunu söylesin de ben de anlatacaklarımı biliyorum. Ya da “bu şehirde geçmişte de partiler uzlaşarak yönetiyorlardı. Belediye meclisinde oy birliğiyle kararlar alınıyordu” diye bir başka parti söylesin de görelim. Çok net bir şey söylüyoruz. Bu şehrin bir buçuk yıllık kazanımını hiç kimseye yedirmeyeceğiz. Kimsenin tekrar bizi 2019’un gerisine çevirip işte “Kürtler böyle Azeriler böyle” gibi bir siyaset yapmasına fırsat vermeyeceğiz. Yollar bozuksa, yerli içinde bozuk, Şii için de, Caferi için de Sünni için de bozuk. Kürt içinde bozuk, Türk için de bozuk. Çöp toplanmıyorsa bu A partisine oy veren için de B partisine oy veren için de utanç verici bir manzara.
Yurttaşların muhasebe yapma becerisi, sorgulama yapma, yapılan hizmeti takdir etme, yanlıştan hesap sorma iradesi yokmuş gibi, sanki bir blok olarak herkes bir partiye ciro edilmiş, A etnik kökenindenseniz, filanca partinin sizin önünüze koyduğuna razı geleceksiniz. Mecbursunuz, mahkumsunuz. Yoksa Kürt diye ihanet edeceksiniz. Yoksa Azeriliğe ihanet edeceksiniz. Yok böyle bir şey arkadaşlar. Kürt değerlerinin de, Azeri kültürünün de, bu şehirdeki bütün kültürlerinin de birinci değeri insan olmaktır. İnsanca davranmaktır insanca yaşamaktır.
Bilgen’in HDP’ye yönelik açıklamaları şu şekilde:
Kayyum atanacağı hemen hemen belli olunca yani HDP'li bütün belediyelere kayyum atanıp geriye sadece birkaç ilçe ve Kars kaldığında ben Kars'a kayyum atanmasın. Kars farklı bir sosyolojiye sahip. Geçmişte cumhuriyet Kurmuş Türkiye Cumhuriyeti'nden önce cumhuriyet kurmuş. Neredeyse tek şehir. Şura’yla yönetilmiş geçmişte. Dolayısıyla karşı böyle bir kimliğin diğer kimliğe baskı yaptığı, dışladığı bir şehir haline getirmeyelim. Buna izin vermeyelim diye değerli arkadaşlar, partilerin meclis üyeleriyle görüşmeler yapmıştım. Bu meclis üyeleri hala hayatta.
Bu şehirdeler isterseniz teyit için sorabilirsiniz. Yani dedim ki; evet belli ki her yere kayyum atanıyor. Muhtemelen bir süre sonra karşıya da atanacak. Kars'a kayyum atanmamasının bir yolu var. Bir formülü var. Kanun çok açık. Kanun diyor ki belediye başkanı istifa ederse belediye meclisi ilk toplantısında önce belediye başkanını seçer. Gündemin ilk maddesi bu olmak zorundadır. Değerli arkadaşlar ben feragat ederek gözaltına alınabileceğimi, tutuklanacağımı bile bile daha önce Grup Başkan Vekilliği'nden feragat edip nasıl bu şehre hizmet için bu göreve talip aynı şekilde belediye başkanlığını bırakmayı da bilirim. Yeter ki bu şehre kayyum atanmasın. Belediye başkanı evet en çok temsil edilen parti HDP işte meclis üyesi en çok HDP'de ise yine HDP'li olsun. Ama belediye başkan yardımcıları da aldıkları oy oranında kabul eden diğer partilerin meclis üyelerinden oluşsun. Dolayısıyla beş grup, her birisi bir şekilde belediyede temsil edilsin. Şehir birlikte yönetilmeye devam etsin.
Benim bu çağrıma ne yazık ki bunun altını çizerek söylüyorum. O zaman mensubu olduğum parti dahil kulak tıkandı. Yani sanki kayyum atanırsa atansın modunda hareket edildi. Elbette ki kayyum atanmasının sorumlusu biz ya da mensup olduğumuz parti değil de ama belli ki Türkiye'de bir kayyum politikası varsa biz bunun önüne geçmek için çözüm üretmek zorundaydık. Siyasetin görevi arkadaşlar sadece siyaseti ağlama duvarına çevirmek değildir Sadece öfkeyi yönetmek değildir. Sadece tepkiyi manipüle etmek değildir. Siyasetin görevi gerilimi bitirecek çözüm üretmektir.
