ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), gemiye Husi kontrolündeki bölgeden balistik bir füze fırlatıldığını duyurdu.

Husi ordu sözcüsü saldırıyı üstlendiklerini söyledi ve İngiliz Amerikan donanma gemilerinin de hedef olduğunu kaydetti.

İngiliz deniz ticareti güvenliği şirketi Ambrey, Marshall Adaları bayraklı gemiye yapılan saldırı sonrası yangın çıktığının ancak olayda yaralanan olmadığının bildirildiğini aktardı.

Ambrey, yapılan değerlendirmenin ardından "İsrail ile bağlantılı olmadığı" tespit edilen gemide önemli bir hasar oluşmadığını ve denizde seyretmeye devam edecek durumda olduğunu bildirdi.

Geminin sahibi şirket ise çelik ürünler taşıyan geminin "bir kargo ambarında sınırlı hasar meydana geldiğini, ancak geminin stabil olduğunu ve bölgeden uzaklaştığını" açıkladı.

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, olaydan kısa bir süre sonra Avam Kamarası'nda yaptığı açıklamada hükümetin "sözlerini eylemlerle desteklemeye hazır" olduğu uyarısında bulundu.

Sunak, Husilere karşı daha fazla saldırı olasılığı konusunda yorum yapmaktan kaçındı ancak askeri harekatın bölgedeki durumu tırmandırmayacağını söyledi.

"Deniz taşımacılığına yönelik tehditler sona ermeli" diyen Sunak şöyle devam etti:

"Yasa dışı olarak alıkonulan gemiler ve mürettebat serbest bırakılmalı. Biz sözlerimizi eylemlerle desteklemeye hazırız."

Kasım ayından bu yana Kızıldeniz'deki ticari gemilere füzeler, insansız hava araçları, sürat botları ve helikopterlerle 25'ten fazla saldırı düzenlendi.

Husi temsilcileri bu saldırıların İsrail'in Gazze'ye saldırısına bir tepki olduğunu iddia ediyor ve İsrail bağlantılı gemileri hedef aldıklarını söylüyor.

Husilere ait Al Masirah televizyonundaki yayında İsrail’e ait olmayan gemilerin hedef alınmadığı savunuldu.

ABD ve İngiltere ordularının geçtiğimiz günlerde ortak düzenlediği hava ve deniz saldırılarında ise komuta merkezleri, mühimmat depoları ve hava savunma sistemleri dahil olmak üzere 16 Husi mevzisi hedef alındı.

Süveyş Kanalı'ndan Akdeniz'e ve Avrupa'ya ulaşan konteyner gemilerinin yaklaşık yüzde 20'si artık Kızıldeniz rotasından kaçınıyor. Bunun yerine Afrika'nın güney ucundan geçiyorlar.

Bundan sonra ne olabilir?

BBC Güvenlik Muhabiri Frank Gardner'a göre, Yemen'in büyük bir kısmını kontrol eden Husilerin önünde üç seçenek var:

Ne demek istediklerini yeterince açıklamış, bölgesel profillerini yükseltmiş ve ülke içindeki popülaritelerini artırmış bir şekilde geri adım atabilirler.

Ancak bugüne kadarki davranışlarına bakılırsa bu çok olası görünmüyor.

Askeri ve ticari gemileri taciz etmeye devam edebilirler, ki şu anda bunu yapıyor gibi duruyorlar.

Batı'yı asıl endişelendirmesi gereken üçüncü seçenek ise ellerinde kalan füzeleri ve droneları bir araya getirip hava savunmasını alt etmek umuduyla bir ABD ya da İngiliz savaş gemisine toplu saldırı başlatma fırsatını beklemeleri olur.

UCM'den Netanyahu ve Gallant için tutuklama talebi UCM'den Netanyahu ve Gallant için tutuklama talebi

Bu, Husi sözcüsünün zaten ima ettiği bir şey ve gerçek bir risk olmaya devam ediyor.

Öte yandan ABD istihbaratı, Husilerin askeri tesislerine yönelik son hava saldırılarının cephaneliklerinin yaklaşık dörtte birini yok ettiği ya da etkisiz hale getirdiği değerlendirmesini yaptı.

Daha fazla hava saldırısı bunu daha da azaltacaktır, dolayısıyla Husilerin misilleme konusundaki söylemlerinin ötesinde bunu ne kadar ileri götüreceklerine dair dikkatli hesaplar yapmaları gerekecek.

Kaynak: BBC Türkçe

Editör: Selda Manduz