Politika

EMEP: Yargılama sistemi üzerinde iktidar baskısı halkın mücadelesiyle kalkacak

Abone Ol

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, yeni adli yılın açılışı nedeniyle yazılı açıklama yayımladı.

Bağımsız yargı için vesayetin ortadan kalkması gerektiğini ifade eden Başkavak, "Baskıcı ve otoriter uygulamaların son bulması, eşitlik, adalet ve özgürlük özleminin gerçekleşebilmesi için yargı sisteminin demokratikleşme kuralları esasına göre en baştan değişmesi gerekir. Tek adam vesayetine göre değil adaleti esas alan, halkın seçme ve denetleme iradesinin işlediği, hakim ve savcıların tek adamın talimatları ve vesayetine göre karar vermediği, avukatların ve tüm yargı emekçilerinin insanca çalışma ve yaşama koşullarına kavuştuğu bir yargı sistemi kurulmalıdır" dedi.

“TEK ADAM YÖNETİMİ ALTINDA YARGI SİSTEMİ TAMAMEN İKTİDARA BAĞLI OLARAK İŞLEMEKTEDİR”

Başkavak tarafından yapılan açıklama şöyle:

"İktidarın yargı üzerindeki tahakkümünün ve baskısının giderek arttığı, yurttaşların adalet beklentisinin sonuçsuz kaldığı bir ortamda adli yıl açılışı gerçekleşiyor.

Tek adam yönetimi altında yargı sistemi tamamen iktidara bağlı olarak işlemektedir. Hakimler ve savcıların mesleğe alımından tayin ve terfilerine kadar bütün süreçler, yargı mensuplarının biat edip etmemesine göre siyasi iktidar tarafından belirlenmektedir. İktidarın, konjonktürel ihtiyaçları ile uyumlu kararlar vermeyen hakim-savcılar, kararnameler yoluyla sürgünle terbiye edilmektedir.

“YURTTAŞLARIN YARGIYA GÜVENİ SIFIRLANIRKEN, CEZAEVLERİ DOLUP TAŞMAKTADIR”

Siyasi iktidarın, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımadığını söylemekten çekinmediği bir düzende, temel hak ve hürriyetlerin güvence altında olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Yurttaşların yargıya güveni sıfırlanırken, cezaevleri dolup taşmaktadır. İnfaz Yasası’nda değişikler yaparak çıkartılan bir takım örtülü aflarla, tecavüzcüler, dolandırıcılar ve mafya elemanları serbest bırakılırken, düşüncesi ve siyasi faaliyetleri nedeni ile hapsedilenler bu düzenlemelerden faydalandırılmamaktadır.

“UCU SİYASİ İKTİDARA DOKUNAN SUÇLAR KARŞISINDA CUMHURİYET SAVCILIKLARI ÜÇ MAYMUNU OYNAMAYA DEVAM ETMEKTEDİR”

Gazeteciler, sendikacılar, hak mücadelesi verenler, sosyal medya kullanıcıları düşüncelerinden dolayı yargılanıp tutuklanmakta, ucu siyasi iktidara dokunan suçlar karşısında Cumhuriyet Savcılıkları üç maymunu oynamaya devam etmektedir. Anayasa ile güvence altında olduğu varsayılan sendikalaşma hakkını kullanan işçileri işten atarak suç işleyen patronların pervasızlığına, yargı düzeni kol kanat germektedir. Ülkemizin ormanlarının, akarsuların, doğasının, doymak bilmeyen kapitalist kar ve rant hırsına kurban edilmesine dur demesi gereken yargı, dur diyenleri hedef almaktadır.

CAN ATALAY VURGUSU

Siyasi iktidar, yargının temel unsuru, savunmanın temsilcisi, adil yargılamanın olmazsa olmazı olan avukatlık mesleğine yönelik saldırılarını sürdürmektedir. Zorunlu arabuluculuk, noterlere devredilen yargısal işler ve uzlaştırma gibi uygulamalarla, yargının piyasalaşmasının önü açılmaktadır. Avukatlar, günden güne yoksullaşmakta, bağımsız avukatlık hayale dönüşmektedir. Halkın oyları ile milletvekili seçilen avukat Can Atalay’ı cezaevinde tutmakta ısrar eden siyasi iktidar, bir adli yıl açılışını daha adalet ve hukuk üzerine hamasi nutuklar atarak geçirecektir.

Baskıcı ve otoriter uygulamaların son bulması, eşitlik, adalet ve özgürlük özleminin gerçekleşebilmesi için yargı sisteminin demokratikleşme kuralları esasına göre en baştan değişmesi gerekir. Tek adam vesayetine göre değil adaleti esas alan, halkın seçme ve denetleme iradesinin işlediği, hakim ve savcıların tek adamın talimatları ve vesayetine göre karar vermediği, avukatların ve tüm yargı emekçilerinin insanca çalışma ve yaşama koşullarına kavuştuğu bir yargı sistemi kurulmalıdır.

Adil bir yargı sistemi böyle bir sistemde kurulamaz. Adalet mücadelesi demokrasi mücadelesinin bir parçasıdır ve kazanmak için mücadelede ısrar edeceğiz."

Kaynak: Evrensel