Politika

Hamas’ın mali kaynakları hakkında neler biliniyor?

Hamas’ın mali kaynakları şeffaf değil, karmaşık. Aynı zamanda bu kaynaklar Gazze Şeridi’nin çok ötesine de uzanıyor.

Abone Ol

ABD, Avrupa Birliği ve birçok Batı ülkesi tarafından "terör örgütü" olarak kabul edilen Hamas’ın uluslararası bankacılık sistemine erişimi bulunmuyor. Mali yapısı üzerinde de 20 yıldan uzun süredir yaptırımlar bulunuyor.

Buna karşın Hamas, 7 Ekim'de binlerce roket, insansız hava aracı ve diğer ileri teknoloji ürünü ekipmanlarla İsrail'e sürpriz bir saldırı gerçekleştirebildi.

Peki kaynak sıkıntısı yok gibi görünen örgüt, finansal olarak nasıl ayakta duruyor?

İzzeddin el-Kassam Tugayları olarak bilinen silahlı kanat, İsrail'de intihar saldırıları dahil çok sayıda silahlı eylem düzenledi.

Hamas bunun yanında, 2,3 milyondan fazla insanın yaşadığı Gazze Şeridi’ni yönetiyor ve yaklaşık 50 bin görevlinin maaşlarını ödüyor.

Gelirlerinin bir kısmını Gazze halkından topladığı vergiden elde ediyor. Diğer büyük maddi kaynakları arasında yakın uluslararası hedefleri olan ülkelerden gelen yardımlar ve hayır kurumları üzerinden gelen destekler yer alıyor.

Ancak 7 Ekim saldırısı Hamas’ın gelişmiş askeri donanıma erişimi olduğunu da gösterdi.

İslamcı örgüt, uygulanan yaptırımları aşmak için kripto para birimlerini kullanıyor ve bu yolla uluslararası yatırımlara yönelebiliyor.

KATAR'LA İLİŞKİLER

Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan bu küçük Körfez ülkesi, 2007 yılında El Fetih ile yaşanan kanlı kopuş sonrası Türkiye ile birlikte Hamas'ın yanında yer alan birkaç devletten biri oldu.

Katar aynı yıl, İsrail ablukası altındaki Gazze’deki Filistinlilere insani yardım sağlama kararı aldı.

2012 yılında, dönemin Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife El Sani, Hamas yönetimindeki Gazze'yi ziyaret eden ilk devlet başkanı oldu ve milyonlarca dolarlık yardım sözü verdi.

Bu yardımlar İsrail’in onayıyla Gazze’ye girebildi.

Katar, Hamas liderlerine ev sahipliği yapmaya da Suriye iç savaşı ile başladı. Şam’daki tarihi "karargahlarından" ayrılmak zorunda kalan Hamas liderlerinin, 2012'de Doha'ya yerleşmesine izin veren Katar, örgüte siyasi destek de sağlamaya başlamış oldu.

Hamas lideri İsmail Haniye ve onun selefi Halid Meşal, tıpkı 2021’de ülkelerine dönene kadar Taliban liderlerinin yaptığı gibi Katar'ın başkentinde yaşıyor.

Körfez ülkesi, bu ev sahipliği sayesinde Batılı güçlerin "terörist" olarak gördüğü gruplarla, kimi zaman dolaylı yapılan müzakerelerde kilit bir oyuncu haline geldi.

Geleneksel olarak Mısır’ın üstlendiği Hamas ile İsrail arasındaki aracılık rolü artık öncelikli olarak Katar tarafından oynanıyor. Bu yeni durum İsrailli rehineler üzerine müzakerelerde açıkça ortaya çıktı.

Aynı zamanda Orta Doğu'daki en büyük ABD askeri varlığına da ev sahipliği yapan Katar, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın etkilerini hafifletmek amacıyla yıllar içinde Filistinlilere milyarlarca dolar insani yardım gönderdi.

Doha bu paranın Hamas için değil Filistinliler için olduğunda ısrar ediyor.

Bu yardımın ne kadar olduğu belli değil ancak uzmanlar 2014'ten bu yana 1 ile 2,6 milyar dolar arasında olduğunu tahmin ediyor. Bu miktar İsrail ile yapılan savaşlar sonrası Gazze’nin yeniden inşasına yardımcı oldu.

2016 yılında Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad es-Sani, ülkesinin “Gazze’deki kardeşlerinin acılarını hafifletmek” için aylık 30 milyon dolar tahsis edeceğini duyurdu.

Bu miktar, yaklaşık 50 bin Gazzeli memurun maaşlarının bir kısmının ödenmesine, jeneratörleri besleyecek yakıtın satın alınmasına ve en yoksul ailelere 100 dolar yardım çeki verilmesine olanak sağladı.

