Lübnan Hizbullahı lideri Hasan Nasrallah, İsrail-Hamas çatışmalarının başladığı 7 Ekim'den bu yana bugün ilk kez açıklamalarda bulundu.

Gazze'de can kaybı 40 bin 972'ye yükseldi Gazze'de can kaybı 40 bin 972'ye yükseldi

"Gazze'deki insani durum eşi benzeri görülmemiş bir hal aldı" diyen Lübnan Hizbullah'ı lideri "Avrupa Birliği, Arap Ligi ve Birleşmiş Milletler gibi tüm uluslararası örgütleri Filistin'i görmezden gelmekle suçluyoruz" dedi. Nasrallah, Aksa Tufanı operasyonunun birden fazla cepheye yayıldığını belirterek, 'savaş ilanı' beklentisi hakkında da "Hizbullah savaş başlatacak diyorlar. Biz zaten 2. gün Lübnan sınırında savaşa girdik" diye konuştu.

Reuters'ın aktardığına göre, Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği 'Aksa Tufanı' saldırısının birden fazla cepheye yayıldığını söyleyen Nasrallah, "Bu savaşa katılan Iraklı ve Yemenleri ellere teşekkürlerimi iletiyorum" dedi.

'BU SAVAŞ TAMAMEN FİLİSTİNLİLERİN SAVAŞIDIR'

Söz konusu operasyon kararının 'yüzde 100 Filistin'in olduğunu ve karar sahiplerinin bunu herkesten sakladığını' belirten Nasrallah, 'operasyonun gizliliğinin direniş cephesindeki kimsede rahatsızlık yaratmadığını' söyledi. Hizbullah lideri, "Bu savaş tamamen Filistin'in savaşıdır, Filistin halkı içindir, hiçbir bölgesel konuyla ilgisi yoktur" dedi.

'Aksa Tufanı'nın İsrail'in zayıflığını ortaya çıkardığını' savunan Hasan Nasrallah, saldırının 'İsrail'le savaşta yeni bir tarihi aşama teşkil ettiğini' belirtti.

Hamas'ın kararını 'doğru, akıllıca, cesur ve doğru zamanda gelmiş bir karar' olarak değerlendiren Hizbullah lideri, İsrail halkına karşı katliam yapanın İsrail güçleri olduğunu ileri sürdü.

'İSRAİL REHİNELERİ YALNIZCA MÜZAKERE YOLUYLA GERİ ALABİLİR'

İsrail'in yerine getiremeyeceği hedefler koyduğunu da söyleyen Nasrallah, "İsrail, bir ay boyunca tek bir askeri başarı elde edememiştir" diye konuştu.

Hizbullah lideri, İsrail'in Gazze'deki rehineleri 'yalnızca müzakere yoluyla geri alabileceğini' belirtti.

Konuşmasında, İsrail-Filistin çatışmalarında ABD'nin rolüne de değinen Hasan Nasrallah, "Gazze'deki savaştan tamamıyla ABD sorumludur" ifadelerini kullandı.

ABD'nin Irak ve Suriye'deki üslerine düzenlenen saldırıları da değerlendiren Hizbullah lideri, 'İslami direnişin üslere saldırma kararının akıllıca bir karar olduğunu' savundu.

'GAZZE'DE OLANLAR ÖNCEKİ SAVAŞLAR GİBİ DEĞİL'

Gazze'de devam eden çatışmaların 'önceki savaşlar gibi olmadığını' belirten Nasrallah, "Bu, belirleyici bir savaş" ifadelerini kullandı.

Burada 'iki hedef' olduğunu belirten Hizbullah lideri, "İlk hedef Gazze'ye karşı saldırganlığı durdurmak; ikinci hedef Hamas ve Gazze için zafer" dedi. Arap ve Müslüman ülkelere de seslenen Nasrallah, 'en azından Gazze'ye yönelik saldırganlığa son vermek için çalışmaları gerektiğini' belirtti.

8 Ekim'den bu yana İsrail ordusu ve Hizbullah arasında Lübnan sınırındaki karşılıklı saldırı ve çatışmalar hakkında da konuşan Nasrallah, 'sınırda olanların çok mütevazı görünüyor olabileceğini, ancak çok önemli olduğunu' savundu. Kendilerinin de son çatışmalara 8 Ekim'de dahil olduklarını hatırlatan Hizbullah lideri, sınırda yaşananların 1948 yılından bu yana eşi görülmemiş bir durum olduğunu belirtti.

Nasrallah'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Aksa Tufanı harekatı birçok cepheye yayıldı. Her bakımdan (insani, ahlaki, dini) tam meşruiyete sahip bir savaş arıyor olsaydık, bu işgalcilerle gerçekleştirilen savaş gibi bir savaş bulamazdık. Tüm dünyada dayanışma gösteren tüm ülkelere, tüm halklara, Yemen ve Irak direnişine selam olsun. Bu savaş yüce Allah adına yapılacak en büyük savaştır. İsrail'e karşı savaşmanın ilahi bir dava olduğu açıktır. Bu Allah'ın yolunda bir savaştır. Gazze halkının dünyada benzeri yoktur.  Hiçbir Amerikan veya İsrail baskısı irademizi kıramaz.

