Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP), sembolik açılışını Sivas Kongresi’nin 105. yıldönümü nedeniyle 4 Eylül’de Sivas’ta yaptığı Tüzük Kurultayı, bugün resmi olarak ATO Congressium'da toplandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kurultay salonuna eski genel başkanlar Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin ile birlikte geldi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek, Divan Başkanı seçildi. CHP'nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise kurultaya katılmadı. Kurultayda en önemli tartışmaların ön seçim, genel başkan kontenjanının artırılması ve parti kurullarında görev alanlara dönem sınırlaması getirilen maddelerde yaşanması bekleniyor.

Sadece delegeler ile onur kurulu üyeleri ve eski genel başkanların davet edildiği kurultayın açılış konuşmasını CHP Genel Başkanı Özgür Özel yapıyor. Özel'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

Merhaba. Memleketin dört bir yanında altı oklu bayrağı göndere çekip, orada tutanlara merhaba. 871 ilde baba ocağının kapısını açık tutanlara, 14 yıldır yaptığım gibi 10 aylık genel başkanlığımda da gittiğim her ilde, her ilçede, olağanüstü bir engel, mani yoksa örgütümüze uğradım. Girdiğim her ilçede ve il başkanlığında mutlaka önce onları yanıma çağırdım. Baba ocağını erkenden açıp çayı koyanlara, çorbayı kaynatıp bacayı tüttürenlere, birazdan gelirler deyip bizi bekleyenlere, bu örgütün emekçilerine merhaba. CHP'nin evlatlarına, Atatürk'ün askerlerine merhaba.

47 yıl aradan sonra belki de ilk kez şu anda Türkiye'nin birinci partisinin kurultayını ekranlardan izleyen milyonlara merhaba. Artık az değiliz, artık daha çoğuz. 31 Mart'ta partimize oy veren, umudunu bize bağlayan 4 milyondan fazla yeni seçmenimize merhaba. Rengini ay yıldızlı al bayraktan alan, siyasi partilerden değil, miletin ittifakıyla kuran aslan sosyal demokratlara, muhafazakar demokratlara, milliyetçi demokratlara, Kürt demokratlara, Türkiye'nin bütün demokratlarına, Türkiye İttifakı'na merhaba.

Bundan tam bir yıl önceydi; 6 siyasi parti ittifak halinde girdiğimiz seçimlerde çok istediğimiz, çok çalıştığımız, çok hak ettiğimiz bir seçimi maalesef kaybettik. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra toplumda siyasetten uzaklaşmaya ve büyük bir umutsuzluk dalgasına dönüşen bir ruh hali vardı. Gençlerin gözündeki fer sönmüştü. Büyüklerimizin omuzları düşmüştü. Yaşlılarımız Türkiye'de iktidar göremeyecek miyiz derken, gençler biz bu ülkede hayal kuramayacak mıyız, artık bu ülkede yaşayamayacak mıyız diye bizden hesap soruyordu. Oturduk, konuştuk, tartıştık. Hep birlikte bir yol açmak, yeni bir yol almak için yola çıktık. Artık hiçbir şey olmamış gibi davranamazdık ve davranmadık. Ve şunu söyledik; CHP değişecek, Türkiye değişecek. Bizim kurultaylarımız liderlerden talimat alan kurultaylar değildir. Bizim kurultaylarımız liderlere ve kadrolara talimat, görev verirler.

Değişim kurultayımızın açılışını 4 Eylül'de Sivas'ta yaptık. Sivas Kongresi, Atatürk'ün tespitiyle bizim ilk kurultayımızdır. Sivas Kongresi, bizlere mandayı ve himayeyi reddetme, kurtuluşu örgütleme, bağımsızlığı ilan etme ve yeni bir ülke, yeni bir demokrasi kurma görevi vermiştir. 1972 kurultayı Bülent Ecevit'i başkan seçmiş, ona ve kadrolarına, partimizi işçilerle, üretenlerle, hak arayanlarla buluşturma, sosyal demokrasiyi iktidar yapma görevi vermişti. Bu görevi kurultaydan aldılar ve 1975'te girdikleri 4 seçimden de partimizi birinci parti olarak çıkarmayı başardılar.

