DEM Parti Hukuk Komisyonu Başkanı Öztürk Türkdoğan, PKK’nin ateşkes süreci, silah bırakma adımları ve Abdullah Öcalan’ın sürece katılımına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
PKK’NİN ATEŞKES KARARI VE SÜRECİN İŞLEYİŞİ
PKK’nin 9. ateşkes sürecine girdiğini belirten Türkdoğan, ateşkesin fiili bir çatışmasızlık ortamına dönüşmesi gerektiğine dikkat çekti. Örgütün kongre toplayıp karar alabilmesi için yalnızca çatışmasızlık değil, yasal güvencelerin ve garantilerin sağlanmasının önemine vurgu yaptı.
"ÖCALAN’IN PKK KONGRESİNE KATILMASI İÇİN TEKNİK KOŞULLAR YARATILMALI"
Türkdoğan, Abdullah Öcalan’ın çağrısının hayata geçirilebilmesi için çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini belirtti. Mevcut teknolojik imkanlarla Öcalan’ın fiziken kongreye gitmeden süreci yönetebileceğini ifade eden Türkdoğan, bunun için Türkiye’de yeterli yasal altyapının mevcut olduğunu ancak idari kararların alınmasının gerektiğini söyledi.
"PKK KONGRESİNİN GÜVENLİĞİ İÇİN KÜRDİSTAN BÖLGESİ VE IRAK GARANTÖR OLMALI"
Türkdoğan, PKK’nin kongresini güvenli bir ortamda gerçekleştirebilmesi için operasyonların ve istihbarat müdahalelerinin olmaması gerektiğini belirtti. Kongrenin Kürdistan Bölgesi’nde yapılmasının muhtemel olduğunu söyleyen Türkdoğan, Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve Irak’ın garantörlük sağlamasının önemine dikkat çekti.
NEWROZ’DA ÖCALAN’DAN MESAJ BEKLENTİSİ
Türkdoğan, yaklaşan Newroz Bayramı’nda Abdullah Öcalan’ın bir mesaj göndermesinin mümkün olduğunu ifade etti. Öcalan’ın çağrısının halk üzerinde büyük bir etki yaratabileceğini belirten Türkdoğan, mesajın sesli ve görüntülü olarak verilmesinin sürece dair soru işaretlerini giderebileceğini söyledi.
DEM Parti Hukuk Komisyonu Başkanı Öztürk Türkdoğan, Rûdaw TV Ankara Temsilcisi Şevket Herki’nin sorularını
Rûdaw: Süreç bundan sonra nasıl işleyecek? Ve özellikle Sayın Öcalan'ın kongreyi yönetmesi nasıl bir durum? Yani burada ne anlamamız gerekiyor? Bu mümkün mü?
Öztürk Türkdoğan: Şimdi PKK Sayın Öcalan'ın çağrısını açıkça uyacağını söyledi ve ateşkes ilan etti. Ben bu süreçleri incelemiş bir insan olarak 93'te başlayan birinci ateşkesin şimdi dokuzuncu ateşkes dönemine girdiğimizi bilmek isterim. Umarım bu ateşkes bir fiili çatışmasızlığa dönüşür ki PKK'nin kendi kongresini toplayıp çağrıya uygun karar alabilmesi için sadece çatışmasızlık da yetmiyor. Bazı yasal güvenceler ve çeşitli garantilerin sağlanması gerekiyor.
Burada da birinci konu. bu çağrıyı yapan Sayın Öcalan'ın bu çağrının gereğini yerine getirecek bir pozisyonunun olması lazım. Yani çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekir. PKK'nin yaptığı açıklamada da Sayın Öcalan’ın bu süreci yönetmesi istiyor. Şu anki teknolojik imkanlarda bu mümkün. Sayın Öcalan pekala fiziken bir yere gitmese de, bulunduğu yerde çalışma koşulları iyileştirilirse, teknolojik imkanlardan yararlanarak pekala bu süreci yönetebilir. Türkiye'de de bu konuda yeterli yasal altyapı vardır. Sadece idari bazı kararların alınması gerekir ki bunlar gerekliliktir. Bu çok önemlidir.
Sonuçta bu örgütün kararı alan bir kişinin bütün kademelerine hitap edebilmesi gerekir. Onların soracakları sorulara cevap verebilmesi gerekir. O güven ilişkisinin, ki vardır zaten bu güven, ama pekişmesi bakımından da bunun zaten sağlanması gerekir ki, bu sefer başarıya ulaşılabilsin. Çünkü biliyorsunuz Sayın Öcalan daha önceden PKK’yi fes etmişti ama çeşitli müdahaleler nedeniyle olamamıştı. Bu tarihi kısma girmeyeceğim. Bir başka konu kongre nerede yapılacak. Nasıl yapılacak? Operasyonlar olmaması gerekiyor. Bu da yetmez. Suikastların olmaması gerekiyor. Bu da yetmez. Yabancı istihbarat servislerini manipüle etmemesi gerekiyor. Bütün bunlar için de kongrenin yapılacağı coğrafyanın egemenliğine sahip ülkenin ki bu kuvvetle muhtemelen Irak'tır. Kuvvet de muhtemel Güney Kürdistan, yani Irak Federe Kürdistan bölgesidir. Dolayısıyla Irak Federe Kürdistan bölge yönetiminin ve Irak hükümetinin de bu konuda bir nevi garantör olması, çeşitli güvenceler vermesi gerekir. Bu güven ortamında kongre yapılırsa ve Sayın Öcalan da bu kongreyi teknolojinin verdiği imkanlardan yararlanarak yönetmesi sağlanırsa o zaman göreceksiniz, maksat hasıl olacaktır.
Rûdaw: Önümüzde Newroz da var. Şimdi Kürt kamuoyunda özellikle Newroz için de Sayın Öcalan'ın bir çağrısı, bir mesajı, beklentisi oluştu. Öyle bir şey olabilir mi?
Öztürk Türkdoğan: Olabilir. Dolayısıyla zaten İmralı'da olan görüşmede Sayın Öcalan'ın bizim heyetin okuduğu çağrıyı zaten kendisi de okumuş ve videoya alınmış. Yani pekala bunlar mümkündür. Çeşitli yasa tartışmalarına girmeye gerek yok. Bu konularla ilgili bir özel kanun var. Dolayısıyla altı bin beş yüz elli bir sayılı kanunun verdiği yetkiye dayandırmak pekala bütün bunların hepsi mümkündür. Hatta olması da faydalıdır. Çünkü Sayın Öcalan'ın Kürt halkı üzerinde mutlak bir otoritesi var, bir sevgisi var, bir saygısı var, bir güven var. Halkın kafasında çok değişik soru işaretleri var. Bu soru işaretlerini gidermenin en rahat yollarından biri. Newroz Kürtlerin ulusal günüdür. Bir diriliş günüdür. Bir yeni gündür Newroz. Hele hele Sayın Öcalan'ın çağrısıyla birlikte Kürtler bakımından Türkiye Kürdistan'ını düşündüğümüz zaman yenilenme, değişim, dönüşü ve sorunlarını demokratik yollarla çözme değişiminin, yeni gününü anlatır. Aynı zamanda bu Newroz bu çağrı Sayın Öcalan’ın sesinden ve görüntüsünden verilirse, halk nezdinde de çok inanılmaz bir etki yaratacağını söyleyebilirim.