Hamas Lideri Yahya Sinvar’ın Gazze’nin güneyinde çarşamba günü İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğü açıklandı.

Hamas yöneticileri de bugün bu iddiayı teyit etti.

Gazeteci Fehim Taştekin ve Siyaset Bilimci Erhan Keleşoğlu, Sinvar’ın öldürülmesinin siyasete olası yansımalarını Evrensel’den Şerif Karataş’a değerlendirdi.

Sinvar’ın ölümü ardından ABD ve AB ülkelerinden yapılan “Ateşkesin önündeki engel kalktı” benzeri açıklamaları da değerlendiren Taştekin ve Keleşoğlu, ateşkesin önündeki engelin İsrail yönetimi olduğuna dikkat çektiler.

TAŞTEKİN: İSRAİL’İN İSTEDİĞİ GÖRÜNTÜ BU DEĞİLDİ

Ortadoğu’yu takip eden Gazeteci Fehim Taştekin’e göre Yahya Sinvar işgal, kuşatma, tecrit ve apartheid altında felç edilmiş, ihanet edilmiş, desteğini yitirmiş ve Oslo Anlaşması’yla uluslararası alanda temsil yetkisi kazanmış yönetimi iş birlikçi haline getirilmiş Filistin davasında bir kırılma yaratmak istiyordu.

Çok sarsıcı bir hamleyle bunu başarabileceğini düşünüyordu. 7 Ekim Aksa Tufanı saldırısının bu tahayyülün ürünü olduğuna dikkat çeken Taştekin, "Eğer Aksa Tufanı’nda önüne koyduğu hedeflere yaklaşsaydı bu süreç Yahya Sinvar’ı ulusal bir lidere dönüştürebilirdi” dedi.

Taştekin, “Fakat ölüm şekli Aksa Tufanı ve ardından İsrail’in yürüttüğü soykırımdan dolayı bedel ödeyen Filistinler arasında aldığı eleştirileri geride bıraktıracak şekilde. Sinvar kaçarak, saklanarak ve nedamet dileyerek değil son anına kadar direnerek ve çatışarak gitti. İkonik bir görüntü bıraktı. Aslında İsrail’in istediği görüntü bu değildi. Netanyahu düşmanının üzerinde tepineceği, soykırımı haklı çıkaracağı, bütün vahşeti meşrulaştıracağı ve tepe tepe propagandasını yapacağı bir ölüm isterdi. Sinvar’ın bıraktığı son sahne Filistin direnişine ilham ve cesaret verecektir” ifadelerini kullandı.

Sinvar’ı Hamas için büyük bir kayıp olarak değerlendiren Taştekin, “Hareket halihazırda bütün bir yıkımın altında farklı bölgelerde işgale direniyor. Omurgasını yitirmedi, Sinvar’ın gidişi de bir omurga yitimi olarak görülemez” dedi.

ATEŞKESİN ÖNÜNDEKİ ENGEL NETAHYAHU

ABD ve AB'nin “Sinvar’ı ateşkesin önündeki temel engel olarak” gördüğünü ifade eden Taştekin şu yorumu yaptı:

"Bu koca bir yalan. ABD kendi ara buluculuk sürecinde tamamen İsrail’den yana sonuçlar için ağırlığını kullandı. Buna rağmen Biden’ın ateşkes planını Hamas kabul ederken Netanyahu reddetti. Sürecin tıkanmasının sorumlusu Sinvar değil Netanyahu idi. Sürekli yeni koşullar ileri sürerek masayı dağıttı. Sinvar ilk gün önüne koyduğu hedeflerini müzakere etti, bunları müzakere etmekten kaçmadı. Evet İsrail’in Philadelphia Koridoru’na girme, Netzarim Koridoru’nda kalma, tutsak Filistinlileri veto etme, gerektiğinde operasyonlara devam etme gibi ek koşullarını reddetti. Bu koşullar BM Güvenlik Konseyinin haziranda desteklediği öneriye de aykırıydı. Batı İsrail için şarlatanlık yapmaya devam ediyor.”

HDP kapatma davasında son durum: AYM Başkanı açıkladı HDP kapatma davasında son durum: AYM Başkanı açıkladı

Sinvar’ın öldürülmesiyle İsrail üzerinde bir ‘dost baskısı’ oluşacağını söyleyen Taştekin, "Bu soykırımda elini kana bulayan ülkeler artık bundan sıyırmak istiyor” görüşünü dile getirdi:

"İsrail’in maliyeti hepsi için çok fazla gelmeye başladı. Ama İsrail durmayacağını söylüyor. İlk gün ilan ettikleri hedeflere yaklaşabildikleri kadar yaklaşmak istiyorlar. Gazze’yi 1948’de Yafa’dan sürülmüş Filistinlilerin tutunduğu son yer olmaktan çıkarmak istiyorlar. Gazze’yi yaşanamaz kılmak, Filistinlileri de bir daha asla toparlanamayacak hale getirmek istiyor. Tabii hükümetteki faşist-dinci bakanların bastırdıkları plan Gazze’nin yeniden işgali, Yahudi yerleşimlerin yeniden kurulması ve kalan Filistinliler olursa onlara da apartheid rejimi. Gönüllerinde vadedilmiş topraklarda Filistin olmasın istiyorlar.”