Biz kendimizce böyle bir çözüm bulmuştuk. Ama bu çözümü gözaltına alınmadan önce uygulamaya çalıştığında da ne yazık ki diğer partilerin olumlu birtakım mesajlarına rağmen kendi partimiz içerisinde bir karar çıkartamadık değerli arkadaşlar. Bunu yalanlayacak birisi varsa partinin genel merkez yöneticileri de ortada. Bu ildeki yöneticileri de ortada. Çıksınlar. Hayır desinler. Böyle olmadı.
Gözaltına alınmamamın son gününde yani yedi gün geçmişti. Artık sekizinci gün cuma günü bir kez daha denedim. Cezaevinden denedim. Avukatlar aracılığıyla hem HDP Genel Merkezi'ne haber gönderdim. Hem de Kars’a haber gönderdim. Dedim ki bakın ben bugün perşembe akşamı yarın cuma sabahı muhtemelen mahkemeye çıkartılacağız. Mahkeme muhtemelen bizi tutuklayacak. Tutukladıktan sonra zaten kayyum atanacak. Uygulama belli. Yani görevinin başında olmadığı için yerine kayyum atanıyor. Uygulama her yerdeki gibi. Kars'ta da böyle olacak. Bunun önüne geçebiliriz. Perşembe akşamı ya da cuma sabahı. Ben istifamı vereyim. Cuma günü öğleden sonra saat ikide belediye meclisinin rutin toplantısı var. Cuma günü Belediye meclisi daha önce konuştuğumuz üzere diğer partilerin meclis üyelerini de kabul ettiği biçimde Kars yereldeki HDP yöneticileri ve belediye meclisinde birlikte çalıştığımız Eş Başkanımız diğer meclis üyesi arkadaşlarımızın da bilgisi dahilinde uzlaşarak bir yeni yönetim oluştursun ve Dolayısıyla da belediyenin ilk meclis toplantısında eğer yeni başkan yeni başkan yardımcıları belirlenirse kayyum atamanın koşulları ortadan kalkmış olur. Çünkü benimle ilgili özel bir durum hani belediye başkanının kendisi tutuklandığında kayyum atanıyor. Partiye kayyum atanmıyor ki. Şehre kayyum atanmıyor ki. Belediye meclisine kayyum atanmıyor ki. Ben kendi iddialarımdan vazgeçmiş olayım. Belediye başkanlığından feragat edeyim. Ve yani Kars'a çok net biçimde bir yeni şura rolü oynayabilecek bütün partilerin temsil edildiği bir yönetimi armağan edelim. Ve hiç olmazsa Türkiye'nin şu kadar şehrinde bu sorunun otuz yıldır çözülememesinden dolayı kayyum atanırken bari karşı kayyum atanmasın diye elimden geleni yaptım. Değerli arkadaşlar yine avukatlar bana parti genel merkezinden olumsuz görüş getirdiler. “Hayır” dediler “böyle bir şey yapılamaz”. “Bu mümkün değil. Biz bunu doğru bulmuyoruz”. “Siz asla istifa etmeyin” Değerli arkadaşlar, benimle ilgili yapılan sosyal medyada yürütülen karalama kampanyasındaki istifa hikayesinin aslı astarı budur. Utanmadan, yüzsüzce bir de sanki ben keyfim için kendi koltuğum için istifa etmişim gibi karşı “bıraktın, kaçtın.” Yok “istifa ettin” gibi bir karalama kampanyası yürütüyorlar. HDP'nin il yönetimi de ortada. Genel merkez yönetimi de ortada. Benim istifayla ilgili bütün niyetim, bütün çabam bu şehre kayyum atanmasın diyeydi. Ama bu konuda üzerine düşeni yapmayanlar, gerekli yapıcı sorumluluğu üstlenmeyenler şimdi sanki ben başka bir niyetle bir istifa süreci işletmişim gibi yürütüyorlar. Arkadaşlar biz herkesle her konuyu tartışmaya açığız. Cesareti olan varsa, yüreği olan varsa, ister belediyeciliği konuşuruz, ister Türkiye siyasetindeki kutuplaşmayı, kamplaşmayı ve siyasi partilerin bu ateşe odun taşımasını konuşuruz.