Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Halklar ve İnançlar Komisyonu Eşsözcüleri Yüksel Mutlu ile Mahfuz Güleryüz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 8 dilde hazırladığı Cuma ve Bayram hutbelerinde Kürtçeye yer vermemesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, milyonlarca yurttaşın konuştuğu Kürtçenin yok sayıldığı, bu durumun Kürt halkı için pek şaşırtıcı olmadığına dikkat çekilerek, “Diyanet’in bu faşizan ve ırkçı yaklaşımını itirazlarımıza rağmen değiştirilmedi ve site Kürtçeye kapatıldı” denildi.
‘DİYANET’İN TAVRI MÜNAFIKLIKTIR’
Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, Diyanetin bu uygulamasının ayetlere ters düştüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Kürtlerin kendi yurtlarında maruz kaldığı bu ırkçı tutum en başta ‘ümmetin kardeş ve eşit olduğu’ prensibini inkar ve reddetmektedir. Daha önce seçim propagandası için Kürtçe Kur'an mealleriyle meydanlara çıkan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu tavrı; en basit tabirle münafıklıktır. Bütün ilahi metinler insanlar tarafından anlaşılsın diye vahiy edildiğine göre bu mesajların muhataplarının diliyle verilmesi de ilahi bir emirdir. İnsanlar ilahi mesajları anlamak için farklı dilleri öğrenmek zorunda değildir. Kürt halkının dini ve ilahi mesajları sağlıklı bir şekilde öğrenmesi için ‘Türkçe biliyorlar’ veya ‘Türkçe öğrensinler’ gibi bir yaklaşım ilahi adalete sığmayan, ırkçılıktan beslenen çarpık bir yaklaşımdır” ifadelerine yer verildi.
‘SONUNA KADAR MÜCADELE’
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Dünyanın neresinde olursa olsun dilleri ve renkleri farklı olduğu için egemen totaliter rejimler tarafından ezilen, hor görülen, dilleri yok sayılan, asimile edilen ve kimliksizleştirilen halkların bu yok sayılmaya karşı verdikleri mücadele kutsaldır.
Bu rejimlerin ve Diyanet gibi kurumların tutumları ise Allah’ın ayetlerine meydan okumaktır. Diyanet’i inkar ve asimilasyon siyasetinin denetiminden çıkmaya, zorbanın değil adaletin tarafı olmaya çağırıyoruz. Başta Kürtçe olmak üzere ülkemizde yaşayan ve konuşulan tüm dillerde hizmet vermeye çağırıyoruz. Halkımız din hizmetleri almak için bu ırkçı yaklaşımı kabul etmek zorunda değildir ve kendisini yok sayan bu anlayışla sonuna kadar mücadele edecektir.”