Geçen yıl 4-5 Kasım kurultayımız ise bizlere önce yerel seçimlerde, ardından genel seçimlerde partimizi birinci yapma, iktidar yapma görevi vermiştir. Kurultayımızın hemen ardından yaş ortalaması 43 olan gençlerle tecrübeyi bir araya getirdiğimiz parti meclisimizde çalışmaya başladık. Yaş ortalamsı 46 olan bir MYK oluşturduk. İki kurulda da siyaset tecrübeleri, akademik tecrübeleri ve yaşları benden yüksek fevkalade değerli isimler de vardır. Onlarla birlikte olmanın da güvenini duyuyorum. İdari MYK ve gölge kabine adıyla iki yapıdan oluşan bir MYK belirledik. Tüm bakanlıklara denk, onları takip edecek, politika üretecek bir gölge kabine oluşturduk. Gölge kabine, iktidarda bulunan partinin kabinedeki tüm bakanlarının karşısına, onları izleyecek, eleştirecek, doğru yönlendirmelerde bulunacak ve millete dönüp 'biz olsak öyle değil böyle yapardık, biz geldiğimizde yol haritamız, siyasetimiz budur' diyecek bakanlardan oluşuyor. Malum Sayın Erdoğan'ın kabinesi 17 bakan ve bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmak üzere 18 kişiden oluşuyor. Aramızda bir fark var; Sayın Erdoğan'ın 18 kişilik kabinesinde bir tek kadın vardır, aileden sorumlu bakan. AKP'deki, Türkiye'deki tüm kadın siyasilere, az da oylarını almadığı çok sayıda kadına şunu demektedir; sizi yeriniz ailedir, evdir, çocuk büyütmektir, engelliye bakmaktır. Siz dış politikadan anlamazsınız, iç işleri sizin işiniz değildir, ekonomiyi biz yöneteceğiz. Yerel yönetimlerle ilgili bir karar alınacaksa onu da biz alacağız, adliyeyi de mülkiyeyi de biz yöneteceğiz diyorlar. Ama asla ve asla unutmamamız gereken bir şey var ki; bu ülkenin kuruluş kodlarında bu yoktu. Bu olsaydı, şu anda dünyanın ileri gitmiş, demokrasisiyle övünen ülkeleri ağzına alamazken Latife Hanım'ın yanında kadın haklarının konuşulması, o ülkeler 40 yıl bekleyecekken kadına seçme seçilme hakkının tanınması ve hem toplum, hem de siyaset yaşamında kadınların önünün açılması, belki bugün ülkeyi yönetenler idrak edemez ama bu ülkenin kuruluş kodlarında, Atatürk'ün en ilerici bakış açısında vardı. Bunun bilinciyle CHP bugünkü gölge kabinesinde olduğu gibi, yarın kurulacak Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetecek kabinesinde kadın erkek eşitliğine yer verecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

10 ayda 10 yurt dışı seyahatte partimizin uluslararası ilişkilerini geliştirmeye, güçlendirmeye, köklendirmeye gayret sarf ettik. İspanya'da yapılan Sosyalist Enternasyonel toplantısında başkan yardımcılığı görevine seçildim. Türkiye'de ana muhalefet partisiyiz ama yurt dışına çıktığımızda Türkiye'nin partisiyiz. Her fırsatta bunu tekrar ettim ve gereğini yaptım. Tüm yurt dışı temaslarda Türkiye'nin menfaatlerini savunduk. Gazze'deki zulmü gündeme getirdik. Siyasi akrabalarımıza İsrail zulmüne karşı Filistin'in yanında durmalarını, Filistin'i tanımalarını yazdığım mektupla bildirdim. Ayrıca gerek Alman sosyal demokratların kongresinde, gerek Avrupa Sosyalist Partisi'nin toplantılarında, gerekse yurt dışında, önümde bulduğum her kürsüde Filistin davasını savundum. Çünkü, Filistin'in haklı davasını savunmak, Yaser Arafat'la Bülent Ecevit'in kurduğu ilişki, CHP'nin 1970'lerden beri gelen tutarlı, kararlı, dirayetli tutumunu sahiplenmektir, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin davasını sahiplenmektir.

Yerel seçimler yaklaşırken ve araştırmalarda partimizin ivme yakaladığı ortaya çıkmışken, morallerimizi ve birliğimizi bozmak isteyenler oldu. Sözüm bu meclisten dışarı; partimizin yerel seçimlerdeki başarısızlığı üzerinden kendilerine kariyer hesabı yapmaya heves edenler oldu. Karşımızdaki iktidarın gayeleriyle paralel olan bu çabalara 'Biz bunların hiçbirini bu örgütte görmedik ki, bir damla alın terlerini bu partiye damlatmamışlar ki, her zaman karşımızda olmuş alay etmişler, şimdi gelmiş CHP’li oluvermişler' diyerek, o klavye şövalyelerini, o Twitter kahramanlarını ve partimizi paçasından aşağı çekmeye çalışanları o çukurda bıraktık, yolumuza baktık. Bunlara karşı kulak asmadık.

İMAMOĞLU'NDAN KURULTAY MESAJI

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu sabah kurultay delegeleri ile kahvaltıda buluştu.

Gazeteci Barış Yarkadaş'ın aktardığına göre; CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, “Tüzük Taslağı ile ilgili son çalışmalar yapıldı. Biz de çok katkı verdik. İsteklerimizi tüzüğe yansıttık” diyerek, delegelerden destek istedi.

CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da tüzük taslağına destek verdiğini, partinin iktidara yürüdüğünü ve böyle bir süreçte birlik beraberlik görüntüsü vermenin doğru olacağını belirtti.

İmamoğlu, “İstanbul delegeleri buraya geldikleri gibi yine birlik beraberlik içinde davranacak ve İstanbul’a öyle dönecektir diye düşünüyorum” ifadesini kullandı.

Tüzükte hangi değişiklikler tartışılacak?

Tüzük Hazırlık Komisyonu'nun çalışmasına göre CHP tüzüğünde yaklaşık 20 maddelik değişiklik yapılacak.

CHP PM ve partinin meclis grubunun da değerlendirmesine açılan tüzük değişikliği taslağının en tartışmalı başlıklarını ön seçim, milletvekili adaylarının belirlenmesinde genel başkana verilen kontenjanın yüzde 15’e çıkarılması ve parti kurullarında görev alacaklara yönelik dönem sınırlamasının olması bekleniyor.

Erdoğan, Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı özelleştirmesinin Vahit Karaarslan'a verilmesini onayladı Erdoğan, Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı özelleştirmesinin Vahit Karaarslan'a verilmesini onayladı

Gerek PM, gerekse meclis grubunda, taslak metinde en çok eleştirilen başlık, milletvekili adaylarının belirlenmesinde genel merkeze yüzde 15 kontenjan tanınması oldu.

Bu düzenlemeyi eleştirenler, genel başkanın zaten Siyasi Partiler Yasası’ndan kaynaklı yüzde 5 kontenjan hakkı olduğunu, tüzük değişikliği ile genel başkanın 120 dolayında milletvekilini belirleme hakkına sahip olacağını, bu durumun da parti içi demokrasiyi zedeleyeceğini söyleyerek bu değişikliğe karşı çıkıyor.

Kurultayda bu konuda büyük çekişme yaşanması bekleniyor.

Genel Başkan Özel, yüzde 15’lik kontenjanı kendisinin değil, gençlik, kadın kolları ve Meclis grubunun kullanacağı gerekçesiyle, bu değişikliğin yapılmasını savunuyor.

Bir başka tartışmalı başlık ise ön seçim konusunda.

Tüzük taslağına göre “hakim denetiminde ön seçim” zorunlu olmaktan çıkarılıyor ve örgüt denetiminde ön seçim, aday yoklaması ve örgüt denetiminde aday yoklamasının da dahil edildiği karma bir sistem öngörülüyor.

Ancak parti içinde bir grup, hakim denetiminde ön seçimin esas alınması gerektiğini savunuyor.

Tüzük taslağında, başta milletvekilliği olmak üzere bir kişinin parti kurullarında en fazla 3 dönem üst üste görev alabileceği ancak ön seçime girenler için bu koşulun aranmayacağı öngörülüyor.

Bazı PM üyeleri ise dönem sınırlamasının, geçmişte uzun yıllar parti kurullarında görev alanları kapsayacak şekilde uygulanmasını istiyor.

Program değişikliği için nasıl bir çalışma takvimi öngörülüyor?

Tüzük değişikliğinin ardından Cumartesi ve Pazar günü ise parti programında değişiklik hazırlığına dönük çalıştaylar düzenlenecek.

Parti yöneticilerinin “CHP’nin iktidara yürüyüş programı” olarak nitelendirildiği iki günlük çalıştayda, yaklaşık 1 yıllık çalışma yürütecek olan Program Hazırlık Komisyonu oluşturulacak.

Program çalışmaları kapsamında, yuvarlak masa toplantıları gerçekleştirilecek.

Bu kapsamda, “demokrasi ve adalet”, “sosyal refah”, “kapsayıcı kalkınma” ve “dış politika ve güvenlik” başlıkları altında, eş zamanlı yuvarlak masa toplantısı yapılacak.

Kurultay, CHP’nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla yapılacak etkinliklerle sona erecek.

PM değişikliği veya MYK’da değişiklik gündeme gelir mi?

CHP kulislerinde tartışılan bir konu ise tüzük değişikliğinin ardından PM ve dolayısıyla Merkez Yönetim Kurulu’nda (MYK) değişikliğe gidilecek yeni bir olağanüstü kurultay sürecinin başlatılıp başlatılmayacağı.

Parti içinde bazı isimler, tüzük değişikliğinin hızla hayata geçirilmesi gerektiğini ve bu kapsamda da PM’nin yeni tüzüğe uygun olarak yenilenmesi için bir olağanüstü kurultaya gidilmesi gerektiğini savunuyor.

Parti kulislerinde konuşulan bir başka iddia ise Özel’in MYK’da değişikliğe gidebileceği yönünde.

Editör: Selda Manduz