Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Engin Polat'ın tahliyesinin ardından ilk kez konuştu.

Milyonlarca dolarlık "Kara para aklama" ve "vergi kaçırma" suçlamasıyla tutuklanan ve 40 yıla kadar hapis talebiyle yargılanan Engin Polat'ın tahliye edildi, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç "Yargı en doğru kararı verir, şüpheniz olmasın" dedi.

Bakan Tunç, İstanbul 2 No'lu Barosu'nun İstanbul Üniversitesi'nde düzenlediği 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni'nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Dilan ve Engin Polat çiftinin davasında tutuklu sanıkların tahliye edilmesine ilişkin değerlendirme yapan Tunç, yaklaşık 1 yıla yakın bir soruşturmanın söz konusu olduğunu belirterek, "görülmekte olan bir davayla ilgili konuşmanın doğru olmadığını" söyledi.

Tunç, dosyaya hakim olanın o dosyaya bakan ilgili hakim ve savcılar olduğunu kaydederek şöyle devam etti: "Kimin ne zaman tutuklanacağına, kimin serbest bırakılacağına Ceza Muhakemesi Kanunu ve Ceza Kanunlarımız çerçevesi içerisinde karar verecek olan dosyaya bakan hakimlerdir.

Sinan Ateş davası: Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi Sinan Ateş davası: Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi

'YARGI MENSUPLARIMIZA GÜVENELİM'

Kuvvetli suç şüphesi nedeniyle tutuklama gerçekleşti, sonraki değerlendirmede mahkeme bu kanaate vardı. Bir kişinin tutuklu yargılanması onun suçlu olduğu anlamına gelmeyeceği gibi tutuksuz yargılanması da suçsuz olduğu anlamına gelmez. O nedenle bırakalım yargı işini yapsın. Tabii bunu fırsat bilerek yargı üzerinde özellikle birtakım ağır eleştirilerde bulunanlar var. Burada yargı mensuplarımız kılı kırk yararak bir çalışma gösteriyor. Elbette ki hatalı kararlar olursa bu kararların düzeltilme mekanizmaları da yine yargı sistemimiz içerisinde var. İtiraz müesseseleri var ki Cumhuriyet Savcılığımız itiraz etmiştir. Onu değerlendirecek olan yine dosyaya bakan mahkemedir, hakimlerdir. Dolayısıyla dışarıdan dosyadaki delilleri bizim değerlendirme imkanımız söz konusu olamaz. Onu değerlendirecek olan ve gerekli kararları verecek olan da işte ilgili mahkemedir, hakimlerdir. O nedenle görülmekte olan bir davada bırakalım yargı eninde sonunda en doğru kararı verir ve toplum vicdanını rahatlatacak bir karara ulaşır. Bundan da hiç şüpheniz olmasın, yargı mensuplarımıza da güvenelim."

'VESAYETÇİ ANLAYIŞ...'

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hakkındaki davaya ilişkin yaptığı açıklamayı ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in buna verdiği desteğe ilişkin de şunları söyledi: "Yargı Anayasa'dan yetki alır.

Burada görülmekte olan bir davayla ilgili olarak siz eğer yargılama yapanlarla ilgili, yargılama yapanlara yönelik birtakım sözler sarf ederseniz o zaman tehlikeli bir durum ortaya çıkar."

Görülmekte olan davalarla ilgili olarak özellikle sorumluluk makamında olan kişilerin daha sorumlu davranması lazım. Bu anlamda bırakın yargı görevini yapsın. Burada tarafsız ve bağımsız yargı en doğru sonuca elbette ki ulaşacaktır. Sayın Özel özellikle kendi belediye başkanının yargıya yönelik parmak sallamasına verdiği cevap olarak onun yanında olduğunu ifade etmesi bir talihsizlik. Sorumlu bir genel başkan olarak aslında bırakın yargı bağımsız bir şekilde görevini yapsın ve en doğru sonuca ulaşsın. Siz parmak sallayarak, yargıyı tehdit ederek, 'Şöyle karar vermezseniz şöyle olur, böyle karar verirseniz kaos çıkar, millet ayaklanır.' Bunlar eski Türkiye manzaraları.

Vesayetçi yargı anlayışı zihniyetine sahip olunan günleri hatırladık. Ülke o günlerden geçti. Bugün yargımız her zamankinden daha bağımsız ve tarafsız bir şekilde görevini sürdürmektedir. O nedenle geçmişte yargıyı arka bahçe yapanlar bugün ortaya çıkıp 'Biz başkanımızın yanındayız, yargıya parmak salladığı noktasında da ona destek oluyoruz.' derseniz o zaman sorumlu bir harekette bulunmamış olursunuz."

TEĞMENLERİN YEMİNİ

Adalet Bakanı Tunç, Kara Harp Okulu mezuniyeti sonrası bazı teğmenlerin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganıyla kılıçlı yeminine ilişkin ise şu ifadeleri kullandı: "Sayın Cumhurbaşkanımız bugün açık açık ifade etti. Kanunen yapılan yemin bellidir. Bu yemin edildikten, tören bittikten sonra yürürlükten kaldırılan yemin bir grup teğmen tarafından tekrar edilmiş. Bu da tabii kamuoyunda tartışmalara neden oldu. Ordumuz peygamber ocağı, çok badirelerden geçti. O nedenle ordumuz bizim göz bebeğimiz. Orduyu yıpratacak, askerimizi rencide edecek bu tür tutum ve davranışların doğru olmadığını Sayın Cumhurbaşkanımız bugün de ifade ettiler. Eğer siz kanunda belli olan bir yemini, kanunen yapmak zorunda olduğunuz bir yemini yaptıktan sonra tekrar yürürlükten kalkmış olan başka bir yemini farklı bir gösteri halinde yapmaya kalkışırsanız bunun askeri disiplin açısından bir sorun olduğunu ben adli yıl resepsiyonunda da söylemiştim. Elbette ki bunun arka planının araştırılması ve soruşturulması konusundaki hassasiyetimizi de söyledik.

Sayın Cumhurbaşkanımız bugün ordunun yıpratılmaması ama bu tür disiplinsiz hareketlere de müsaade edilmeyeceğine yönelik açıklamalarını gerçekleştirdi. O minvalde gerekli incelemeler, soruşturmalar yapılır."

Editör: Selda Manduz