2019'da yapılan yerel seçimlerde, iktidara kaybettirme stratejisi izleyip, Batı illerinde aday çıkarmayarak CHP adaylarını destekleyen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), bu stratejisini değiştirdi.

DEM Parti, seçim işbirliklerine tamamen kapıları kapatmamakla birlikte, yerel seçimlere kendi adayları ile katılma kararı aldı.

Bakandan çağrı cihazı patlamaları açıklaması: Türkiye'de risk var mı? Bakandan çağrı cihazı patlamaları açıklaması: Türkiye'de risk var mı?

Parti, başta İstanbul olmak üzere, Kürt nüfusun da yoğun olduğu yerlerde seçim sonuçlarında etkili olacak. Bu nedenle DEM Parti'nin alacağı tutum, hem Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hem de metropol belediyelerini yöneten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) açısından kritik önemde.

AKP’nin yeniden kayyım ataması durumunda toplumsal örgütlenmeye gideceklerini ifade eden Hatimoğullarrı, “Demokratik zeminde seçim kazanmayı örgütlerken, aynı anda kayyımlara karşı da en geniş toplumsal örgütlenmeyi sağlayacağız. Hedefimiz bu.Halk orayı terk etmeyecek. Kayyım isteği gibi gelip, "Ben burayı aldım" diyemeyecek. Çünkü halk o sandıklara sahip çıktığı gibi, belediyesine de sahip çıkacak. Yani AKP'nin halkı kovacak gücü varsa, milyonları kentten kovsun o zaman. Çünkü bu seçimi milyonlar kazanıyor. Halk belediyesine sahip çıkacak. Eğer o kentteki herkesi, milyonları gözaltına almayı planlıyorlarsa; o zaman başka bir evreye geçilmiş olur. Ben iktidarın gücünün buna yetmeyeceğini düşünüyorum” dedi.

Parti Meclisi’nde, “yerel seçimlerde işbirliği ve diyaloğa açık olunması” kararı alan DEM Parti’nin; İstanbul, İzmir ve Adana’nın bazı ilçeleri dahil 27 ilçede aday çıkaracağını açıklaması kafaları karıştırdı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları partisinin seçim stratejisi, hazırlıkları ve izleyeceği yol haritasına ilişkin BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın sorularını yanıtladı.

‘EŞ BAŞKAN’ İFADESİNE AÇIKLIK GETİRDİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, partisini ziyaretinde neden “Size CHP Eş Başkanı diyesim geldi” dediğini ilk kez açıklayan Hatimoğulları'nın, “Partinizi ziyaretinde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e ‘Size CHP’nin eş başkanı diyesim geldi’ dediniz. Kimi kastettiğiniz çok tartışıldı, hatta ‘Ekrem İmamoğlu’nu kastetti’ yorumları yapıldı. Kimi kastettiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“İnsanın nutku tutuluyor derler ya, insanlar nasıl anlamlar çıkardı böyle bir şeyden. Şimdi bizde dil alışkanlığı, ağız alışkanlığı var. Mesela geçmiş dönemde ben partinin diplomasi çalışmalarındaydım. Dışişleri Komisyonu üyesiydim. Ve gerek Orta Doğu'da, gerek Batı'da gittiğimiz her yerde böyle dil sürçmesi olmuştur, ‘Eş Başkan’ demişizdir.

Aslında konuşmaya başladığımda dilim sürçüyordu, eş başkanlık çıkıyordu ağzımdan. Bu yurt içinde, yurt dışında, çoğu yerde ağzımızdan kaçırdığımız bir dil sürçmesi. Keşke, sol veya sağ fark etmeksizin, Türkiye’deki bütün siyasi partiler eş başkanlık sistemine geçse. Hatta ben bakanlıkların bile eş bakanlar olması gerektiğini düşünüyorum. Tamamen onunla alakalı bir dil sürçmesi. Fakat çok farklı anlamlar çıktı. Bizde zaten eş başkan bir kadın, bir erkek olarak temsil ediliyor. İki erkek eş başkan diye bir şeyi zaten kast etmem. Tabii bunu ben yorumcuların kendi hayal güçlerine veriyorum.”

