Hatay’da halk 6 Şubat depremleri sonrası fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar içinde ve olağan hayatı, insani faaliyetleri büyük ölçüde kesintiye uğratan ve hatta durmasına yol açan bir yıkım içerisinde yaşamaya devam ediyor.

Hatay Ayağa Kalkıyor Platformu, deprem sonrasında “müdahale ve iyileştirme” adı altında yaratılan yeni yıkımlara, sağlık alanındaki asbest ve pek çok tehlikeye dikkat çekmek adına yarın saat 17.00’de Habib-i Neccar Camii önüne yürüyerek bir basın açıklaması gerçekleştirecek.

Yapılacak yürüyüş ve basın açıklaması öncesi ilgili yetkililere kentin yeniden inşası için çağrıda bulunan platform aynı zamanda doğa olayını afete dönüştüren kusur ve ihmaller, krizi yönetmekteki yetersizlik ve eksiklikler, merkez, yerel idarelerin deprem sırasında ve sonrasında gerçekleştirdikleri işlemlerdeki hukuksuzluğa ve programsızlığa dikkat çekti.

ASBEST TEHLİKESİ YAŞAMI TEHDİT EDİYOR

Yapılan çağrıda kentin yeniden inşası noktasında çalışmaların enkaz kaldırma işleminden öteye gidemediği belirtilirken, enkaz kaldırma işlemlerinin ise Hatay halkının sağlığını tehlikeye atacak şekilde yapıldığına dikkat çekildi:

"Merkezi ve yerel idare, deprem ve ardından ortaya çıkan sorunların çözümünü 'Hızlı bir şekilde enkaz kaldırma ve yeniden inşa etme' olarak görüyor. Bu anlayışla şehrimiz, hukuksal mevzuat ve afet yönetiminin gerektirdiği koşullar ve program oluşturulmadan, acele ve keyfi bir şekilde inşaat firmalarına teslim edilmiş bulunuyor. Yerleşim alanlarında, depremden zarar gören binaların yıkımı asbestli malzemenin sökümü yapılmadan gerçekleşiyor! İş makineleri bu malzemelerin mikron boyutuna kadar kırılmasına yol açıyor. Yıkıntı atıkları ayrıştırılmadan, asbestli malzemeler gömülmeden depolanıyor! Asbest lifleri, cıva, silika gibi tehlikeli birçok kimyasal, rüzgarın, yağmur ve sellerin yardımıyla çok büyük bir alana kontrolsüzce yayılıyor ve burada yaşayan herkes bu toza maruz kalıyor!”

"GEREKLİ ÖZEN GÖSTERİLMEMESİNİN AĞIR SONUÇLARINI YAŞIYORUZ"

Deprem sonrasında “müdahale ve iyileştirme” adı altında yapılacak pozitif yükümlülüklerin profesyonel bir biçimde uygun araç gerekçelerle ve uzman kadrolarla yapılması gerektiğinin altının çizildiği açıklamada şu an yapılan çalışmalarda bunların yapılmadığı belirtildi. Açıklamada, “Bizler, gerekli ve yeterli bir istek, bir özen gösterilmediğini, gerekli koordinasyonu oluşturulmadığını gözlemliyoruz ve bunların ağır sonuçlarını acı içinde yaşıyoruz!” denildi.

İLGİLİ VE YETKİLİ KURUMLARA ÇAĞRI

Yetkili tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversite ve bilim insanlarına, insan hakları, doğa ve çevre savunucularına, meslek odalarına yapılan çağrı şu şekilde:

*Merkezi ve yerel idareyi tüm bu sorunlara ilişkin, etkin, kalıcı ve bütünsel çözümleri derhal oluşturmaya;

*Yetkili ve sorumlu birimlerin, enkaz kaldırma, yıkım, ayıklama, taşıma, döküm ve depolama işlemlerinde anayasal ve yasal sorumluluklarının gereğini derhal yerine getirmeye, kanun ve yönetmeliklere uygun davranmaya, halkın sağlığını koruyacak önlemleri almaya; çevre koruma, hava, toprak, su kirliliğini önleme planları yapmaya ve etkili uygulamaya çağırıyoruz!

*Bu konularla ilgili, yurttaşlar olarak doğru bilgilendirilme yapılmasını ve sürecin şeffaf yürütülmesini istiyoruz!

*Sit alanından kepçe ve kamyonlarla kaldırılan kültürel molozun, bu halkın yüzyıllardır üst üste koyduğu birikimi, el emeği, göz nuru, geçmişi ve geleceği olduğu unutulmadan, ait olduğu yere geri dönmesinin sağlanmasını istiyoruz! Kültürümüzün yerine dönmesi, bizim şehrimize geri dönüşümüzü ve onu yeniden ayağa kaldırmamızı sağlayacak en güçlü bağımızdır. Bu bağın korunmasını istiyoruz!

Kaynak: Evrensel

Editör: Selda Manduz