Amasra Maden Katliamı davasının 5. duruşması 2. gününde devam etti. Tanıkların dinlenmesine devam edilen duruşmada tanıklar ihmallerden ve üretim baskısından bahsetti.
Tanık Hasan Tamur, "Üretim baskısı vardı. Arızalar, atımlar, kömür hedefinin tutturulmaması gibi hususlar sonraki vardiyalara baskı olarak dönerdi. Selçuk Ekmekci bir itiraz halinde 'Yapacaksanız, talimatımdır' şeklinde baskı yapardı". Selçuk Ekmekci, kendisine karşı gelenlerin pozisyonlarını değiştirir, sesini keserdi, yevmiye cezası verirdi" dedi.
Söz alan Sanık Ekmekci, "Gündüz vardiyasında ceza hiç aldın mı" diye sordu. Tamur, "Bana sandalye tekmeledim diye ceza verdiniz" dedi.
Tanık Mehmet Akif Özdamar ise hiç acil durum eylem planı görmediklerini, olay günü kendilerince inisiyatif alarak kurtarma çalışmalarında bulunduklarını söyledi.
TAŞ TOZUNDAN SORUMLU İŞÇİ: ÜRETİM YERİNDE TAŞ TOZU VE BARAJ EKSİKTİ
Tanık Satılmış Ceylan, emniyet işçisi olduğunu, taş tozu ve barajlama gibi işlemleri kendilerinin yaptığını söyleyerek, "-350 ve -320'de taş tozunun eksik olduğu doğrudur" ifadelerini kullandı.
“EĞİTİM ALMADIĞIM HALDE, İMZA ATTIĞIMIZ OLDU”
Tanık Erdi Demir de ifadelerinde, "Tozu uygulaması yoktu. Üretim baskısı vardı, rahatsızlandığımızda, mazeretli olduğumuzda baskı ve tehdit görürdük. Mühendisleri haftada 1-2 gün görürdük. İlk giriş eğitiminden sonra 1-2 kez yetersiz bir eğitim aldım, almadığım halde imza attığımız da oldu" dedi.
Tanık Aykut Çetin ise, "Daha önce tahlisiye ekibi kağıt üstünde varmış, biz tahlisiye ekibi var mıdır, kimdir bilmezdik. Bugünkü uygulamada 7-24 kuyu başında 3 kişiden oluşan tahlisiye ekibi nöbet tutuyor" diye konuştu.
Nakliyat servisinde çalışan Haydar Kayacı ise beyanında, "Olay günü tahlisiye ekibinden kimse yoktu, içeri bizim girmemiz gerekti. Belli bir siyasi partinin maden üzerinde yoğunluğu vardı, içeriyi onlar yönetirdi. Patlama öncesi Enerji Bakanı geldi, ‘Emekli olanlar ayrılsın, gitsin torun sevsinler’ dedi. Benim kanaatime göre bunlar bizi gözden çıkarmışlardı. -350 planı madencilik tecrübelerime göre hatalı bir plandır. Sendika baskısı ve siyasi baskı madeni esir almış durumdaydı" dedi.
Tanık Enis Akıncı, "Sanırım barutçu arkadaşımızda kusur bulmaya çalışıyorlar. Ben arkadaşıma kefilim, birlikte çalıştık. Emniyet kurallarına riayet etmeden çalıştığı bir günü bilmem. Eğitimler teorik olarak yapılır, daha önce açılmis maskelerden eğitimler verilir. Hurda maskelerden eğitimler verilir" dedi.
Sanık Mehmet Tural'ın avukatı, "Madem böyle kullanılmış maskeleri önünüze atılıyordu siz niye 'Biz açılmamış maske kullanmak istiyoruz' demediniz" diye sordu. Tanık, kendilerinin daha önce ikaz sıfır maske patlattıklarında ‘Bunlar 1000 euro boşuna kullanmayın’ diyerek ikaz edildiklerini söyledi. Akıncı, ayrıca yeni eğitimlerde sıfırdan maske açtırdıklarını ve patlamadan sonraki eğitimlerin daha kapsamlı olduğunu söyledi.
MÜHENDİSLER ACİL EYLEM PLANİNDAN BİHABER
Kuyu mühendisi Selami Kara, "Acil eylem planını daha önce görmedim" dedi. Tanık Makine Mühendisi Musa Adıyaman da daha önce Acil Eylem Planını hiç görmediğini söyledi.
Tanık Bülent Darçın, "Sinyalde çalıştığım dönemde nezaretçiler bize lamba verirdi, onları aşağıya indirirdik" diyerek bu şekilde madene inmediği halde lambalarını gönderenlerin madendeymiş gibi görüldüğünü anlattı.
