“Elimizde acının kehribar tespihi
ki kayıp durmakta parmaklarımızdan
Ey şair
yine bölük pörçük anlattın
yine eksik bıraktın bir şeyleri
gün devrilmekte ama sen
tutmamışsın acımızın çetelesini
Sen sus artık, bize bundan sonrasını
dövüşen anlatsın”
Şair Ahmet Telli, 2017 yılında Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) yöneticisi Ulaş Bayraktaroğlu’nun Suriye’de öldürülmesinin ardından düzenlenen basın açıklaması sırasında “Dostlar, dostlar biz aylarca, yıllarca bu sokakları, bu caddeleri ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ diye inlettik. Halkların kardeşliğinin nasıl gerçekleşeceğini bize Ulaş Bayraktaroğlu gösterdi. Demek ki dövüşe dövüşe kazanılacak bu kardeşlik” konuşması ile "Dövüşen Anlatsın" adlı kitabından söz etmiş ve “Belki Yine Gelirim” adlı kitabında yer alan ‘Kayıp Adresteki- 1’ adlı şiirini okuduğu için ceza aldı.
Savcı 8 yıl istedi Mahkeme ise, Telli’nin üzerine atılı suçu işlediğini belirterek “terör örgütü propagandası” suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti.
Mahkeme, cezanın ertelenmesine karar verdi.12 Eylül ile 1981 Ocağında gözaltına alınan Ahmet Telli hapis yatan, işinden ekmeğinden olan şairlerden. Hapis yatmayan, zulüm görmeyen şair/yazar, düşünür, devrimci var mıdır acaba!“ Suya düşen bir karanfilse yüreğin, bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm. Vursun seni o taştan bu taşa o çağlayandan bu çağlayana.”
Dövüşen(ler) anlatsın, özgür değillerse hapiste anlatsın. Dövüşenler yeterince duyuramasalar da anlatmaktan geri durmadılar hiç. Egemen erke muhalif isen eğer anlatmak bir görev, aydınlatmak görevini üstlenenler hayattan koparılmamışlarsa eğer, anlatmaya devam ettiler hep. Özgür ya da değil. "Hayatı karartmaya gücü yetmeyecektir zulmün."
Çağına tanıklık eden, değiştirmeyi amaçlayan, kavganın ve sevdanın içinde olanlar anlatmayacak da kim anlatacak. Ahmet Telli’nin, “Dövüşen Anlatsın” kitabı 1980 yılında basılmış.
Kitabın İçinde Yer Alan Şiirler
Dövüşen anlatsın
Acının miladıyla
Çeliğin sessizliğinde
Yol ayrımı
Mülkümüz kederdir
Efkârlı olduğumuz doğrudur
Bir sevda ki
Bel bağlamadık sevdadan gayrisine
Elveda keder
Zulmün defteri eksik tutulmuştur
Günlüğü yoktur hüznün
Acının sarnıcı
Zamanı ve sevdayı kollamaktayız
Seher türküleri
Her seher yeniden
Direniş günleri
Kavgalar büyüdükçe
Bir hazin hikaye
Zulüm de biter
Gün ağarırken
Fazla söze gerek yok, kitaplarını ödüllerini anmaya da gerek yok. Kitapları defalarca yeni baskılar yapıyor. Sadece bir ödülü anmadan geçersem haksızlık olur düşüncesindeyim. Hüznün İsyan Olur kitabı ile 1980 Toprak Şiir Ödülünü 2 Temmuz 1993 yılında Madımak otelinde yakılan Metin Altıok'la paylaşmış.
Şair Ahmet Telli'nin basın açıklamasında okuduğu şiiriyle noktayı koyalım.
“Kayıp Adresteki-1
Sen dostumdun benim, gülünce güneşler açardı
Su gibi azizdin, yurdumdun, alnında ateşler yanan
Işıklı bir ırmak gibi aktığımız o uzun yürüyüş
Daha dündü sanki, her patlayan sağanak bunu anlatır
Fabrika düdükleri bunu anlatır bana her vardiyada
Hazırladığımız ilk taş baskısı afişi anımsar mısın
Bükülüp giden kent sokaklarını, fabrika önlerini
Sonra kitapları (kokuları hala burnumda onların)
Hangi mayısta taşıdık kentlere küllerin rengini
Gerçi gülistan olmadı ömrümüz, gam değil
Belki tanırdın ilk vurulanı, o gün hiç ağlamadık
Hayır ağlamadık, çıldırdık o gün çıldırasıya
Adını çocuklarımıza verdik onun, çoğaldı
Mezarlar çoğaldı o günden sonra, yetişmedi bize
Öldürülecek kadar büyümüştük, öyle demişlerdi
Ve hayat öylece akıp durdu işte, akıp duruyor
Kimilerinin bakışlarına yine karlar yağmış
Saçları dumanlı bir geçit sanki, dudakları lâl
Kitap yakanlar eksilmiyor, şu uçuşup duran
Kırlangıç ölülerini görüyor musun kentin üstünde
Sen dostumdun benim, gülünce güneşler açan
Bulutlara, rüzgara asarım suretini her akşam
Her akşam bir mektup yazarım dağlar kadar
Kayıp bir adresten geliyor sesin şimdi, üşüyorsun
Unutma dostumsun sen, neredeysen orada ölmek isterim.