Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Antep'te halk buluşmasına katıldı.
Savaş ve çatışmaların bir an önce bitmesini temenni eden Hatimoğulları, devamında önceki gün gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısına değindi. MGK sonrası yedi maddelik sonuç açıklandığını hatırlatan Hatimoğulları, şöyle konuştu:
"Bu yedi maddenin içinde üç madde var ki Azerbaycan-Ermenistan sorununa değiniyor. Rusya-Ukrayna savaşına değiniyor. İsrail’in Filistin saldırısına değiniyor. MGK, yedi maddelik kararında şunu ifade ediyor: Bu 3 yerdeki savaş ve çatışmaların bir an önce bitmesi, acil ateşkes ilan edilmesi isteniyor. Bizler elbette Türkiye’de, Ortadoğu’da ve bütün dünyada devam eden savaş ve çatışmaların bir an önce bitmesini istiyoruz. Rusya Ukrayna savaşının barışla sonuçlanmasını istiyoruz. Azerbaycan-Ermenistan savaşını uluslararası güçlerin oyuncak haline getirmesini kabul etmiyoruz. Başta Türkiye iktidarı bunu oyuncak haline getirmiştir. Bir an önce oradaki sorunların da halkların talebi doğrultusunda çözülmesini istiyoruz."
'KÜRT HALKININ SURİYE'DEKİ STATÜSÜ HUKUKSAL ZEMİNE KAVUŞMALI'
Parti olarak mazlum Filistin halkının yanında olduklarının altını çizen Hatimoğulları, “MGK, aldığı kararda ateşkesin tamamen bir sürece yayılarak devam etmesini istiyor. Fakat aynı MGK’nın 7 maddelik belgesinde de diyor ki, Rojava’ya saldırıya devam, Kürt halkına saldırıya devam. Orada ağlayan Filistinli kadınlara sözüm ona sahip çıkarken, katledilen minicik bebeklere sözüm ona sahip çıkarken ama Rojava’da Kürt çocuklarının katledilmesine, sivil alanların İHA ve SİHA’larla bombalanmasına kapı açmıştır. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Zaten kendi evinde barışı sağlayamayan bir rejimin bölgede barış talep etme ne hakkı ne hukuku vardır. Ne de meşruiyeti vardır. Bir an önce Rojava’da devam eden saldırılar son bulmalı. Kürt halkının Suriye'de elde etmiş olduğu statü hukuksal bir zemine bir ana önce kavuşmalı. Türkiye’deki halklar olarak Kürt halkı ve bütün halklar olarak mücadele vermeye devam edeceğiz."
‘SAYIN ÖCALAN ÜZERİNDEKİ TECRİT KALKMALI’
Hatimoğulları, cezaevlerinde "Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" talebiyle açlık grevi başlatıldığına da değindi:
"Kürt sorununu bölgede devam eden savaş ve çatışmalarla ifade ediyoruz. Ama sadece bu değil. Kürtlerin demokratik zeminde verdiği mücadeleyi Kürt halkıyla dayanışan Türkiye’deki bütün sol sosyalist bileşenlere saldırılar ne yazık ki hız kesmiyor. Bugün Sayın Öcalan üzerindeki tecrit devam ediyor. Yıllardır uygulanan ağır tecrit kabul edilemez seviyeye ulaşmıştır. Biz burada başta CPT olmak üzere bütün uluslararası hukuk ve hak örgütlerini bu anlamda göreve davet ediyoruz.
Biraz önce bir annemizle konuştuk, yüzde 90 engelli bir çocuğunun cezaevinde neler çektiğini bizlere anlattı.
Yüzde 90 engeli olan bir insanı cezaevinde tutan bir vicdansızlık Filistin halkıyla dayanışacakmış. Yalanın daniskası bu. Cezaevinde insanların içinde bulunduğu koşullar çok ağır. Bir kere Türkiye’nin anayasalarına göre; cezaevlerinde hiçbir ağır hasta tutsak kalmamalıdır. Raporlar ortadadır, ATK yanlı davranmaktadır. Derhal hasta tutsaklar serbest bırakılmalıdır.
Sayın Öcalan’ın üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin ortadan kalkması ve fiziki özgürlüğüne kavuşması için ayın 27’sinde cezaevlerinde açlık grevleri başladı. Şubata kadar dönüşümlü olarak sürdüreceklerini ifade ettikleri açlık grevlerinde amaç Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin kalkması ve onun fiziki özgürlüğüne kavuşmasıdır. Bunun bir diğer anlamı şudur. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümünü istiyorlar. Yani insanlar bedenlerini açlığa bu nedenle yatırdılar. Umut ediyoruz ki bu açlık grevleri ağır tablolarla sonuçlanmadan taleplerinin yaşama geçmesiyle birlikte zaferle son bulur."
‘BELEDİYELERİ SÖKE SÖKE ALACAĞIZ’
Yaklaşan yerel seçimlere değinen Hatimoğulları, devamında şunları söyledi: “AKP belediyelerinin kayyım atadığı HDP belediyelerinden öğrenecek çok şeyi var. Onlar kayyım atadı diye zannetmesinler ki o belediyeler sahipsiz, söke söke alacağız! Diyoruz ki AKP’li belediyelere sizler kayyım atayarak halkın iradesini, halkın seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırarak hiçbir şeye hizmet edemezsiniz. Böyle bir sistemi sürdüremezsiniz. Halk, iradesiyle belediyelerini alacak. Bu konuda en kararlı şekilde çalışmalarımızı başlatmış durumdayız. Aldığımız kararlar gereği, kayyım atanmış bütün belediyelerimizi kayyımdan kesinlikle geri alacağız. Az farkla kaybettiğimiz bütün belediyeleri bizler kazanacağız. O az farkı siz değerli halklarımızın kapı kapı gezerek ev ev gezerek buradan Mardin’i, Urfa’yı, gerekirse telefonlarla arayarak oylarımızı şimdiden konsolide ederek çalışmalarımızı sürdürmek zorundayız.
'BATIDA KAZANMAYA ODAKLANAN STRATEJİ İZLEYECEĞİZ'
Bizler batıda kazanmaya odaklanan bir strateji izleyeceğiz. Bizler elbette mevcut olan rejimin devamından yana değiliz. Bu rejimin tasfiye olması için elimizden gelen her türlü mücadeleyi yürüteceğiz."
Kaynak: Mezopotamya Ajansı