TİP Hatay milletvekili seçilen ancak Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) tahliye kararına rağmen vekilliği düşürülen Can Atalay, önceki hafta yapılan ve AKP'li Alpay Özalan'ın, TİP milletvekili Ahmet Şık'a saldırdığı oturumla ilgili açıklama yaptı.

Atalay açıklamasında, son oturum sonrasında 'Can Atalay Olayı'nın kapanmadığını, daha da büyüdüğünü belirtti ve şöyle dedi:

"Konu ismim ile anılsa da özünde Anayasa’ya, yasalara, hukuka, hakka ve adalete sahip çıkma mücadelesini veren, keyfiliğe karşı duran, hakkımdaki uygulamanın yarattığı ve daha da yaratacağı vahim sonuçların farkında olarak eylemde bulunan, çaba gösteren, savunan, destekleyen, dayanışan, şiddete boyun eğmeyen herkese, milletvekillerine, partilere teşekkür ediyorum.

Çabalarınız ülkemizin bugünü ve geleceği bakımından çok kıymetli.

Mevcut duruma bir bakalım: “Can Atalay Olayı kapandı mı?” yoksa Meclis’i de içine alarak daha devasa bir boyuta mı taşındı?

'Bitirilmek için aylardır uğraşılan “Olay” her aşamada hukuku, adaleti, kurumları ve en sonunda Meclis’i nasıl içine alarak, tüketerek, kirleterek ve genişleyerek devam ediyor.

'DÖNÜP DOLAŞIP TEKRAR ÖNLERİNE GELECEK'

Bu süreç hukukun açık emri yerine getirildiği zaman ancak durabilir. Can Atalay’ı bir süre daha hapiste tutmanın derdinde ve çabasında olanlar bile yol açtıkları tahribatı görüyorlar. Can Atalay’ı hapiste tutmayı başarabilmek konunun en önemsiz detayı. Ancak ne var ki Anayasa’ya uymak, hukuka bağlılık basit bir işleme, Can Atalay’ın milletvekili listesine yeniden yazılmasına gelip düğümlendiği için etrafından dolaşılamıyor, bastırıldıkça daha zorlayıcı biçimde ortaya çıkıyor. Anayasa’nın çiğnendiği yerde, çiğneyen her kurumun kendi meşruiyetini tartışmaya açtığı bir yerde artık olay Can Atalay Olayı’nı kat ve kat aşmış bir hal alıyor. “Bitti” denilenin, bitmesi için her türlü usul, erkan, kurum kimliği, yasa, Anayasa’yı ayaklar altına almanın sonuç getirmediği, olay’ın dönüp dolaşıp tekrar tekrar önlerine geldiğini/geleceğini artık herkes görüyor.

'OTURUM YENİ BİR FIRSATTI'

Meclis’in yeniden toplantıya çağrılması yeni bir fırsattır. “Olay” zaten kaçınılmaz olarak Meclis yeniden açıldığında her gün baş gündem olacaktır. Çünkü Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez. Bu durumun görüleceğini, söyleyenin de çok iyi bildiği hukuken dayanaksız gerekçelerin arkasına sığınılmadan adım atılmasını umuyorum.

Anayasa Mahkemesi kararı basit bir işlem gerektiriyor. Sorumluluk ve çözüm Meclis Başkanı’ndadır. Milletvekilleri listesine adım yazılacak, eğer gerekli görülüyorsa karar Meclis kürsüsünden okunacak. Bütün işlem bu basitliktedir.

“Can Atalay Olayı”nda, Anayasa hukuk mu geçerli olacak keyfilik mi baskın gelecek mücadelesinin odaklandığı bilinciyle davranan, yeniden toplantı çağrısı için çaba gösteren bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyor, başarılar diliyorum."

Narin Güran'ın annesi Yüksel Güran'la ilgili 'kan' iddiası: 'Devlet istiyor, gizli' Narin Güran'ın annesi Yüksel Güran'la ilgili 'kan' iddiası: 'Devlet istiyor, gizli'

NE OLMUŞTU?

TBMM, 16 Ağustos'ta Gezi Parkı davası nedeniyle olarak hapis cezası verilen ve Anayasa mahkemesinin kararına rağmen milletvekilliği düşürülen Can Atalay için Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un çağrısıyla toplandı. Olağanüstü oturum AKP'lilerin toplu saldırısına sahne oldu .TİP Milletvekili Ahmet Şık'ın konuşması sırasında AKP'li Meclis İdare Amiri Alpay Özalan, kürsüye koşarak Şık'a vurdu. Özalan'a karşılık verirken yere düşen Şık'ı, Özalan'ın peşinden gelen kalabalık AKP'li grup linç etmeye çalıştı. AKP'lileri durdurmaya çalışan muhalefet milletvekilleri de saldırıya uğradı. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in kaşı yarıldı. Koçyiğit'in kaşından damlayan kanlar görüntülendi.

Editör: Selda Manduz