ERTESİ GÜN SENARYOSU İSTEDİKLERİ GİBİ OLUŞMUYOR

İsrail hükümetinin kafasında hâlâ bir “yarın planı” olmadığına vurgu yapan Taştekin, "Amerikalılar da plan görmek istiyor. Ertesi gün senaryosu istedikleri gibi oluşmuyor. Hamas ve diğer direniş örgütlerinin beli tamamen kırılsaydı Birleşik Arap Emirlikleri’nin ana aktör ve finansör olduğu bir kukla yönetim kurmayı öngörüyorlar. Bunun için Filistinlilerin direnişe tamamen sırt dönmesi lazım. Bunun olabileceğine dair güçlü veriler yok” ifadelerini kullandı.

Taştekin, Filistinlilerin 76’da bitirilmeyen direncinin yok edilmeyeceğini ve bu direniş potansiyelinin olduğuna da vurgu yaptı.

KELEŞOĞLU: NETANYAHU SİYASİ ÇIKAR GÖRÜRSE ATEŞKESE YÖNELEBİLİR

Filistin Sorunu ve Ortadoğu politikaları üzerine çalışan, Siyaset Bilimci Erhan Keleşoğlu da “Sinvar’ın öldürülmesi Hamas’ın ciddi anlamda yıprandığı, operasyonel kabiliyetini önemli oranda yitirdiği anlamına geliyor” dedi.

Ancak toplumsal bir hareket olarak ve daha önceki liderlerde de olduğu gibi içinden yeni bir lider çıkaracağını da ekledi: “İsmail Heniye, Yahya Ayyaş, Abdülaziz Rantisi, Şeyh Ahmed Yasin ve öldürülen diğer liderlerde olduğu gibi yeni bir lideri içinden çıkaracaktır. Ona hiç şüphe yok. Sinvar’ın çarpışarak ölmesi de militan tavrını gösteriyor."

Öte yandan Keleşoğlu da ateşkese yanaşmayan tarafın Hamas değil, Netanyahu Hükümeti olduğunun altını çizerek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu saatten sonra Netanyahu ateşkese yanaşır mı bilemiyorum. Kendisi açısından siyasi kazanım olarak bunu pazarlayabilecekse; Sinvar’ın öldürülmesini kendisinin ve koalisyonunun siyasal çıkarları açısından bir kazanım olarak görecekse bu sefer ateşkese daha sıcak bakabilir. Rehineler meselesinde de Netanyahu içeride çokça eleştirildi, bir rehine antlaşması yaparak bunu da bir siyasi kazanca tahvil etmeyi düşünebilir”.

Keleşoğlu, Netanyahu’nun ABD seçimlerine kadar olan süreyi olabildiğince iyi kullanmak istediğine de vurgu yaptı ve bunun üzerinden çıkar sağlamayı amaçladığını belirterek, “Zaten ABD seçimlerine pek fazla süre de kalmadı, o manada ateşkese daha yakınlaşılmış olabilir” dedi.

İSRAİL SAVAŞI YAYMAK İSTİYOR

Keleşoğlu, Netanyahu’nun, Amerika Birleşik Devletleri’ni İran’a karşı savaşın içerisinde çekmek istediğine de vurgu yaparak şöyle devam etti:

"Bu manada tam da Amerikan seçimlerine gidilirken, İran’a beklentilerin ötesinde bir karşılık vererek İran’ı kışkırtmayı, belki Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Amerikan müttefiki diğer Körfez ülkelerinin de içine çekileceği bir savaşın başlamasını sağlamaya çalışabilir. Körfez ülkelerinin özellikle bundan çekindikleri için, Amerikan hükümetine baskı yaptıklarını biliyoruz. Mevcut Biden yönetimi de Netanyahu’nun ne yapmaya çalıştığının farkında, bu manada ABD’nin tavrı çok belirleyici olacaktır. Netanyahu bu çabasında ne kadar başarılı olabilir, bilemiyoruz. Onu önümüzdeki dönem gösterecek ama, ciddi risk var. Onu söylemek gerekiyor.”

Editör: Selda Manduz