10 Mart 2025Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği (ESÇEVDER), TBMM'ye sunulan İklim Kanunu yasa teklifine ilişkin eleştirilerini kamuoyuyla paylaştı. Dernek, mevcut yasa teklifinin halkın ve çevrenin yararına olmadığını vurgulayarak, kanunun sermaye odaklı neoliberal politikaların bir uzantısı olduğuna dikkat çekti.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE YETERSİZ KANUN TEKLİFİ
ESÇEVDER tarafından yapılan açıklamada, son yıllarda şiddetli kuraklık, sel felaketleri, orman yangınları ve çölleşme gibi doğal afetlerin arttığına dikkat çekildi. Özellikle Türkiye’nin iklim değişikliğini en fazla hisseden ülkelerden biri olduğu belirtilerek, İklim Kanunu'nun bu gerçekliğe uygun bir çerçeve sunmadığı ifade edildi.
ESÇEVDER yöneticileri, 20 Şubat 2025 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa teklifinin muhalif milletvekilleri ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından eleştirildiğini ancak bu eleştirilerin dikkate alınmadığını belirtti.
YASA TEKLİFİ NE GETİRİYOR?
Kanun teklifinin temel sorunlarından bazıları şu şekilde sıralandı:
Fosil Yakıtlardan Çıkış Planı Eksik: Emisyon azaltım hedeflerine ulaşmak için fosil yakıtlardan çıkış ve kömürün terk edilmesiyle ilgili net bir plan bulunmuyor.
Net Politikalar Sunulmuyor: Elektrik üretiminde kömür kullanımının ne zaman ve hangi yöntemlerle sona ereceği belirsiz.
Adil Geçiş Modeli Yok: Fosil yakıtlı sistemlerden çıkış sürecinde emekçilerin durumu ve yeni düzene uyum sağlamaları konusunda herhangi bir plan sunulmuyor.
Doğaya ve Topluma Katkısı Yok: Kanunun temel amacının doğayı ve toplumu korumaktan çok, karbon piyasası ve emisyon ticareti yoluyla sermaye sahiplerine yeni ticari fırsatlar sunmak olduğu ifade ediliyor.
"GERÇEK BİR İKLİM KANUNU HAZIRLANMALI"
ESÇEVDER, mevcut yasa teklifinin piyasa ekonomisine hizmet ettiğini ve sermaye sınıfının çıkarlarını ön planda tuttuğunu belirterek, "Gerçek bir iklim kanunu, doğayı ve insanı önceliklendirmelidir" dedi.
Dernek yetkilileri, "Kömür ve fosil yakıtların terk edilmesi için net bir plan sunulmalı, bu sürecin maliyeti, yıllarca bu kaynaklarla zenginleşen kesimler tarafından karşılanmalıdır" çağrısında bulundu.
Ayrıca, ekolojik suçlara karşı daha sert yaptırımlar getirilmesi ve halk sağlığının garanti altına alınması gerektiği vurgulandı.
ESÇEVDER, iklim politikalarının doğayı ve toplumu koruma odaklı olması gerektiğini belirterek, "Yaşanabilir ve temiz bir çevreden eşit faydalanma hakkı, temel bir insan hakkıdır" ifadelerini kullandı.