Türkiye Cumhuriyeti ile PKK arasındaki Oslo görüşmeleri, 2009-2011 yılları arasında Norveç'in başkenti Oslo'da gerçekleşen bir dizi gizli toplantıdır. Bu görüşmeler, Kürt sorununun çözümü ve PKK'nın silah bırakması amacıyla yapıldı.

2009 yılında, Türkiye ile PKK temsilcileri arasında Norveç'in başkenti Oslo'da gizli görüşmeler gerçekleştirildi. Bu görüşmeler, Kürt sorununun barışçıl çözümü için önemli bir adım olarak görülse de, süreç içerisinde çeşitli zorluklar ve sızıntılarla karşılaşıldı.

 OSLO'DA NE OLDU? NE KONUŞULDU?

Görüşmeler, Norveçli yetkililerin arabuluculuğunda gerçekleşti Türkiye'yi Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) temsilcileri, PKK'yı ise örgütün üst düzey yöneticileri temsil etti. Görüşmelerde, ateşkes, silah bırakma, siyasi reformlar ve Kürtlerin hakları gibi konular ele alındı.

GÖRÜŞMELER NASIL SIZDI VE NASIL SONA ERDİ?

2011 yılında bu görüşmelere ait ses kayıtları internete sızdırıldı.

'Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'ın yeğeni, Ramazan Gülten'i tehdit etti' iddiası 'Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'ın yeğeni, Ramazan Gülten'i tehdit etti' iddiası

2011 yılında, Oslo Görüşmeleri'ne ait olduğu iddia edilen ses kayıtları internete sızdırıldı. Bu sızıntı, görüşmelerin gizliliğini ihlal ederek süreci olumsuz etkiledi. KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, görüşmelerin kesilmesinden hükümeti sorumlu tutarak, verilen sözlerin tutulmadığını ve sürecin ciddiyetle yönetilmediğini iddia etti.

Ayrıca, 2010 yılı sonu ile 2011 yılı başlarında Türkiye'nin, İran, Irak ve Suriye ile PKK'ya karşı ortak bir saldırı planı yaptığını ve bunun da süreci olumsuz etkilediğini öne sürdü.

DÖNEMİN CHP'Sİ, MHP'Sİ VE KÜRT SİYASETİNİN TEPKİLERİ

CHP: Ana muhalefet partisi CHP, görüşmelere dair belgeleri kamuoyuyla paylaşarak hükümeti eleştirdi. CHP Sözcüsü Haluk Koç, hükümet ile PKK arasında Norveç'in başkenti Oslo'da yapılan ve ses kayıtları basına yansıyan görüşmeyle ilgili olduğunu iddia ettiği bir belge açıkladı. Koç, dokuz maddelik metnin İngiliz arşivlerinde yer aldığını öne sürdü.

MHP: Milliyetçi Hareket Partisi, devletin terör örgütüyle müzakere etmesini sert bir dille eleştirdi ve bu durumu kabul edilemez buldu.

Kürt Siyaseti: Kürt siyasi hareketi, görüşmeleri olumlu bir adım olarak değerlendirirken, sürecin şeffaf olmamasını eleştirdi ve daha kapsayıcı bir yaklaşım talep etti.

SÜRECİN DÜNYA BASININDAKİ YANKILARI

Oslo Görüşmeleri ve ardından gelen sızıntılar, uluslararası basında da geniş yer buldu. BBC Türkçe, sürecin tıkanmasının nedenlerini ve tarafların iddialarını detaylı bir şekilde ele aldı.

Ayrıca, Al Jazeera Türk, CHP'nin açıkladığı Oslo belgelerine dair haberler yayınladı.

Bu gelişmeler, Türkiye'nin iç politikasındaki gerilimleri ve barış sürecinin zorluklarını uluslararası kamuoyunun gündemine taşıdı.

 GAZETE MANŞETLERİ VE DEMEÇLER

Oslo Görüşmeleri'ne ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının sızmasının ardından, medya organları ve köşe yazarları konuyu farklı açılardan ele aldı. Özellikle yandaş medya, sızıntının arkasında uluslararası komploların olabileceğini öne sürdü. Örneğin, Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, ses kaydının sızdırılmasını Türkiye'nin yükselen değer olmasından rahatsız olan çevrelerin bir hamlesi olarak değerlendirdi.

Ayrıca, dönemin AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, ses kaydının İsrail tarafından servis edildiğini iddia etti.

2009 Oslo Görüşmeleri, Türkiye'nin Kürt sorununu çözme çabalarında önemli bir dönemeç olarak tarihe geçti. Ancak, sürecin gizliliğinin ihlali, siyasi partilerin farklı tepkileri ve medyadaki tartışmalar, barış çabalarının ne denli hassas dengelere bağlı olduğunu bir kez daha gösterdi.

Öte yandan, Devlet yetkilileriyle PKK temsilcileri arasında Norveç'in başkenti Oslo'da barışın sağlanması amacıyla yapılan görüşmeler ‘Oslo görüşmeleri’, bu görüşmelerle yaratılan ortaya çıkan süreçse ‘Oslo süreci’ olarak biliniyor. Görüşmelere ait olduğu iddia edilen ses kayıtları ve metinlere rağmen görüşmelerin içeriğiyle ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmış değil. Görüşmelere MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla ve 'özel temsilci' sıfatıyla katıldığı iddia edildi. Dönemin Başbakanlık Müsteşar yardımcısı, MİT Müsteşarı Fidan, MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş; Kürt tarafından Mustafa Karasu, Sabri Ok ve Zübeyir Aydar'ın diğer katılan isimler olduğu düşünülüyor. Mevcut açıklama ve gelişmeler, görüşmelerin 2011 yazında durduğunu gösteriyor. 8 Şubat 2012'de Oslo görüşmelerine katılan Fidan, Güneş ve eski MİT Müsteşarı Emre Taner, KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrıldı. Bir hafta sonra MİT Kanunu TBMM'de bir gecede değiştirildi.

Fidan'ın ve diğer MİT mensuplarının görevleri kapsamındaki konularla ilgili ifade vermesi Başbakanlık iznine bağlandı. MİT mensupları ifade vermeye gitmedi. Kamuoyunda bu gerilime, AKP-Gülen Cemaati arasındaki çatışmanın neden olduğu yolunda yorumlar yapıldı. Oslo görüşmeleri son olarak CHP'nin Oslo'daki görüşmelere ait olduğunu bir metni kamuoyuna açıklamasıyla gündeme geldi.