ACİL EYLEM PLANIYLA DEĞİL KAYMAKAM TELKİNİYLE MÜDAHALEDE BULUNMUŞ
Tanık, Engin Pazar, "Tamir tarama servisinde maden mühendisiyim. 2011 yılında atandım. Olay günü madene girmedim, dışarısı çok kalabalık ve koordine yoktu. Kaymakamın telkiniyle dışarıyı koordine etmeye çalıştım. Selçuk Ekmekci ve Mehmet Tural olmadığında daimi nezaretçi ben olurum. Olay günü nöbetçi mühendistim. Olay günü bana belirtilen bir sorun olmadı. Biz vekalet sistemiyle çalışıyoruz. Olay günü kartiye mühendislerine vekil olduğumdan haberim vardı ama meslektaşlarımın madende olmadığını bilmiyordum. Arızaya ilişkin bir bilgim olsaydı anında müdahale ederdim. Ben arızayı olaydan 1 hafta sonra öğrendim. Başkalarının yerine imza atma durumu yoktu" dedi.
Bunun üzerine Avukat Oğuzhan Topalkaran Levent Aydin'ın adının yazıldığı ancak imzanın Engin Pazar'a ait olduğu bir belge gösterdi. Pazar, imzanın kendisine ait olduğunu söyleyerek, "İmza bana ait ama kaşe bana ait değil. Hafta sonu nöbetçisiydim, bir arızaya rastlamadığım için imzayı attım. Kollukta bu konuya ilişkin şüpheli sıfatıyla ifade vermedim" dedi.
"PERVANE ARIZASINDAN HABERİM YOKTU"
Avukat Sercan Aran'ın sorusu üzerine, "Olay günü pervane arızasından haberim yoktu, arıza bilgisi bana gelmedi, meslektaşlarımın da dediğim gibi o gün iş yerinde olmadığını bilmiyordum. Bu yüzden onların işlerine bakmam gerektiğini bilmiyordum" diye konuştu. Daha önce kartiye şefi Şenol Kaya, ifadesinde pervane arızasının Engin Pazar'ın bilgisi dahilinde olduğunu söylemişti.
Engin Pazar, yer altında çalışmadığı zamanlarda lambasını okutturduğunu söyledi.
Evrensel’den Hilal Tok’un haberine göre, Pazar, şöyle devam etti:
"Kışın fakir fukara fonu için daha çok kömür çıkarmamız istenirdi. Bu tür durumlarda da işçi sayımız az olduğu için bir üretim baskısından bahsedebiliriz. İşletme Başmühendisiyken görevden alındım. Vekaleten görevde olduğum için sınava girmemiz gerekiyordu. Sınava girenler arasında sendikali kişiler atanıyor. Ben sendikalı olmadığım için sözlü sınavdan geçirilmedim. Burada başka farklı sendikadaysanız bu göreve gelme ihtimaliniz yoktur. Hema -400'un altını almış durumdaydı, çok sıkışılmış bölgede çalışıldığı için, Selcuk Ekmekci üretim panolarını ilerletmek istiyordu, ben bunun sıkışık alanda bazı sorunlar doğuracağını söyledim."
Engin Pazar da Acil Durum Eylem planını gördüğünü ancak kendilerine bu planın dağıtılmadığını söyledi.
Sanık Mehmet Turan, "Levent Bey'in o gün gelmeyeceği bir gün öncesinden zaten belliydi, Hakan Mengüş'ün neden işe gelmediğini Engin Pazar bana sordu. Ben gelemediğini kendim bildirdim” dedi. Pazar, ‘Hatırlamıyorum’ diye cevap verdi.
“RESMEN ÖLÜME TERK EDİLMİŞ İŞÇİLER”
Necmi Demirer, "Olay vardiyasındaydım, olay anında kuyu başındaydım. Acil Eylem Planını görmedim, acil durumlarda ne yapmam gerektiği konusunda da bilgi almadım. Pervane arızası için kelepçeyi Serhat Kahraman'a teslim ettim" dedi. Hayatını kaybeden Ramazan Özer'in ablası, "Kaza olduğunda neden aşağıya inmediniz, beklediniz belki daha çok kişi kurtulabilirdi, bu sistem nasıl çalışılıyor neden bu kadar beklendi?" diye sordu.
Tanık Demirer, "Bize tahlisiye ekibini beklememiz emredildi" dedi.
Ramazan Özer'in ablası, "Kuyu başında bekledik diyorlar, biz 43 kişiyi kaybettik nasıl dayanalım buna? O gün telsizde işçilerin 'Bizi kurtarın' diye yalvardıklarını söyleyenler oldu. Görüyoruz ki resmen ölüme terk edilmiş işçiler" diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
14 Ekim 2022’de 43 madencinin hayatını kaybettiği -350 kota kadar üretim yapılan Türkiye Taşkömürü Kurumuna ait Amasra Müessesesine ait maden ocağında gerçekleşen katliam sonrası yapılan incelemelerde devlet kurumunda havalandırmanın yetersiz olduğu, norm kadronun çok azı ile çalışıldığı ve madenci açığı olduğu, 476 işçinin yapacağı işin 166 işçiye yaptırıldığı, iş yerinde hekim bulunmadığı, ocakta eksik sayıda mühendis olduğu, kömür tozu yangını ve zararlarına karşı önlemlerin yetersiz kaldığı, iş güvenliği eğitimi ve tatbikatlarının yetersiz kaldığı ortaya çıkmıştı.
Adım adım katliamı getiren ihmallerin ardından yaşanan maden kazası sonrası 7’si tutuklu olmak üzere 23 sanığın yargılanmasına karar verildi.