Avrupa Birliği, Arap Ligi ve Birleşmiş Milletler gibi tüm uluslararası örgütleri Filistin'i görmezden gelmekle suçluyoruz.

Bugün kendi duruşumuz üzerinde açıklama yapacağım. Pozisyonumuzu netleştireceğiz. 57 yıldır Filistin halkının yaşamış olduğu bir dram var. Ancak son yıllarda Filistin'deki durum çok zorluydu. Mevcut Filistin hükümeti durumu daha çok zorlaştırdı.

"AKSA TUFANI DİRENİŞ TARAFINDAN DÜZENLENEN BAĞIMSIZ BİR HAREKAT"

El Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de yaptığı operasyon, Filistin davasının dünyanın gündemine girmesi için gerekliydi. Aksa Tufanı, direniş tarafından düzenlenen bağımsız bir harekattı.

(Hamas'ın 7 Ekim saldırısı) Operasyonun başarısı, gizliliğine bağlıydı. Bu da gayet anlaşılır ve mantıklıydı. Aksa Tufanı, tamamen Filistin Direnişi'nin yöneticilerinin kararıydı. Hiçbir şekilde bölgesel güçlerin etkisi olmadı. Hayatını kaybedenler de Filistinli. Bu dava Filistin'in davasıydı, Filistin'in kararıydı.

Dünya Filistin'i unuttu, koşullar kötüleşmeye devam ederken Filistin dünya için son öncelik oldu. Böyle büyük bir olayın (Aksa Tufanı) olması kaçınılmazdı ve bu dünyada insanlık konusunu yeniden gündeme getirdi.

"İSRAİL'İN GÜVENLİĞİ, ÖRÜMCEK AĞI KADAR ZAYIFTIR"

Bu büyük operasyon neye neden oldu? İsrail rejiminde büyük bir güvenlik, siyasi depremi yarattı. İsrail'in güvenliği, örümcek ağı kadar zayıftır. Dost düşman ortaya çıktı. ABD, İsrail'in yanındadır. Hani İsrail güçlüydü? ABD savaş gemileri İsrail'i kormak için bölgeye geldi. Düşman, ilk günden itibaren Amerika'dan yardım istedi, ki biz daha başlamadık.

Daha hiçbir şey başlamadı bile ve dünyanın dört bir yanından ülkelerin başkanlarını, bakanlarını, generallerini, milyarlarını gönderdiğini görüyoruz.

Buradan Araplara sesleniyoruz; bu demokrat, insan haklarına saygılıi insan haklarını koruyan dediğiniz bu ülke bugün Gazze'de çocukları, halkları katletti ve bunu bütün dünyaya gösterdi. Bunlara rağmen kör bir sessizlik var. Otuz gündür Gazze soykırıma uğruyor, bütün dünyanın gözü önünde yok ediliyor.

"BU SAVAŞIN SORUMLUSU ABD"

Bu katliamda ABD'nin payı ilk sırada. Bu savaşın sorumlusu ABD'dir, İsrail sadece bir maşadır. Yaşanan tüm katliamlardan ABD sorumludur, cezaya mahkum edilmelidir.

Bu savaş, diğerleri gibi değil. Bu savaş; öncesi, sonrası gibi olmayacak bir savaş. Bu savaş, ayırt edici bir savaştır. Bu savaştan sonrası, kesinlikle eskisi gibi olmayacaktır ve bu hepimize sorumluluğu üstlenmeyi gerektiriyor. İlk hedefimiz Gazze'ye yapılan saldırıları durdurmak, ikinci hedefimiz Gazze'deki direnişin zafer kazanmasıdır.

22 Arap ülkesi var, hiçbiri Gazze'den bir yaralıyı çıkaramıyor. Acizlik bu noktaya mı ulaştı? Asker, füze göndermiyorsunuz; peki Refah Sınır Kapısı'nı açmaya da mı gücünüz yetmiyor?Arap ülkeleri İsrail'e gaz ve petrol akışını kesmeli.

"SINIRDAKİ OPERASYONLARA DEVAM EDİYORUZ AMA YETERLİ OLMAYACAK"

Lübnan cephesinde ne olacak? 'Hizbullah savaş başlatacak' diyorlar. Biz zaten 2. gün Lübnan sınırında savaşa girdik, biz 8 Ekim'den bu yana zaten saldırılar yapıyoruz. Biz sınırda yaptığımız operasyonlara devam ediyoruz ama bu yeterli olmayacak. Lübnan cephesinde 1948'den bu yana işgalciler yaşamadığı şeyleri yaşıyor. Temmuz savaşından bu yana bu kadar büyük çatışmalar yaşanmamıştı.

Savaşı ve saldırıları sona erdirmeliyiz. Hamas'ın bu direnişi kazanmasını sağlamalıyız. Gazze'nin kazanması Filistinlilerin kazanması anlamına geliyor, bölgedeki herkesin kazanması anlamına geliyor.

Lübnan cephesi Gazze'de yaşanacaklara bağlı. Lübnan cephesinde tüm ihtimaller açıktır, tüm seçenekler masadadır."

Editör: Selda Manduz