DEM Parti, geçtiğimiz günlerde birçok ilçe için belediye başkan adaylarını açıklamıştı. Bu konudaki, “Aday açıkladığımız yerler arasında CHP’nin kalesi olarak bilinen veya CHP’de olan yerler de var. Seyhan, Adalar, Esenyurt gibi... Bu açıklama, “Biz buralarda işbirliğine kapalıyız” anlamına mı geliyor? Yoksa bu 27 ilçe yeniden müzakere edilebilir mi?” sorusuna yanıt veren Hatimoğulları, şunları söyledi:

“İlk elden aldığımız karar, buralarda aday çıkarmak şeklinde. Çünkü bu ilçeleri, biz kendi oy oranımızı da göz önünde bulundurarak belirlendik. Seyhan’da oldukça güçlüyüz, 100 bine yakın oyumuz var. Çok yüksek bir oy. Adalar’da oy oranımız oldukça yüksek. Buralar tesadüfen seçilmiş yerler değil. Nerede güçlüyüz, nerede aday çıkarabiliriz diye biraz da buralara bakarak, bu liste ortaya çıktı. İlerde süreç nereye evrilir, şu an için kestiremiyorum. Ama şu anda 27 merkez için aday çalışmalarına başlamış durumdayız. Zaten Batı’da epeydir genel olarak aday kabulümüz başlamıştı. Buralarda daha güçlü aday kim olabilir, o kente kim daha güçlü seslenebilir, onu da bu kent uzlaşısıyla açığa çıkarmak istiyoruz.

Hatimoğulları, muhabirin, “CHP geldi, ‘Adayımızı destekleyin’ dedi. Siz, ‘Bir dakika durun, kent uzlaşısı arayacağız’ mı diyeceksiniz? Mesela açıkladığınız yerlerdeki adayı çekip çekmemeye nasıl karar vereceksiniz? Şartlarınız ne olacak?” sorusuna da yanıt verdi.

2019’daki seçimleri hatırlatan ve bu dönemde aynı stratejiyi izlemeyeceklerini belirten Hatimoğulları, şunları kaydetti:

“2019'da salt iktidara kaybettirmek üzerine bir stratejisi geliştirmiştik. Bu dönem aynı stratejiyle gitmeyeceğimizi, kazanma stratejisinin de bizim için elzem olduğunu ortaya koyduk. Bu dönemde, kendi seçmenimizin, insanımızın iradesinin yerel yönetimlere yansımasını istiyoruz. Kapalı kapılar ardında bizi yıpratan bir tartışma oldu. Yanımızda gözükün, gözükmeyin...Biz bu tartışmadan yorulduk. Bu toplum bunu hak etmiyor, DEM Parti’nin seçmeni de hak etmiyor. Türkiye hak etmiyor bunu.

Parlamentoda grubunuz varsa eşit haklara sahipsiniz. Kiminle işbirliği içinde olacaksak, o işbirliği eşit koşullarda, masa etrafında herkesin gözü önünde görünür bir şekilde olsun istiyoruz. “Biz bu adayı çok beğendik, harika bir adaydır”. Bu, bizim için tek başına işbirliği yapmakta yeterli olmayacaktır.

O yüzden baştan açık, şeffaf, demokratik ilkeler çerçevesinde masaya oturulacaksa, diyalog kurulacaksa, bu ortaklıkları konuşmaya hazırız. Ancak daha henüz oturulmuş, konuşulmuş, müzakere edilmiş hiçbir şey yok.

'KAYYIM KONUSUNDA AÇIK TUTUM GEREK'

Önce ilin, ilçenin dinamiklerine bakılır. İstanbul özelinde dar anlamda bir yorum yapmam. Bütün bunların müzakereye ihtiyacı var. DEM Parti’nin, diğer partilerin koşulları nedir? Aday bizim seçmen kitlemiz tarafından kabul gören bir aday mıdır, değil midir; dünya görüşü nedir? Bütün bunlar bizim için kriter olacak.

Parti Meclisi’nde en çok öne çıkan noktalardan biri, hakikaten kayyımcı zihniyete karşı olması. Bu konuda açık tutum ortaya koyması çok önemli. Kadın erkek eşitliğine önem vermesi, ki bunlar demokrasinin asgari koşulları. İşbirliğinin hangi aday etrafında gerçekleştiği de çok önemli. O yüzden bu dönem çoklu seçenekler üzerinden gideceğiz.”

Bir partiden işbirliği teklifi bekleyip beklemediklerine yönelik soruyu yanıtlayan Hatimoğulları, bu konuyu şöyle açtı:

“Biz o kentteki bütün demokrasi güçlerinden, yeri gelecek kendimiz de gidip randevu talep edeceğiz. Kentler bazında da, merkezi düzeyde de olacak. Düşünün sendikaların genel merkezleri var. Kimi siyasi partilerin genel merkezlerine ziyaretler yapılacak. Mesela bizim Emek Özgürlük İttifakı’nın bileşenleri var. Onlar da tek tek ziyaret edilecek, onların da görüşleri alınacak. Yani akla sadece büyük partiler gelmesin.”