Katar'daki Northwestern Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Profesörü Khaled el-Hroub, BBC'ye fonların ABD ve İsrail ile koordineli olarak aktarıldığını söyledi:

"Gazze de dahil olmak üzere Filistin topraklarına aktarılan dolarlar muhtemelen dünyada en yakından takip edilen dolarlar. ABD gizli servisleri, İsrailliler, Ürdünlüler ve Mısırlılar bu akışı çok yakından takip ediyor, çünkü bu miktarın bir kısmı bankalar aracılığıyla geliyor.”

Hamas üzerine pek çok eserin yazarı olan Filistinli uzman el-Hroub şöyle diyor:

“Bu para Doha'dan İsrail'e aktarılıyor ve Katar elçiliği mensuplar tarafından, kuzeydeki Erez geçiş noktası üzerinden nakit olarak Gazze'ye giriyor. Daha sonra postaneler ve süpermarketler aracılığıyla doğrudan yetkililere ve yoksul ailelere dağıtılıyor.”

Bazı uzmanlar, bu yardım parasının bir kısmının Hamas'ın silahlı kanadının eline geçtiği konusunda emin. Ancak Hamas bu iddiayı her zaman inkâr etti.

Filistinli uzman el-Hroub da yardım parasının askeri amaçlar için kullanıldığının hiçbir kanıtı olmadığını söylüyor.

“Hamas'ın ana ekonomik sorunu siyasi yapısını ya da silahlı kanadını finanse etmek değil. Bu işin neredeyse en kolay kısmı. Örgüt için en zor şey, Gazze'de insani sıkıntı içindeki milyonlarca Filistinliye gerekli mali desteği verebilmek. Hamas da bu baskıyı hissediyor."

Filistinli uzman, Katar parası ve uluslararası yardımların "bir ağrı kesici işlevi gördüğünü, sorunun kökenini değil semptomlarını tedavi ettiğini" savunuyor.

BM YARDIMLARI

Kısa adı UNRWA olan Birleşmiş Milletler (BM) Orta Doğu'daki Filistinli Mülteciler Ajansı Gazze'deki birincil insani yardım kuruluşu konumunda bulunuyor.

BBC'ye konuşan bir UNRWA sözcüsü, kendi yardımlarının, önceden güvenlik kontrolünden geçirilmiş kendi ekipleri tarafından dağıtıldığını savundu.

BM ajansı ayrıca bağımsız bir kuruluş tarafından yıllık olarak denetimden de geçiriliyor.

BBC’ye konuşan sözcü, "Yüklenicilere, tedarikçilere ve personele yapılan tüm ödemeler, Terörle Mücadele Finansmanı incelemesine tabi bir bankacılık kuruluşu aracılığıyla gerçekleşiyor” dedi.

İRAN FAKTÖRÜ

Hamas, "Direniş Ekseni" olarak tanımlanan bir ittifakın parçası. Bu birliktelik içinde İran’ın yanında Suriye ve Lübnanlı İslamcı grup Hizbullah da var.

Bu ittifakın temel ortak noktası İsrail ve Amerikan karşıtlığı.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’tan Orta Doğu uzmanı Sanam Vakil, yakın zamanda yayımladığı makalede, İsrail'in bölgedeki nüfuzunu kontrol altına almak için Tahran'ın bölgede bir müttefikler ağı oluşturduğunu ve bu müttefiklerine "finansman, eğitim ve “silah konusunda yardımcı olduğunu kaydediyor.

Vakil'e göre İran, 1990'lardan bu yana giderek artan şekilde Hamas ve diğer Filistinli direniş gruplarına destek veriyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı'na göre Tahran yönetimi; Hamas'a, İslami Cihad'a ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ne her yıl 100 milyon dolar veriyor.

Washington’daki Yakın Doğu Politikaları isimli düşünce kuruluşundan Matthew Levitt, Hamas’ın, Suriye iç savaşı sırasında Beşar Esad’ı desteklemeyi reddetmesiyle, İran ile ayrı düşmesine karşın, Tahran’ın silahlı kuvvetleri desteklemeyi sürdürdüğünü kaydediyor.

Filistinli uzman el-Hroub’a göre Hamas’ın İran’dan ne kadar para aldığı belli değil, ancak örgüte buradan bir kaynak geldiği kesin.

Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye, 2022'de Al Jazeera’ya verdiği bir röportajda İran'ın ana bağışçıları olduğunu kabul etti ve füze sistemlerinin geliştirilmesine 70 milyon dolar katkıda bulunduğunu söyledi.

BBC, Tahran'ın Hamas'ı finanse ettiği iddiasına ilişkin İran Dışişleri Bakanlığı'na yaptığı başvuruya herhangi bir yanıt alamadı.

Kaynak: BBC Türkçe