Haklarında kara para aklama iddiaları çıktıktan sonra tutuklanan Dilan – Engin Polat çiftinin eski avukatı Çağdaş Çelik TELE1 ekranlarında yayınlanan ‘Haberin Olsun’ programında Burçin Atılgan’ın konuğu oldu. Çelik, Türkiye’nin gündeminden düşmeyen dava ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
İNTİHAR İDDİALARI
Çelik, Dilan Polat’ın ruhsal sağlığının bozulduğuna dair haberlere yönelik konuşan eşine intihar mektubu yazdığı iddiaları ile ilgili olarak, “Cezaevleri arasında yapılan görüşmeler kayıt altında tutuluyor. Eşiyle başka yolla görüşemeyeceğine göre bu beyanları doğru olarak kabul etmemiz gerekir. Sonrasında da bazı gazetecilere açıklamalar yaptığı ortada” dedi.
Çelik, “Ruhsal durumunun kötü olması normaldir çünkü böyle bir hayattan, zenginlikten dört duvar arasına girip bütün imkanlarının elinden alınması halinde ruhsal sağlığı çok iyi olan birinin bile psikolojisinin bozulması normaldir. Dilan zaten dışardayken de kendi açıklamaları vardı ‘ilaçlarla ayakta duruyorum’ diye. Şimdi o ilaçlara ulaşması da pek mümkün değildir. Özel reçetelere bağlıdır. Onların hapishaneye sokulması özel izinlere tabidir. Onlara ulaşamadığı için durumunun zaman zaman kötüleşmesi beklenilebilir bir şey zaten” dedi.
Polat çiftinin tutuklanmayı beklemediğini ifade eden Çelik, olayların bu raddeye gelmesinin ruh hallerini daha kötü hale getirmiş olabileceğini söyledi.
AHMET GÜN’ÜN İTİRAFÇI OLMA GİRİŞİMİ NEDEN REDDEDİLDİ?
Çelik, “Ahmet Gün’ün itirafçı olma girişimi neden reddedildi?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Verdiği bilgileri savcılık zaten ‘bunların çoğu bizim elimizde var’ diyerek yeterli bulmamış olabilir. O yüzden zaten kabul etmemiş olabilir.”
“Birçok şeyin bilgim dışında olduğunu ve mevcut durumla ilgili herkesin masumiyet karinesinin korunması gerektiğini ısrarla belirtiyordum” diyen Çelik şunları söyledi:
“Tabii ki yine aynı fikirdeyim ancak sonradan çıkan gizli tanıkların ya da itirafçıların bu Ahmet Gün’ün yanında çalışan hanımefendi itirafçı olmuştu. Onun beyanında şöyle bir şey geçti; ‘Biz MASAK raporunu aldık, hep birlikte analiz ettik. Hiçbir şey olmayacağına kanaat getirdik’ dendi. Benim takıldığım ve kızdığım nokta, tamamen fikrimin değiştiği nokta burası oldu. Ben bu olayların söylentileri çıktığında doğal olarak müvekkillerime sormak zorundayım. Ve Engin ve Dilan’la yaptığım görüşmelerde bunları sorduğumda tamamen hiçbir şeyden haberlerinin olmadığı, soruşturmadan da haberlerinin olmadığı, yasa dışı herhangi bir girişimlerinin olmadığından bana bahsederken bana gayet masum bir şekilde arka tarafta o raporu eline geçirip inceleyip bir şey olmayacağına kanaat getirip beni kandırma niyetine girersen bu işler değişir. Bana raporu getirmesine gerek yok, böyle bir durumun olduğunu dürüstçe söyleyebilirdi. Soruşturma dosyasından haberi olduğunu, araştırmalarının devam ettiğini söyleyip doğrusunu açıklayabilirdi. Ama avukatı durumundayken bana bile yanlış bilgi veriyorsa şüphelerimin tamamen artması olabilir.”
“DİLAN’IN HİÇBİR ŞEYDEN HABERİ OLMADIĞINA İNANMIYORUM”
Dilan Polat ve Engin Polat’ın ifadelerinde belirttiği gibi Dilan Polat’ın hiçbir şeyden haberi olmadığı ve sadece ekran yüzü olduğuna yönelik ifadelere inanmadığını belirten Çelik şu ifadeleri kullandı:
“Çünkü gösterilen evrakların altında imzaları var. Sonuçta bir şirket ortaklıkları var. Ne olursa olsun bu kadar büyümenin sorgulanması gerekir, özellikle kadınlar tarafından. Haberinin olmadığına inanmıyorum. Zaten ‘haberim yoktu’ demek suçtan kurtulmaya yeterli bir gerekçe değildir. Kanunu bilmemek masumluk anlamına gelmez.”