Bu konuda aktif bir rol üstleneceklerini belirten Hatimoğulları, “Fakat elbette işbirliklerine açık olduğumuzu söylediğimiz için bu randevu bizden talep edilebileceği gibi, biz de talep edebiliriz. Bunlar önümüzdeki günlerde belli olacak şeyler. Bunları karara bağlamış değiliz. Henüz karşılıklı talep edilmiş bir randevu yok. Ama önümüzdeki süreçte olmayacak anlamına gelmiyor. Biz böyle oturup, insanlar bizi ziyaret etsin diye bekleyecek değiliz. Bu konuda aktif bir rol üstleneceğiz, dinamik bir süreç işleyecek” dedi.

'AKP YENİDEN KAYYIM ATARSA…’

Kayyım atanan belediyeleri yeniden kazanacaklarını belirten Hatimoğulları, “Peki tekrar kayyım atanırsa ne yapacaksınız, bu durumla ilgili yeni bir eylem planınız var mı?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Biz aslında iki şeyi örgütlüyoruz şu anda. Birincisi seçimi kazanmak, ikincisi seçim kazanıldıktan sonra, halkın belediyesinin etrafını insan gücüyle sarıp sarmalaması. Yani geçmiş dönemdeki gibi olmayacak.

Geçmiş dönemde hep şunu söylemişimdir: AKP iktidarı rejim değişikliğine gittiği zaman, topluma bir şok doktrini uyguladı. Ve herkesin üzerinde ölü toprağı varmış gibi. Yani dayağı yiyorsun, hissetmiyormuşsun gibi. Aslında hissediyorsun ama tepki vermiyorsun gibi…

Şimdi bu şok doktrini etkisini kaybetti bu ülkede. Artık insanlar yediği sopanın da, karnındaki açlığın da sesini dinliyor ve buna tepki gösteriyor. Bu dönem geçmiş dönemdeki gibi olmaz. Demokratik zeminde seçim kazanmayı örgütlerken, aynı anda kayyımlara karşı da en geniş toplumsal örgütlenmeyi sağlayacağız. Hedefimiz bu.

Halk orayı terk etmeyecek. Kayyım isteği gibi gelip, "Ben burayı aldım" diyemeyecek. Çünkü halk o sandıklara sahip çıktığı gibi, belediyesine de sahip çıkacak. Yani AKP'nin halkı kovacak gücü varsa, milyonları kentten kovsun o zaman. Çünkü bu seçimi milyonlar kazanıyor. Halk belediyesine sahip çıkacak. Eğer o kentteki herkesi, milyonları gözaltına almayı planlıyorlarsa; o zaman başka bir evreye geçilmiş olur. Ben iktidarın gücünün buna yetmeyeceğini düşünüyorum.”

'DEMİRTAŞ’I ZİYARET EDECEĞİZ'

Muhabirin HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki “Seçimler sonrası aktif siyaseti bıraktığını açıkladı. Bir kırgınlık söz konusuydu. Sizin yeni eş başkanlar olarak kendisiyle bir temasınız oldu mu? Aktif siyasete dönüşü konusunda bir adım atar mısınız?” sorusuna yanıt veren Hatimoğulları, şunları belirtti: “

Selahattin Başkanla temasımızı hiç koparmadık. Önceden de, seçildikten sonra da devam ettirdik. Tuncer (Bakırhan) Başkanla kendisini ziyarete de gideceğiz. Aslında biz bu aralar gitmeyi planlıyorduk. Çok ciddi yoğunluk vardı, kendisi de ayın 24’ünde Kobani kumpas davasında savunmasını verecek. Tahminim, Ocak ayının ilk haftası, en geç ikinci haftası kendisini ziyaret edeceğiz. Onun da bilgisi var.

Selahattin Demirtaş, çok değerli bir siyasetçi, bu topraklara emeği geçen bir siyasetçi. Bu anlamıyla hepimiz için çok kıymetli, önemli. Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel… Bizden önce eş başkanlık yapan, emek veren çok sayıda insan cezaevinde. Ümit ediyoruz ki hepsi dışarıda olur. Kobani kumpas davası hukuki değil siyasi bir dava, HDP’den intikam alma davası. Biz bütün arkadaşlarımızın yanındayız, hepsi iletişim halindeyiz, hiçbir kopukluğumuz yok.

Selahattin Demirtaş’ın, aktif siyasete dönüşü olur mu olmaz mı tabii ki bilemeyiz, kendi bileceği bir şey. Ama tabii gittiğimizde biz bunları kendisiyle konuşacağız.”

Editör: Selda Manduz